Dedemin bir sözü var "elbette herşeyin bir başlangıcı vardır evlat. Herşeyden önce ki başlangıç niyettir. Niyet filizlenmesini sağlayan nimettir. Sabır da yeşertendir. Sabır,niyet ve yeni başlangıç yeterlidir bir mucize için "
Merhaba Ramazan, ve çocuklarım Derin,Turan ve Deniz. Bana hayatta ki en iyi hediye idiniz.Bana armağan idiniz. Her şeyimden daha değerlidiniz. Derin daha o zaman 6 aylıktı. Derinim daha çok küçüktü. Turan 11 yaşındaydı. Denizim 12. Deniz ve turan ilk göz ağrımdı. Ramazan sana birşey açıklayacağım. Ama bundan ne Derin,Ne turan ne de Deniz'in haberi olmayacak özellikle Deniz'in. Yıl 1985 ve ben bir çocuğa hamiledim. Onun dünyaya geldiği gün sen yoktun. Şehira dışına gitmiştin . O çocuk o gün doğacaktı,evde süründüm sürekli. Ellerimle ambulansı aradım. Hastane de gerekli müdahale yapıldı fakat o çocuk hayata dönemedi. Ağladım ağladım,senin düşmanın Ender geldi. Korktum " korkma " dedi. Benim kucağıma bir çocuk koydu. Erkek çocuk. " bu çocuk artık senin Berrak. " dedi. İşte o çocuk deniz idi. Ramazan,senden isteğim ölene kadar ama öleceğin zaman bunu Deniz'e söylemen
Karın BerrakRamazan evde ki mektupları bir bir okur iken bu mektubu farkedip okuyunca geçmişi aklına geldi. Ender'le olan düşmanlığı vesaire. Denizin kendi çocuğu olmadığını önceden biliyordu fakat yaşlı aklıyla unutmuştu. Yeni aklına gelmişti bu mektubu okuyarak. Öleceği gün herşeyi Deniz'e bir bir anlatacaktı.
Bir mektuba daha göz atan Ramazan bunu da okudu.
Ben Ender Ramazan. Sen benim eski dostumdun,bana karın en büyük iyiliği yaptı. Yanlışlıkla bir hata tarafından dünyaya gelmişti Deniz. Bizim okuldan fizik öğretmeni Eylül bana hamile kalmıştı. Ben de evliydim. Bir hata yapmıştım Eylül ile birlikte olarak. Okulda eylül ile karşılaşınca kucağıma bir çocuk koydu ve adının "Deniz" olduğunu söyledi. Sen de çok severdin Ramazan deniz sularını. Sana getirmek istedim. Sana
getiremedim,sen şehir dışındaydın. Karına verdim. Karının çocuğuydu artık Deniz.Bir mektuba daha baktı
Berrak ben ahmet . Babam sana çok sinirli,bir an önce Afyon'a gel
Ahmet karısı Berrak'ın kardeşiydi. Onun kardeşiydi. Ahmet ile Berrak'ın abisinin arası kötüydü.
<<<<•<<<<•
Sonunda Mehmet Derin'i ikna etmeyi başarmıştı. Geriye tek geri İstanbul'a dönmek kalmıştı. Onun dışında her şeyi tamamdı.
Birlikte koltukta oturmuş geri dönme konusunu konuşuyolarlardı.
" Peki ya, ezgi nasıl ?" Dedi.
Ezgi Derin'in sinirini çok bozmuştu. Psikolojini yerle bir etmekle kalmamış,ruh halini de berbat etmişti. Sorun onun psikolojisini yerle bir etmek,ruh halini berbat etmek değildi. Onun canını yakmıştı,karışarak tabii.
Mehmet Derin olmadığı zamanlarda bol bol vaktini kitap okurarak geçirmişti. Kitap okurken canının yanması azalıyor,kalp ritmi sabit kalıyordu. Bir çeşit tedavi yöntemiydi kitaplar. Doktora gerek kalmadan kendini iyileştirmenin tek yoluydu onun için.
Mehmet 6 yaşında iken
Mehmet korfalı henüz 6 yaşındaydı. Daha hiç bir puzzle parçasını birbirine bağlayamayacak kadar.
Annesi Işık hanım ve babası Mustafa bey oğulları Mehmet ve Hakan onların tek çocuklarıydı. Işık hanım bir kız evlada hamileydi. Daha henüz yavrucak 5 ay 2 hafta idi. Çocukları olacağı konusunda tercübeliydiler. Önceden Hakan ve Mehmet onların ilk göz ağrılarıydı. Bu yüzden bebek bezi değiştirme,besleme konusunda tercübeye sahiplerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkeme
AksiyonHazim,özlem,şefkat,ciddiyet dörtlüsü bir araya geldi. Bambaşka bir aşk hikayesi yarattı. Belki de bu çiftin başına neler gelicekti? Mehmet,işinde ciddi bir savcıydı. Ataması konyada iken İzmir'e atandı. Bir de avukat Derin vardı işin içinde. Derin d...