"Derya bak ciddiyim. Bir kez olsun beni dinle." diye tekrarladı annesi.
Yarım saattir mesele aynıydı. Bora Demir. Evet Handan Hanım kendisi Dündar Demir ile evlenmişti ve şimdi ona Bora'dan uzak durmasını söylüyordu. Bu ne yaman çelişkiydi. Hem Bora'dan uzak durması için aralarında bir şey olması gerekiyordu değil mi? O kasıntı ile aralarındaki tek konu iş birliği yapmış olmalarıydı. Bora haklıydı bir şeyler dönüyordu büyük bir şeyler.
"Derya diyorum!" diye yükseldi annesi telefonda.
"Ablacığım annelik yapasın mı tuttu?" diye sordum kinayeyle.
"Derya konumuz bu değil. Beni dinle lütfen ya."
"Seni dinleyemem."
"Ne! Ne demek o?" diye sordu kadın panikle. Bu kadar niye takılmıştı Bora'ya?
"Çünkü aramızda bir şey yok anne. Sadece birlikte çalışıyoruz." diye sakince yanıtladım onu. Eh tam olarak olmasa da doğruydu.
"Derya, bebeğim ben salak mıyım? Onun sana olan bakışlarını görüyorum ben. Gelip burada kalmıyorsun hala. Bazen, ki son zamanlarda çok sık oluyor bu o çocukta gelmiyor eve."
Annesi her zaman bu kadar detaycı mıydı? O ev herkeste bir şeyleri değiştiriyordu galiba.
"Anne sen bu konuya neden bu kadar takıldın?" diye sordum.
"Derya..."
"Anne?"
"Derya o çocukla olmaz. Sadece uzak dur olmaz mı? Sen çok başarılı bir kızsın. Başka bir yerde de iş bulursun. Hem benden para alsan artık çalışmana da gerek kalmaz." diyerek cevapladı annesi. Neydi bu kadar telaş yaptığı?
"Anne ne oluyor?" diye sordum.
"Derya bana dürüst ol tamam mı şimdi? Sen bu çocuğa karşı bir şey hissediyor musun?" diye sordu iyice panikleyerek.
"Evet " dedim.
Evet mi dedim?
"Derya hayır!" diye cevap verdi annem dehşetle.
Evet mi dedim ben? Evet, dedim.
"Anne ne oluyor?" diye yeniledim sorumu.
"O çocuğun Füsun ile ilişkisi var Derya." dedi kısık bir sesle.
"Ne?"
"Evet. Bak kimse bilmiyor. Dündar söyledi bana da. Sen de kimseye söylemeye tamam mı? Çocuktan uzak dur lütfen Derya..."
Füsun mu? Bora ile Füsun Hanım?
Peki Bora'nın bundan haberi var mı? Mümkün değil. Olamaz yani. İkisini kaç kez yan yana gördüm. Muhakkak sezerdim bir şeyler. Sezer miydim?Annem hala konuşmaya devam ediyordu. Dündar söyledi, demişti."Anne tamam. Tamam dur. Sandığın gibi bir şey yok olamaz da tamam mı? Rahatla bir." diyerek araya girdim. İlk kez böyle panikti ve bu kadar ilgiliydi. Çocuk yanım bu ilgisiyle deli gibi mutlu olurken zihnim allak bullak olmuştu.
"Derya söz ver annene." dedi garip bir sesle.
Bu kadar mı endişelenmişti?
"Söz" dedim.
Şimdiye kadar annem bana defalarca kez söz verdi. Anne olmasını istediğim her an yeni sözler verip hiçbirini tutmadı. Bu benden ilk söz isteyişi.
Ve ben anneme verdiğim ilk sözü tutamayacağımdan habersiz uzun zaman sonra ilk kez annemin çocuğu gibi hissettim.⭐⭐⭐
İki saat sonra Bora'nın kapısının önündeydim. Bugün evden çalışacağını söyleyip gelmemişti. İmzalaması gereken evraklar vardı fakat telefonunu açmamıştı.
Asistanı unuttuğu evraklar yüzünden Bora'nın gazabına uğramamak için beni öne sürdü ve ben de anlık bir gaflet ile kabul ettim.
Ve şimdi burada kapının önündeyim.
Zili çalmam gerekiyor. Kafamda Füsun meselesi dönüyor hala. Beklemeyi bırakıp zile bastım ve bir dakika geçmeden kapı açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalan ~ DerBor (BİTTİ)
Non-FictionBaşka bir evrende bambaşka hallerde Derya ve Bora... ⭐🍀