Multimedia Savaş..
1 hafta sonra
Bugün Denizlerin evini taşınıyordum.O gün ki yemeğin ardında herşey çok hızlı gelişmişti. Annem babam Kenan bey Nergis hanım Deniz herkes düğün havasına girmişti ben hariç.
Kenan baba ve Nergis anne -Evet artık onlara böyle seslenmemi istiyorlardı- eve ve evdekilere alışmam için artık onların evinde yaşamamı istemişlerdi.Bunu ne kadar reddetmek istesemde sonunda yine orada yaşayacağım diye düşünüp kabul ettim.
Eşyalarımı toparlayıp Denizin yanına gittiğimde kocaman gülümsemesiyle
"Hazır mısın?" Diye sordu.
Burukça gülümseyerek kafamı salladım.1 hafta sonra nişanımız vardı Deniz çok heyecanlıydı bunu tavırlarından anlıyordum sanırım evlendikten sonra onu seveceğimi falan düşünüyordu.Bense kendimi tükenmiş hissediyordum.
Arkamı dönüp evime son kez baktım.Burayı özleyecektim..
Yol boyunca hiç konuşmadık zaten konuşmaya halimde yoktu.Denizde bunu anlamış olacak ki üstüme gelmemişti.Büyük bir yalının önünde durduğumuzda geldiğimizi anladım içeri girip Garaja arabayı park ettikten sonra indik.
Gelen bir kaç yardımcı eşyalarımı taşırken,bizde içeri yürüyorduk.İçimde büyüyen sıkıntıya engel olamıyordum.
Yalıya girdiğimizde Kenan baba ve Nergis anne beni çok sıcak karşıladılar ikisiylede uzunca sarıldıktan sonra salona geçtik.
Özenle döşenen büyük salonda oturup sohbete başladık.Kenan babamı gerçekten çok sevmiştim ,öz babamdan daha yakın davranıyordu bana nedenini bilmediğim bir şekilde kendimi ona çok yakın hissediyordum.Sabah ki huzursuzluğumsa birazcık geçmişti.
Bir süre sohbet edip kahvelerimizi içtikten sonra,Nergis anneyle odama çıkmak için salondan ayrıldık.En azından evlenene kadar Denizle aynı odada kalmayacaktım.Buna sevinebilirdim.
Koridorun sonunda ki odaya girdik,oda büyük ve ferahtı gerçekten çok güzel döşenmişti.İki kişilik büyük yatak koltuk,büyük beyaz dolap ,makyaj masası herşey düşünülmüştü.
"Teşekkürler çok beğendim" dedim samimi olmasına özen gösterdiğim sesimle.
"Hepsini senin için hazırlattım.Her zaman bir kızım olmasını istemişimdir, artık güzeller güzeli bir kızım var."
Heyecanla konuşup sarıldığında bende kollarımı dolayarak karşılık verdim.Evet belki Denizle evlenmek istemiyordum ama bu Nergis anneye ve Kenan babama soğuk davranamamı gerektirmiyordu onları sevmiştim.
Kendimi yatağa attığımda ne kadar yorgun olduğumu anladım.Gözlerim kapar kapamaz uyumuştum.
..
Sabah alarm çalmadan uyanmıştım evdeki gürültü gerçekten insanı rahatsız eder cinstendi..Yataktan kalkıp hızlıca duş aldım.Son günlerde,doğru dürüst uyuyamıyordum, ara sıra gelen ağlama krizlerim ve iştahsızlığım yüzünden zayıflamıştım hiç sağlıklı gözükmüyordum.
Bu halimi içerdekilerin anlamaması için daha özenli hazırlanmaya karar verdim.Kırmızı kısa elbisemi giyip saçlarıma doğal dalgalar verdim.Genellikle yaptığım makyajdan biraz daha farklı ve fazla makyaj yapmıştım.Fena değildi en azından yüzümdeki yorgunluğu kapatmıştım.
Aşağı indiğimde evdeki herkes bir telaş içindeydi,nişanla ilgilidir diye düşünüp sormadım.
Kahvaltıya oturduğumuzda 'Rahat edip edemediğimi' sormuşlardı.Rahat ettiğimle ilgili bir şeyler söyleyip konuyu geçiştirdim.
Kenan babam ve Deniz işten önce bir yere uğrayacaklarını söylemişlerdi.Beni şirkete bırakacaklarını söylediklerinde gerek olmadığını söylesemde kesin bir dille reddettiler.
Şirkete girdiğimde bir kaç sürtük çalışanın kıskanç bakışlarına maruz kaldım.Benden nefret ettikleri o kadar belliydi ki.Bende çok meraklıydım Denizinizle evlenmeye..
Gökçe ve Gizemin tebriklerini aldıktan sonra odamdan çıkmayıp bir kaç saat işlerle uğraşmıştım.Bu şirkette haberler ne kadar çabuk yayılıyordu herkes evleneceğimizi duymuştu.
Odadan çıktığımda maillerimi kontrol ederek ilerliyordum ki yine herşeyi batırmıştım.Birine çarpıp elimdeki tüm kahveyi adamın üstüne dökmüştüm.
Yüzüne bakmak için kafamı kaldırdığımda sinirli bir çift gözle karşılaşıp paniklemiştim
"Ben çok özür dilerim .Şey gömleğinizin parasını ödeyebilirim ya da kuru temizlemeye göndereyim.."
Diye konuşup durumu telafi etmeye çalışırken duyduğum şeyler karşısında şaşkınlıktan ağzımı kapatamamıştım.
"Yeter kes sesini.Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Sence benim senin para ihtiyacım var mı ?" Dedi tıslayarak.Kendini beğenmişin tekiydi.Söylediklerine susup oturacağımı sanıyorsa yanılıyordu.
"Çok umurumda kim olduğun kahveyi de bilerek döktüm umarım yanmışsındır" dedim bağırarak.
"Bana bağırma" dedi seğiren çenesine baktığımda ne kadar öfkeli olduğunu idrak edebilmiştim ama altında kalamazdım.
"Yok yaa bağırırsam n'olur?" Dedim alayla gülerek.O an hiç beklemediğim bir şeyle karşılaşmıştım.
Omuzlarımdan tutulup sertçe duvarı yapıştırıldığımda nefesimi tuttum.Kafasını eğip yüzlerimiz aradındaki mesafeyi azalttı.
"Bana.Bağırma.Yoksa.O.Dilini.Keserim" tane tane söylediği kelimeler beni dehşete düşürürken gerçekten yapar mı diye düşünmekten kendimi alamamıştım.Gözlerindeki ifade 'yaparım' diyordu.Ben bunları düşürürken aramızda mesafeyi dahada azalttı nefesini hissediyorum.
"Eğer özür dilemek de ısrarcıysan başka yollar düşünebilirim"
Diyip arsızca baştan aşağı süzdü bacaklarımda oyalandıktan sonra pis bir şekilde gülümseyip beni orada öylece bırakıp gitti,yaptığı ima ahh iğrençti.Nasıl bir insandı bu?!
Olduğum yerde biraz önce yaşadığım olayı düşünürken hissettiğim şey karşısında midem bulanmıştı.Ben etkilenmiştim beni tehdit eden bu kaba adamdan o kemikli çenesinden,daha önce hiç görmediğim o kahvenin tonundaki gözlerinden.Resmen etkilenmiştim.
Şu an kendime gerçekten lanet ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK
ChickLit''Ben sana yasağım'' Dedim içimdeki hayal kırıklığı sesime yansımıştı.Neden daha önce çıkıp gelmedi ki,neden önce o sarılmadı ,neden önce o öpmedi beni. Gözleri kahverenginin en güzel tonuna sahipti, kıvrık kirpikleri arasından doğrudan gözlerime ba...