"The show must go on. The show must go on. Inside my heart is breaking my makeup maybe fleaking but my smile still stays on...."
Yine bir okul günü. Yine eski şarkıları söylemeye başladım. Çok nadir anlarda eski şarkılar söylerim. Hatta ben şarkı söylemem dinlerim.
Saat sabah 7:30. Uykum var. Ama malum okul işte. Aslında devamsızlık umrumda bile değil ama bugün basketbol maçının nerede olacağını tekrar sormam lazım.
evin kapısını çarpıp merdivenlerden inmeye başladım. Kapüşonumu kapatmayı ihmal etmedim. baştan aşağı serserilerle dolu bir sokakta yaşıyorum. Bu beni korkutuyor mu ? Hayır. Onlar benden korkarlar. Sokağa çıktım herkes bana bakmaya başladı taki 'siktir git' bakışlarmı atana kadar bu bakıştan sonra bana bakan ne olacağını bilir. Ben bir sadistim. Yani dış görünüşümden de hemen anlaşılır.
Okul bahçesinin kapısına gelince büyük bir nefes verip oflayarak okula girdim. Müziğin sesi sonuna kadar açık olduğu için kimseyi duymuyordum. Bir banka oturdum. Herkes bana bakıyordu.
"Ayı mı oynuyor lan burada dönün işinize !"
Ada yanımda belirdi aniden. Ada, bu okulda anlaştığım tek kişidir. Onu severim.
"Asya çok kötü birşey olmuştu hatırlıyor musun maçla ilgili hani ?"
"Neden okula geldiğin anlaşıldı. Maç Irmak kolejinde olacak. Allahım kabus gibi."
"O tatlı (!) müdüre selam söylemeye gitmem değil yani. Özledim adamı"
Irmak kolejinin müdürü ile aramız iyi değildir. Kuralları kurallarımıza uymaz. Adamla zıttız resmen. Adam siyah düşmanı. Düşünebiliyor musunuz ?
"Tabi canım hepimiz onu seviyoruz ve özlüyoruz."
Gülmeye başladık aslında o gülüyor bense sırıtıyordum.
Taylan yanımıza yaklaşıyor. Taylan ise hayatımda güveneceğim tek erkek denilebilir. İkizimden sonra...
"Uzun zamandır gelmiyorsun okulla ne yaptın güzellik."
elim yumruk şekli almıştı bana 'güzellik' 'prenses' ve benzeri lakaplar takılmasından hoşlanmam ama Taylan'ı dövemem kızamam ona mal ya :D
"Serserilerle biraz eğlendik ne yapalım... Oğlum ne diyorsun evde yattım işte!"
"Tamam tamam zaten sınav mınav yoktu bak keyfine." Başımı göğsüne yasladım elini kemer gibi omzumdan belime sarkıttı. Hayır, Taylan ile aramızda birşey olmaz. Bu bizim klasik halimiz. Kimse yanlış anlamaz kötü gözle bakamaz bize.
"Olsa da ne fark eder ? Taylan'ım maç Irmak kolejindeymiş."
Hayır ben sürtük de değilim. Taylan'la bebeklik arkadaşıyız biz.
"Evet bebeğim biraz kötü bir durum ama katlanacağız mecbur."
"Saçımı karıştırmayı bıraksan ?"
"Elini yanağımdan çeksen ?" Gülmeye başladık. Aslında biz gülmeyiz histerik kahkahalar.
"Yeni dövmeleriniz güzelmiş."
"Aynı mı ? Yine mi ?"
Taylan ve ben dövme yaptırmaya bayılırız.
"Ada sende yaptır yavaş yavaş başla yani."
"Taylan haklı. Akşam bana gelsenize."
"Olur." Başka cevapları yoktu. İşsizler.
"Aha zilde çaldı."
"Ders neydi ?"
"Dil ve Anlatım."
"Iyy hadi canım."
"Malesef."
"Uyuruz biz ya."
Okula girdik ve 11-A sınıfına girdik. Herkes bize bakıyordu. Sonuçta uzun zamandır üç kişi beraber görülmedik. Sevgili (!) hocamız içeri girdi. Dersi anlatmaya başlarken ellerimi kafamın arkasında birleştirip uyumaya başladım. Zil sesiyle uyandım aslında Ada'nın dürtmesi üzerine uyandım. Oha çok az uyudum. Sadece 1 ders mi ?
"Az uyumuşum niye uyandırıyorsun ya ?"
"Kızım ne azı bir baksana saate."
"Hem sınıfada bir bak."
Ilk önce sınıfa baktım kimse yok sadece Ada Taylan ve ben. Ardından saate baktım tamam tamam bütün gün uyumuşum.
"Hadi benim eve."
"Sonunda kendine geldin be. Hadi ayaklan."
"Tamam tamam kalkıyorum."
Esneyerek kalktım ve okul koridoruna çıktık. Bahçeye çıktığımızda hemen hemen herkes gitmişti. Bahçeden çıkıp yürümeye başladık. Sokağa yaklaşınca. Ada normalde biraz korkar bu sokaktan o yüzden Taylan, onun sevgilisiymiş gibi davranır. Apartmana girince ise bırakır. (Genel döngümüz)
"Tamam girdik apartmana bırak beni Taylan."
"Uf be sana kalmadık." Piç smile.
Evin kapısına tekme attım. Kilitlemişim. Anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. Direk içeri attık kendimizi. Ben , kendimi eski siyah ve deri olan koltuğa attım. Taylan kendini deri sallanan koltuğa attı. Ada ise kendi pufuna kuruldu. Telefonuma bir mesaj geldi.
Kimden: Piç...
Duydum ki maçın ev sahibi biziz. Ne kadar güzel değil mi ?
Piç dediğim kişi Sarp. Sarp Özcan. Eski sevgilim de denilebilir. Ama ben bu konuyu kimse ile konuşmuyorum. Sarp , Irmak kolejinin öğrencisi. Bir aralar bende öyleydim. O gelene kadar. Onun adı Çınar. Çınar Aslan. O Irmak kolejinin inek öğrencisi. O okula geldikten sonra Sarp yanından ayrılmaz oldu. Onun yüzünden kavga ettik. Işte o an benim hayatim kararmaya , hayallerim solmaya başladı. Işte o zaman Gece kolejine geçiş yaptım. Kötü kız imajımı üzerlerinde bırakıp okulun belası oldum. Şimdi bana mesaj atıyor.
Kime: Piç
Ya öyleymiş geleceğim bende konuşuruz belki :P Müdürcüklede konuşuruz özledim.
Mesajı yopllayıp telefonu koltuğun öbür ucuna fırlattım.
"Bebeğim , iyi misin yüzün asıldı." Derken yanıma geldi ve yayıldı başımı göğsüne yasladım ve omzumdan attığı eliyle oynamaya başladım.
"Sarp mesaj attı dalga geçiyor."
"Aman o çocuk sikimde bile değil."
"Aynen ya birşeyler isteyen ?"
"Olur. Aslında."
"Çilek ve nutella isteyen."
"Biiiiizzz." Çocuk gibiyiz lan :D
Bütün gece çilek ve nutella ile oynadık. Mecburen bende kaldılar. Kıyafet derseniz. Onlarin kıyafetleri bende bulunur hep.
"Iyi geceler bebelerim." Ikisini birden öptüm (Taylan'ın yeri ve öpücüğü herzamanki gibi ayrı) ve odama çekildim.
○●○●○●○●○●○○♧♣♧♣♣♧♧●○●○○
Yenk kitap ! Umarım beğenirsiniz. Intihar öncesi kitabina devam edeceğim ikisi birlikte yürüyecek. Sizi seviyorum. Umarım bu kitabımda da yanımda olursunuz. Bu arada söylemeyi unuttum ne kadar malım asdas :D. Bu kitapta bana çok yardımcı oldu Hilal aşkım çok Sağol aen olmazsan olmazdı.
♡♥Maral♥♡

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü kız
Genç Kız Edebiyatı"Çağlar, Asya Çağlar." Veeee yine müdür odasında kendi koltuğumda yayılmış bir şekilde oturuyorum. Evet. Yine bir kavga. Küçük bir şakaydı aslında. Çınar gelene kadar. Ne yani şaka yapamaz mıyım. Ya aslında buna şaka bile denemez. Basketbol maçı iç...