Abimin karnındaki yarayı da tamamen kapayıp oturdum. Karın ağrım dinmemişti. Bir yandan karnımı tutuyor bir yandan uyuyan abimin saçını seviyordum. Saçıyla oynanmasından aslında keyif alırdı ama bozulacak diye korkardı. Ayağa kalkıp duvardaki takvime bir çizik daha attım. Son 13 gün. Yeniden kurt olmama. Camdan aya baktım ve geri çekildim.
Barty : Diana. Nerdesin?
Gözü kapalı konuşarak beni arıyordu.
Diana : Buradayım.
Barty : Ihmmm. Geri gel! Saçımı sev nolur başımı dizine koyayım.
Yanına gidip yorganın altına oturdum. Başını dizime koyup saçlarıyla oynamaya başladım. Karnında derin 2, normal 3 iz vardı. Her yeri sargılamıştım. Şimdi tek ihtiyacı dinlenmekti. Benim de dinlenmeye ihtiyacım vardı ama abim uyurken nöbet tutmam gerekti. Kanayan elimi hala sarmamıştım. Doğrusu saramamıştım. Abim çok kötüydü. Bu sefer bakma sırası bendeydi. Kapı açıldı ve Voldemort içeri başını uzattı. Ardından yavaş yavaş içeri geldi. Abimin saçıyla oynayıp onu uyandırmamaya çalıştım.
Voldemort : Uyanmasını bende istemem.
Sinirle ona baktım.
Voldemort : Burada ondan başka kimsen yok değil mi? Onun da senden başkası yok?
Önüme gelip bir sandalye çekti. Oturup elini uzattı.
Voldemort : Elini ver.
Uzatmadım. Tutup çekti. Asasını yaramaın üstünde gezdirerek bir şeyler fısıldadı.
Voldemort : Birbirinize mahkumsunuz. O olmadan sen bir hiçsin. Ve sen olmadan o bir hiç ha?
Yaram kapanmaya başladı. Bir yandan elimi okşuyordu.
Voldemort : Peki onun yanında olmadığı zamanlar? Elini böyle kim iyileştirebilir? Sana özen gösterebilir? Geçmişi unutalım Diana. Düello hiç olmasın.
Elimi avcunun içine alıp sıktı.
Voldemort : Bir gün gelecek. Elini bu şekilde yaralı bulduğun zaman kimse o yarayı iyileştirmeyecek. Ama Diana. Ben her zaman o yarayı iyileştirebilirim. Her nerede olursan ol. Seni bulurum ve yaranı iyileştirmene yardım ederim.
Eliyle yüzüme uzandığında geriye çekildim.
Voldemort : Korkma benden. Korkma. Hiç bir zaman korkma. Hiç bir şeyden.
Eliyle yüzümü sevmeye başladı.
Voldemort : 3.laneti biliyorsun. Ve uygulayacağını söyledin. O laneti yapma gücü içinde var. Şimdi sadece onu bir kez uygula. Duvara karşı.
Durdum.
Voldemort : Hadi. Diana. Korkma. Asla korkma.
Diana : Avada Kedavra.
Sese abim uyandı. Hızla fırlayıp Voldemort ile arama geçmek istedi.
Voldemort : Konuşuyoruz Barty. Korkma.
Voldemort elime bir çeşit büyü yapıyordu. Elim gittikçe parlıyor ve yanıyordu.
Voldemort : Güzel Diana. Seninle bağımı kurdum. Şimdi sana görevini söyleceğim. Çünkü vaktimiz azalıyor. Senden istediğim çok güçlü birini öldürmen Diana. Albus Dumbledore'u öldürmen.
Geri çekildim. Abim hızla beni kolları altına aldı.
Diana : Albus Dumbledore? O asla ölmez? Her şeyi hisseder ve eminim yaptığım an babam beni bırakır.
Voldemort : Diana. Asla ben seni bırakmam. Biliyorum. Baban abin kadar değerli değilim ama zamanla bana karşı iyi hissedeceğine eminim.
Elimi sıkıca tuttu.
Voldemort : Elin neden parlıyor? Çünkü bana güveniyorsun. Hadi Diana. Görevi kabul et. Seni üzüp güvenini kaybetmek istemiyorum. Barty elini uzat.
Abim elini uzattı.
Voldemort : Biribirinize çok benziyorsunuz. Psikopat, azimli, pes etmeyen, savaşçı, cesur ve güvenilir.
Abimin sol kolunu açtı.
Voldemort : Birbirinizden farklı olan tek şey bu iz. Hayır Diana. Çocukken kendine jiletle yaptığın iz hiç hoş değil.
Abim bana doğru mu? Der gibi baktı.
Voldemort : Görevi kabul et, izi al Diana. Gün gelince sana çok yardımcı olacağım.
Sol kolumu açtım. Asasını koyup durdu.
Voldemort : Görevi kabul ediyor musun?
Diana : Evet.
Bir şeyler fısıldadı. Ve geri çekildi. İz yavaşça belirdi. Artık kolumda abim gibi Ölüm Yiyen işareti vardı.
Voldemort : İyi şeyler hissetmiyorum. Gidip baksam iyi olur.
Abim doğruldu. Elimi tuttu.
Barty : Karnın ağrıyor mu?
Diana : Önce tabi ki sizi ararım.
Gülümsedi. Üstüne kazağını giyip ayaklandı. Esnerken sesler gelmeye başladı. Hızla yerimizden fırlayıp seslere doğru koştuk. Elimize yerde yatan Ölüm Yiyenlerin asalarını aldık. Büyük alana baktığımızda Seherbazları ve Ölüm Yiyenlerin savaştığını gördük. Büyüler havada uçuyordu. Seherbazlar büyük bir ustalıkla geçiyordu. Abim beni geri çekti.
Barty : Bak. Okulun arazisinde şamarcı söğütün altında gizli bir oda var. Ben orada kalacağım. Beni arada ziyaret eder misin?
Başımı salladım.
Barty : Aman baban beni görmesin.
Karaltı olup büyük alanın kapısından çıktı. Büyük alana göz attım. Lucius'ta sinirle karaltı olup uzaklaştı. Babam karşıda tam 4 kişi ile düello ediyordu. Birisi beni boğazımdan tuttu ve ortaya çıkardı. Bellatrix.
Bellatrix : Durun bakalım!
Herkes durdu. Bellatrix hançerini boğazıma dayamıştı.
Bellatrix : Kızı istiyorsanız derhal herkesi bırakın.
Herkes geri çekildi ama asalarını tuttular. Babam özellikle sinirle çekildi. Herkes karaltı olup giderken birisi bana bir çeşit büyü gönderdi. Büyü beni göğsümden vurup yere yığılmama sebep olurken, Bellatrix'in dönüşüp kahkaha atarak gitmesini ve babamın adımı haykırmasını duydum.Promfrey : Uyanıyor.
Yavaş yavaş gözümü açtım. Hastane kanadındaydım. Sonunda Hogwarts'ta.
Promfrey : Uyandı. Konuşabilirsiniz.
Babam bir köşede bana ciddiyet ve sinirle bakıyordu. Nasıl yaparsın? Der gibiydi. Odada Dumbledore, Tek gözü takma birisi ve Tonks vardı. Tonks elimi tuttu.
Tonks : İyi misin tatlım?
Diana : S.... Su!
Babam sürahiden su doldurup Tonks'a verdi. Içirmedi. Suyun hepsini bitirip kendimi bıraktım.
Tonks : Orada neler oldu anlatabilir misin? Planları neler biliyor musun?
Diana : Hayır. Bana hiç böyle konuşmadılar.
Babam kaşlarını çattı.
Dumbledore : Sen neredeydin Diana?
Diana : Bilmiyorum. Beni bir bodruma koydular ve çıkarmadılar.
Moody : Peki ya Barty?
Diana : Bilmiyorum.
Babam iyice kaşlarını çattı.
Dumbledore : Anladım Diana. Sen iyisin değil mi?
Diana : Karnım ağrıyor. Biraz açım. Göğsümde ağrıyor.
Dumbledore : Pekala Moody, Tonks onu babasıyla yalnız bırakalım.
Odadan çıktılar. Babama döndüm. Olduğunca gülmeye çalıştım. Ancak o kolları bağlı şekilde yaklaştı. Üstüme eğildi. Bir elini sol koluma koydu.
Snape : Yalan sevmem ve affetmem. Her şeyi bana düzgünce anlat.
Diana : Dedim ya.....
Dizini karnıma koyup bastırdı.
Snape : Peki. O halde kolunu açmama ne dersin?
Durdum. Kolumu çekmeye çalıştım. Ancak iyice tutmuştu. Kolumu çevirip açtı ve ize baktı.
Snape : Bunu sen mi istedin?
Diana : Hayır. Voldemort verdi.
Snape : Adını anma. Neden verdi?
Diana : Bilmiyor.....
Karnıma biraz daha baskı uyguladı. Acıyla inledim.
Snape : Babana karşı ne kadar yalancı olmuşsun? Bu kadar kolay mı kötü bir insan oluyorsun? Ha Diana?
Diana : Canımı yakıyorsun....
Snape : Doğru konuşmazsan daha çok yanacak.
Geri çıkmaya çalıştım. Ama engelledi.
Snape : Benim bir kızım yok. Görüşürüz.
Hızla yürüyerek çıktı. Tek başıma kapıya bakılı şekilde kaldım. Bu kadar mıydı yani? Terk mi etmişti? İlkte bırakmış mıydı? Yapmazdı. Yeni kavuştuğu kızına bu acıyı çektirmezdi.
Diana : Baba?
Bir umut.....
Diana : Baba! Nolur gel! SENİ ÖZLEDİM!
Cevap yok. Sessizlik......Snape kızının bağırtısı üzerine kapı arkasında gözünden bir yaş akar halde kalır. Yavaşça yere oturur. Kızı güvendeydi. Hala onu istiyordu her şey yolundaydı. Ancak Diana ona karşı yalan söylemişti. Bu ona güvenmediği anlamına mı geliyordu? Tavana bakıp derin nefes aldı. Diana yeniden babasına seslendi. Snape orada öylece kaldı. Ne içeri ne odasına gidebildi. Bir süre sonra ses kesildi. Yavaşça odasına doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Snape'in Kızı
FantasySize baba diyebilir miyim? Profesör dondu. Bana döndü. Gözü yaşlı gülümsedi. Tabi ki öyle diyeceksin. Diana 11 yaşına geldiğinde Hogwarts'tan kabul mektubunu alır. Küçüklükten beri aradığı babasının Snape olduğunu düşünmektedir. Aynı zamanda bir k...