Heyoo ben geldim :)
nasılsınız?
iyi okumlar
🧸🤎
''Bugün saat on bir de şirket toplantısı var , üç kırık gibi de yapılacak defile için model ve kumaş seçimi yapılacak , altı da eski lise arkadaşın namjoon ve jin ile bir yemek için sözleşmişsin , akşam doğru yirmi otuz gibi gucci şirketi ile yapılacak canlı röportajın var... Hm sanırım başka bir şey yok , günün planı bu şekilde" gözlerimi dahi açamıyorken jimin günün planını bana anlatıyordu. Başını anlamaya çalışırken sonunu kaçırmıştım. Oflayarak yastığıma daha çok sarıldım. Jiminin bıkkın homurdanmalarını duyabiliyordum elbette. Şirketi daha rahat bir hayat sürdürebilmek için kurmuştum ama şimdi götümü kaşıyacak vaktim dahi yoktu, bu nasıl bir zengilikti böyle?
" Jungkook hadi kalk artık , kahvaltı edelim valla senin yüzünden açlıktan öleceğim, bu kadar yoğunluk arasında bir de cenazem ile uğraşırsın ben karışmam". Her zaman olduğu gibi drama yapıp beni sıcacık yatağımdan kaldırmaya çalışıyordu. Elbette buna kanmayacaktım!
Üzerimdeki yorganın üstümden hızla çekilmesi yüzünden titremeye başlamıştım "Ya jimin ne istiyorsun benden? Tanrı aşkına ver şu yorganımı orspu" Jimin beni dinlemeden sıcacık yorganımı da alıp odadan çıkmıştı. bıkın bir şekilde telefonumu elime aldım. Bir kaç gönderiye etiketlenmiş hatta diğer günlere göre daha fazla mesaj almıştım. Dün yaptığımız Gucci şirketi ile ilgili olduğunu düşünüyordum. Nedense bu anlaşma beni hala huzursuz ediyordu. Telefonu pijamamın cebine koydum ve banyoya doğru ilerlemeye başladım.
.......
"Jimin nefes alarak konuşur musun? gerçekten anlamakta zorlanıyorum ciddiyim." Jimin ajandasına bir kaç bir şey daha karaladıktan sonra bana sinirli bir şekilde bakmaya devam etti. "Ya Allah'ın cezası neyi anlamadın acaba? şimdi bir kaç kumaş seçimi var ama onu biraz ertelemek gerekiyor çünkü canlı yayın öne çekilmiş yarım saat. Makyajın kıyafetin falan derken bu yarım saat içinde bunu halletmemiz lazım. ikinci olarak arkadaşların ile gideceğin yemeği ertelemek zorundasın o saate kumaş seçimi ve çizim işlemleri halletmen gerekiyor. Yani bugün çok fazla yoğun" O kadar sözcükten sadece birine takılmıştım. " Ne demek yemek ertelenecek jimin saçmalama onlar sırf benim için geliyorlar uzun bir aradan sonra" Jimin dediklerimi pek önemsemiyor gibi duruyordu. Tekrar ajandasına baktı ve konuştu. " Yapıcak bir şey yok jeon"
" Ne demek yapıcak bir şey yok Park sen benim hayatımı düzene sokmak için varsın yapmak istediklerimi yapamaycaksam neden varsın. Herkes bana göre plan yapsın ben kimseye göre yaşayamam anladın mı beni? bir daha iş yüzünden özellikle bir kaç saçma iş yüzünden senden istediklerimi erteleme senden ne istiyorsam onu yap!"
Arabadan indim ve canlı yayının olacağı binaya korumlarıma beraber hızla geçtim. Jimine böyle tepki vermek hoşuma gitmesede sinirlerime pek hakim olamıyordum bazen. Ardadaşlarım benim için hep önemli olmuştu bunu bilmesi gerekirdi.
...
"Bay Jeon kıyafetleriniz kabinde. Canlı yayın için son on dakika" Herkes o kadar gergindi ki ortamın havası beni iyice bunaltmıştı. İçimi huzursuz bir his kaplamıştı. Ortamın gerginliği yüzünden olduğunu düşünüyordum. Jimin etrafta koşuşturuyor bir eksik olmaması için uğraşıyordu. Onu kırdığım için pişmandım. Yayından sonra gönlünü almayı aklımın bir kenarına not ettim. Bir kaç dakika daha oyalandıktan sonra benim için ayrılmış kabine ilerledim.
Her zamanki gibi siyah bir dar kot siyah bir gömlek. Her mekana uygun bir kombindi ve en önemlisi rahattı. Hem yıllardır yaptığım bu fit beden için mükmmel bir seçimdi. Dışardan jimin,n kızgın sesi bütün stüdyo'yu inletiyordu
" Ne demek Gucci şirketinin sahibi hala gelmedi? asistanın numarasını verin bana. kızım öküzün tirene baktığı gibi bakmayı kes yayına kalmış bir iki dakika. Bak hala duruyo hızlan hızlan!" orda olduğumun farkına bile varmış telefonu ile ilgileniyordu hafifçe öksürdüm. Telefonda olan bakışları hızla bana döndü "Ay jungkook çok yakışıklı olmuşsun. Saçlarını da biraz düzeltsinler tam olucaksın" Jimine hayrandım onca karmaşa içinde bir düzen oluşturmayı başarıyordu üstelik kendine bile vakit ayırabiliyordu. O benin en iyi arkadaşımdı.
...
Canlı yayının başlaması için sadece bir dakika kalmıştı ama ortalıkta Gucci'nin sahibi yoktu. herkes bay sosyeteyi bekliyordu. Zamanında burda olamayacak kadar sorumsuz biri ile ortak olmuştum tanrım kimler ile uğraşıyorum böyle? Sandalye de iyice yayıldım. Önüme gelen siyah saçlarımı geriye ittirdim. ah çok seksiyim.. Kapının hızla açılması ile bütün çalışanların bakışı kapıya çevrildi. Demek sosyetemiz gelmişti. Tavandan gözlerimi çektim ve herkesin baktığı yöne kapıya çevirdim.
Tanrım... Lütfen , bir kabus olsun bu... bir karışımda ki kişinin Kim Taehyung olmadığını söylesin. Her zaman ki gibi egosu ile buradaydı karışımda onca yıldan sonra.
KAFANI SİKİM JEON, KAFANI SİKİM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Lost Me / TAEKOOK
Fanfiction❧ -Jungkook GUCCİ şirketinden aldığı hisse ile büyük bir ortaklığa imza atar ama bilmediği bir şey vardı GUCCİ şirketinin sahibi aslında Jungkook'u düğün günlerinde terk eden Taehyung'tu ❦ başlangıç :06.07.2022 1: #gucci