"Çisil, seni seviyorum. Bunu biliyorsun değil mi?"
"Bil-miyorum Enes. Buna inanmak istiyorum" Dedim kekeleyerek. Enes benim 1 yıllık sevgilimdi. Ona deliler gibi aşıktım. Dün onu başka bir kızla gördüm. Tabii bu normaldi çünkü arkadaşı olabilirdi. Fakat bu sefer kol kola görmüştüm. O geceyi tekrar hatırlayalım.
Dün gece~
Bugün Arzu ile cafeye gitmiştik
Saat 6 gibi eve dönmüştük. Enes'i merak ettiğimden telefonumu elime alıp mesaj attım.Kime: Yakışıklı Ego
Nerdesin? Merak ettim aşkım.Cevap vermesini bekledim, anca yarım saat sonra cevap atabilmişti.
Kimden:Yakışıklı Ego
İşim var şu an. Çok önemli..Nasıl ya? Bu sefer birşey olduğunu düşünmüştüm. Ama bu düşünceleri daha fazla aklımda tutmaya gerek yoktu.
Kime: Yakışıklı Ego
Tamam. Sana güveniyorum *Başka birşey yazmayınca elimdeki telefonu komidinin üstüne koyup, yatağıma uzandım. Bugün yorulmuştum ve biraz kestirmek iyi gelecekti sanırsam.
Bugün~
"Çisil senden sadece bana güvenmeni istiyorum. "
"Bende güvenmek istiyorum"
"Seni seviyorim Çisil, ve senden asla vazgeçmem."
"Bende seni seviyorum Enes. Ama dün gördüğüm manzara sayesinde kalbim sanki parçalandı"
"Asla düşündügün gibi birşey olmayacak Çisil. Asla"
"Sana güveniyorum hala Enes. Benden vazgeçmeni istemiyorum. Seni kaybetmeyi göze alamıyorum. "
"Haklısın birtanem. Hemde fazla"
"Beni sakın bırakma Enes tamam mı?"
"Söz veriyorum aşkım, seni hiç bırakmıycam"
Ağzından son kez kelimeler dökülebilmişti. Ona sarılmak, onu öpmek müthiş bir histi. Kendini güvende hissetmek, anlatılamaz bir duyguydu. Ona sarıldığımda sanki dünyalar benim oluyordu. Küçük bedenimi, kendine yasladı. Onun kokusunu içine çekip, rahatlamaya ihtiycım vardı. O erkeksi kokuya..
Geri çekildiğimde bana soru yöneltti."Kantine gitmeye ne dersin?"
"Olur" Dedim memnunca gülümseyerek. O da gülümsememe karşın gülümsedi. Elimden tuttuğu gibi kantine çekiştirmeye başladı. Kollarım acısada, bir şey demedim. Açıkcası bu umrumda da değildi. İsterseniz size kendimi tanıtıyım; Ben Çisil. 16 yaşındayım. Uzun sarı ve mavi gözlerim var. 52 kiloyum ve 1.73 boyum var. Genelde pek arkadaş çevrem yoktur. Tek tük işte. Popüler biriyim. Zenginiz ama hiç kimseyi küçümsemem. Karakterist yapım ise; saf, fazla iyi kalpli ve yardımsever olmam. Dostumun az olmasının nedeni, ben para için arkadaşlık kuranı hayatıma almam. Gerçek dostluklarım var az da olsa.."Tost ister misin?"
"Olur."
"İçecek ne söyleyeyim?"
"Meyve suyu"
"Tamam"Ben kantinde oturmuş, Enes'i bekliyordum. Fakat birşey gözüme çarptı. Dün Enes'le beraber gözüken kız burada ve buraya geliyor. Nefesimi tutmaya başladım. Normalde pek kıskanç değilim ama yeri geldiğinde kıskanmak gerek! Enes'in yanına gitmeden önce benim masama oturdu. Allah aşkına bu kızın amacı ne? Hayatımı bok etmek mi?
"Selam. Bak sana birşey diyeceğim" Sarı saçlı kız gülümsedi.
"Enes'in ne kadar yakışıklı olduğunu mu?" Dedim bilmiş bilmiş.
"Sen gerçekten Enes'i seviyorsun" Dediğinde göz devirdim.
"Bak ben Enes'in kuzeniyim. Senin onu ne kadar çok sevdiğini fark ettim. Dün bizi gördüğünü biliyorum. Sadece yanlış anlamaman için diyorum. Bu arada ben Buket"
"Ne? Çok özür dilerim b-ben bilmiyordum, yani kuzen olduğunuzu"
"Sorun değil. Haklıydın sen" Deyip gülümsedi.
"Bende Çisil" Dedim uzattığı eli sıkarak. Enes doğru söylemiş işte. Ona güvenmeliyim, herne olursa olsun.
Enes'de yanımıza geldiğinde Buket'i gördüğünde bize anlamaz bakışlar attı. Buket açıklama gereği duyucak ki lafa atıldı.
"Kuzen, bizim okul tatildi bugün. Bende buraya seni ziyarete gelicektim. Çisil'i gördüğümde kuzen olduğumzudan bahsettim"
"Evet aynen öyl oldu aşkım" Dedim lafa atılarak.
Enes de bize 'öyle olsun bakalım' der gibi kafasını salladı. Tost ve meyve suyumu bana uzattı. Büyük bir iştah ile yemeği yerken, Buket ve Enes'in kahkaha atması ile onlara öldürücü bakışlar attım. Onlar da birşey demeden sustular.
Dırt Dırt Dırt
Telefonumu elime aldığımda Arzu'nun aradığını gördüm. Vakit kaybetmeden açtım.
"Efendim kanka"
"Napıyosun?"
"Enesle kantindeyiz"
"He ben rahatsız etmiyim"
"Ya kızım sorun değil tabii. Senin neyin var?"
"B-ben iyi değilim"
"Nasıl? Nerdesin hemen geliyorum"
"Tuvalette."
"Ihh tamam bekle"
"Ta-mam"Nolmuştu ki bu kıza? Hızlı adımlarla kantine geri döndüm.
"Ben Arzu'nun yanına gidiyorum. Bir sorunu var galba"
"Arayan o muydu?" Diye soru yöneltti Enes.
"Evet ben gidiyorum. Haber veririm size""Tamam"
Koşturarak koridorda ilerledim. Arkamda bir adet Buket ve Enes bıraktım. Tuvalete geldiğimde hıçkırık sesi duydum. Ah, Arzu ağlıyordu.
"Arzu ben geldim tatlım" Dedim sesimi huzur verici çıkarmaya çalışarak. Bu pek mümkünmüydü bilmiyordum. Kilit sesi ile kapının açılma sesini duydum. Arzu, gözleri kıpkırmızı. Koşturarak yanına gittim ve sarıldım. O da bunu bekliyormuşcasına ellerini belime doladı. Hıçkırarak ağlamaya devam etti.
"Noldu sana böyle?" Dedim endişelenerek.
"Kaa-n başka kızla çıkıyor. Tüm okul o-nları kon-uşuyor. Ne-den ben ona aşık ol-duğğğğum kiğğ?"
Güven vermeye çalışıyordum. Kaan yüzünden ağlamıştı gene. Bir piç yüzünden ağlaması gerekmezdi. Fakat bu onu anlamıyordu, çünkü sırılsıklam aşık olmuştu. Hatta geçen hafta bana 'Kaan' demişti. Düşünün siz yani. Aklıma gelen bir fikir ile zafer kazanmışcasına gülümsedim.