(27)

188 14 0
                                    

             (Medya: kerim Küçük)

Can: Anlayacağınız Fatih 7 yıl önce Burağı kaçırdı.

Selim: Polisler onları bulabildi mi?

Mert: Elbette. Fatih, Burağı kaçırdığında biz karakoldaydık. O an bir ihbar geldi. Adamın küçük bir çocuğu zorla arabaya bindirmesiyle ilgili. Hemen kamera kayıtlarına baktık, onlardı. Arabanın plakasını tespit etmeye çalıştılar ama maalesef başaramadılar.

Selim: O zaman... onları tekrardan nasıl buldular?

Ozan: O günden sonra polisler oraya yakın yerlere adam gönderdi. Sanki oradaki yapılarda çalışıyormuş gibi davrandılar. Bir hastanede güvenlik rolü oynayan polis Burak ve Fatihi gördüğünü söyledi. Bunun üzerine harekete geçip onları takip ettik.

Selim: Fatih'i yakalayabildiniz mi peki?

Kerim: Hayır.

Selim: Nasıl yani?

Volkan: Şöyle...

                      ( Flashback )

Fatih: Ahh cidden!

Fatih üstümden kalkıp beni kendine çekti.

Polis: Çocuğu bırak ve teslim ol!

Fatih: Hadi ama daha uygun şekilde anlaşabilirdik.

Volkan: Burak!

Fatih: Vay vay vay kimler varmış burada? Bir grup piç kurusu. Burağı çok mu özlediniz yoksa?

Volkan: Düzgün konuş! Kaçacak yerin kalmadı zaten! Burağı bize ver.

Fatih: Öyle mi?

Aniden beni kucağına aldı ve uçuruma doğru koşmaya başladı. Uçurumun sonuna geldiğimizde durdu ve etrafa baktı.

Polis: Ne yapıyorsun manyak!? Öldürecek misin çocuğu?

Fatih: Bilmem. Acaba öldürsem mi?

- Lütfen bırak beni...

Yorgunlukla gözümden akan yaşlar, durumumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyordu artık. İyi değildim, iyi değildik.

Fatih: Ağlama ama sevgilim. Seninle daha önce buradan atlamıştık. Korkulacak birşey olmadığını öğrenmiş olmalısın artık.

Polis: Daha önce atlamış mıydınız? Ne yani, denizden çıkan araba sizin miydi?

Fatih: İşte bu yüzden polislere güvenmemelisin Burak. Hepsi gerizekalı. Bir boku beceremiyorlar.

Polis: Boş konuşma ve teslim ol!

Korkuyla etrafa bakarken onu görmüştüm. Sarı saçlı genç kızı...

Fatih: Demek geldin küçük kuklam.

Fatih sessizce söylenmiş ardından polislere dönmüştü.

Fatih: Yolun sonu mu? Hah! Ben bitti demeden hiçbirşey bitmez. Sadece geri çekiliyorum.

Kulağıma yaklaşıp son sözlerini söylemeye başladı.

Fatih: 7 yıl. 7 yıl sonra seni geri alacağım sevgilim. Sabret ve dayan. 7 yıl sonra seni bulacak ve evlenip mutlu bir hayata adım atacağız. Bunu sakın unutma olur mu? Ha birde asla 3 kuralı çiğneme. Eğer öyle bir hata yaparsan elbet benim haberim olur miniğim. Anlaştık mı?

Hızla evet anlamında kafamı salladım.

Fatih: Güzel.

Fatih beni bıraktı ve tekrar geriye adımladı.

Fatih: Tamam siz kazandınız. Teslim oluyorum.

Polis: Sonunda doğru kararı verdin demek. Şimdi ellerini kaldır ve yanımıza gel.

Fatih: Asla!

Orada kendini uçurumdan aşağı bıraktı. Ona bakamazdım, bakmamalıydım. Son sözleri bile onu hatırlamama yeter, hatta artardı zaten.

Fatih: BEN YOKSAM SEN DE YOKSUN BURAK!

                 ( Flashback and )

Volkan: İşte tam olarak böyle oldu. O aşağı atladıktan sonra polisler Burağı hastaneye götürdü. Onu ise geri gelmemek üzere mezara gömdü. Konu da orada kapandı zaten.

Selim: Ne tür bir manyak bu böyle? Peki öldüyse nasıl geri gelebiliyor? Yoksa ölmedi mi?

Kerim: Hayır öldü. Yani ölmüştü... gerçekten kafam almıyor. Gözlerimizin önünde cesedi gömüldü ama o herif hâlâ yaşıyor.

Selim: Size oyun oynamış olabilir mi?

Mert: Nasıl yani?

Selim: Size kendini öldü olarak gösterdiyse? Ya da o gömdüğünüz kişi başka biriyse?

Ozan: Bu mümkün olabilir mi?

Selim: Yani beyler karşınızda psikopat biri duruyor. Sizce bunu yapması onun için mümkün değil mi?

Can: Şimdi ne yapacağız?

Selim: Yapmanız gereken tek birşey var. O da polise gitmek.

Kerim: Polis bize inanır mı ki? Onu kendi elleriyle gömmüş biri, bizi ne kadar ciddiye alır?

Selim: Ama sonuçta ortada bir insan kayıp öyle değil mi?

Mert: Yok bu böyle olmayacak.

Can: Kalkın polise gidiyoruz. Sikerim böyle işi. Eğer bize inanmazlarsa da hastanede ki kamera kayıtlarını gösterir kendimizi ispatlarız.

Kerim: Tamam olur, dediğin çok mantıklı. Hadi zaman kaybetmeden polise gidelim.

Selim: Bir gelişme olursa bana da haber verin.

Volkan: Tamam, haber veririz.

Hepsi hazırlanıp odadan çıktığında sinirle yerinden kalkmıştı doktor Selim.

Selim: Özür dilerim Burak. İstesem de sana yardım edemezdim zaten.

Ardından kamera kayıtlarını açtı ve tek tek görüntüleri incelemeye başladı.

Selim: Ne karıştırıyorsun sen Fatih?

KATLİAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin