0.1

37 3 2
                                    

Odamda sakince dizi izliyordum ta ki annemin kapıyı çalmadan odama damlasına kadar. Birden irkilerek 'Ne oldu anne' annem gülerek karşılık verdi ve kız kardeşim Kumsal geldi 'Ablaa İstanbula gidiyoruz hem de kalıcı' diye ciyakladı aklımdaki deli soruları bir yana bırakarak anneme baktım annem kafasını onaylarcasına salladı. Bir saniye şuan kalıcı olarak taşınıyoruz nasıl yaa peki ya babamın işi ne olacak?

Dedemin kurduğu bir aile şirketimiz vardı baya büyüktü ve gayet başarılıydı yani durumumuz iyiydi. Babam ise orada yüksek bir pozisyonda çalışıyordu ama tam olarak bilmiyordum bize işi ilgili pek bir şey söylemezdi. Yani birnevi saklardı. Ama azıcık biliyordum o da Babamın diğer ülkeler ve şehirleren müşteri çekmekti bundan dolayıda sürekli taşınıyorduk. Aslında bu seçimi babam yapmıştı o her yere tek başına gidecekti ama annem izin vermedi biz de böyle göçebe bir hayata başladık.

Şuan İstanbula kalıcı bir şekilde gitmek bana en iyi gelecek şeydi. Hemen yerimden kalkıp odamdaki eşyaları kutulara yerleştirdim. Benim odam bittikten sonra kumsal'ın odasına geçtim ve ona yardım etmeye başladım, sonunda bitirmiştim ama biz de bitmiştik zaten eşyalı ev tuttuğumuz için sadece bize ait şeyleri kutulamıştık. Babam hala evde yoktu ve saat 02:57 olmuştu farkına varamadık, adeta su gibi aktı geçti zaman. odama gidip kendimi yatağımın tatlı kollarına fırlattım.

Uyandığımda pencereye baktım hava daha karanlıktı ve şiddetli şekilde yağmur yağıyordu, odamın kapısı açılmaya başladı ve açılan kapının ardından küçük kız kardeşim kumsalı gördüm. benim uyandığımı görünce ağzını açtı ve 'Abla çok şimşek çakıyor geleyim mi lütfeeen' dedi elindeki oyuncağıyla. çok tatlı duruyordu gülümseyerek kollarımı açtım, gel bir tanem dedim.

Sabah kollarımda kumsal'ın vardı bana sıkıca sarılmıştı onu öperek uyandırdım. Kumsal gözlerini açtı ve beni bir tane öpüp 'Teşekkür ederim abliş' dedi gülümseyerek 'Rica ederim aşkım ne zaman istersen ablan burada' dedim ve göz Kırptım. Annem odamın kapısını yine çalmayarak girdi ve telaşlı şekilde 'Ada kumsal yok' dedi gözümle işaret ederek 'burada küçük civciv' dedim. Annem rahatlamış görünüyordu. Hadi o zaman gelin kahvaltı hazırlayalım dedi. Yataktan kalkıp yüzümü yıkadım ve annemin yanına gittim.

'Anne babam nerede' dedim sıkılmış bir ruh hali içinde 'İçeride uyuyor 1 saat önce geldi' dedi. Babam bu aralar eve olmadık şekilde geç geliyordu annem ise bu durumdan doğal olarak rahatsız olmaya başlamıştı.

Kahvaltıyı üçümüz beraber hazırladık ve babamı  uyandırmaya gittik. Ben kumsalı belime almıştım annem de bize kapıyı açmıştı. içeri sesli şekilde girerek babamı uyandırmaya başladık ve tabii ki başarılı olduk. kumsalı yatağa attım ve babam ona sarılarak öptü bana ise gel hareketi yaparak benim de yanağımdan öptü. Annem 'Kıskanıyorum amaa' dedi, ve yanımıza geldi babamı dudağından öptü hepimiz çok mutlu görünürken hemen cebimden telefonu çıkarıp bu anı ölümsüzleştirdim.

Babam da kalkınca biz odadan çıktık mutfaktaki yemek masasına oturduk ve babamı bekledik saat 08:30 olmuştu. Babam geldiğinde kahvaltıya başladık yedikten sonra kumsal tabletiyle oynarken ben, annem ve babam mutfağı topraldık.

Babam  birden cebinden bir şey çıkardı ve anneme uzattı annem şaşkın şaşkın babamın elindeki kutuyu aldı ve açtı içinde çok zarif Bir kolye vardı kolye mor lotus çiçeğiydi. Annem babama kocaman sarıldı, gerçekten babam bu konularda çok romantiktir. Annem babamdan uzaklaştığında 'Yaa Altay çok zarifsin unutmamışsın' babam dudağına küçük bir öpücük kondurarak 'İşler çok gecikti hayatım üzgünüm' gülümsedi. Mutfaktaki işimiz bitmişti, içeri gittik ve herkes çantasını aldı. Kutuları taşımacılar halledecekti. Herkes çıktı en sonda ben kaldım bu eve son kez bakıp evden çıktım.
  

Bölüm sonuuu💜💜

MayısHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin