Merhabaa:) Çok teşekkürler ediyorum yaptığınız yorum ve voteler için her birinize^^ Hiç vaktim olmadı ve açıkcası ilham perilerim bana yardımcı olmuyorlar şu sıralar. Yazamadım bir türlü. Bu nedenden dolayı bölüm geç geldi:) Evet hala da hastayım ama yazamayışımın nedeni değil bu sefer hastalık. Nasıl bilmiyorum, sayfayı açıp açıp bakıyorum boş bakışlarla. Ne yalan söyleyeyim biraz daha sayfaya bakmaya devam etseydim ciddi düşünebilirdim hani^^ Evlilik yolunda ilerliyormuşuz falan:) Neyse fazla uzattım yine. Benden bu kadar^^
Keyifli okumalar dilerim.
Beğenmeniz dileğiyle..
NOT; Ve bu arada şu sıralar çok çok, aşırı merak ettiğim bir soruyu soracağım sizlere. Cevaplarsanız sevinirim gerçekten:) Aşk Engel Tanımaz'dan sıkıldınız mı? Yani eskisi kadar ilgi çekici geliyor mu hala da sizlere? Bu soruyu soruyor olmamın nedeni belki çok saçma ama daha farklı şeyler okuyup, ne bileyim bekliyor oluşunuzu düşünüyor olmam:) Gerçekten ne düşündüğünüzü merak ediyorum^^ Bakalım, cevaplarsanız sevinirim:)
Vakit ayırıp okudunuz için tişikkirlir ifindim^^
~
Kurduğum alarmın sesi zır zır tepemde öterken kollarımın arasında sıkı sıkıya sardığım çiçek kokan, küçücük bedeni bırakmadan yüzümü buruşturarak uykudan uyanmanın verdiği huysuzlukla kıvırcık, aşık olunası saçların arasına gömdüğüm yüzümü kıpırdatıyorum sağa sola bir kaç kez. Derin bir nefesle saçlarının kokusunu içime çekip göz kapaklarımı aralıyorum usulca. Her sabah olduğu gibi sakallarımla adeta bütünleşen kıvırcık saçlarını yüzümden çekme gereği duymadan küçük bir tebessüm dudaklarımı ele geçirirken çıplak tenine sardığım kollarımdan destek alarak göğsüme değen sırtını biraz daha çekiyorum kendime doğru. Hafifce kollarımın arasında kıpırdanıp yastığa yüzünü sürterek ellerini sıkıca sarıyor kollarımın üzerine. Alarmın sesi sonunda kendi kendine uzanıp onu kapatmayacağımı hissetmiş gibi sustuğunda dudaklarıma değen muhteşem kokusunun etrafımı sarmış olduğu boynunun çağırısını reddetmeden küçük bir öpücük konduruyorum tenine. Derin bir nefes daha alırken kıvırcık, tüm ömrümü aydınlatan saçlarının kokusunu bir kez daha çiğerlerime çekip sakallarıma yapışmalarına aldırmadan istemeye istmeye bile olsa geri çekiyorum yüzümü saçlarının arasından. Öylece tatlı uykusunda hiç bir şeyden habersizce uyuyan güzeller güzeli karımın dirseğimin üzerinde doğrulup gülümseyerek yüzünü süzerken büzdüğü dudaklarıyla hafifce kıpırdanıp sırt üstü yatağa yatarak yanıma sokuluyor kokumu alıp yanında olduğuma emin olmak için.
" Gitme.. hep burda kal."
Kıkırdayarak parmaklarımı yanağının üzerine getirip usulca okşarken çattığı kaşlarını yavaş yavaş çözerek derin bir nefesle bu sefer yüzünü göğsüme doğru dönüp dudaklarını yaslıyor göğsüme. Kendi kendine bir şeyler mırıldansa bile anlamayarak uzanıp küçük bir öpücük konduruyorum saçlarının arasına. Kollarını karnımın etrafına sararak tek bacağını üzerime atıyor hemen. Hep olduğu gibi bu da alışkanlıklarımız arasında.
" Gidecek misin? Ben seni çok özleyeceğim ama.." Derin bir iç çekişi kulaklarımda yankılandığında gülümseyen dudaklarımı hızla toparlayıp uykusunda mırıldanmalarını daha fazla anlamayarak saçlarının arasında gezdiriyorum derin bir nefesle dudaklarımı. Bir anda aklıma gelen Amerikya gitme konusuyla Zeynep'in bile rüyasında girdiğini düşünerek bozulan morelimle iç çekiyorum farkında olmadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Aşk Engel Tanımaz...
Lãng mạn"Tekerlekli Sandalye" ye mahkum genç bir kız. Hayatı tamamen "kıvırcığı"nın üzerine kurulmuş genç bir adam. Engellere rağmen... Acılara, herşeye rağmen... Birbirlerine kenetlenen iki insan... Tek ihtiyaçları'ysa bir Mucize sadece.. yalnızca bir ''Mu...