36. Bölüm

1.7K 118 122
                                    



☪ 36

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

☪ 36. BÖLÜM

"O zaman yükselerek arşa değer belki başım."

ALTAY'DAN


Sinirden kan çanağına bürünmüş gözlerimi bulunduğu kafesin içinde açlıktan delirmiş gibi koşuşturan fareden çektim. Sırtımda birleştirdiğim ellerimin konumunu bozmadan yürüdüm. Arkamdaki yatağa çırılçıplak bir şekilde sırt üstü yatırılmış, Selin üsteğmenden yediği dayaktan sonra sızım sızım sızlanmakla meşgul şerefsizin başucunda durdum.

"Kararını verdin mi Sali?" diye sordum bıkkınlıkla. Konuşmama konusunda ısrar ederse ilkel yöntemlerle işimi halletmesini çok iyi bilirdim çünkü kendisine daha fazla tahammülüm kalmamıştı. Şerefsiz köpek iki gündür bizi yeterince oyalamıştı.

"Hiçbir şey bilmiyorum ben! Rahat bırakın beni!" diye bağırdığında söylediklerine içtenlikle gülüp geçtim. Kimi kandırdığını bilmiyordu ama öğrenmesinin vakti gelmişti çünkü daha fazla onun nazlanmalarıyla uğraşamayacaktım.

"Sen bilirsin. Bırçi'yi günlerce bekletmekten sıkıldım. Eğer konuşmaya karar verirsen ona anlatırsın anlatacaklarını." derken omzunu duvara yaslamış bir şekilde bizi dinleyen Ekin'e işaret verdim. Mesajı aldığı gibi Bırçi'yi günlerce aç bıraktığımız kafesin yanına gitti. Açlıktan süzüm süzüm süzülmüş sivri dişli fareyi kafesinin ucundaki siyah halkadan tutup yanımıza getirdi.

Başına geleceklerin ciddiyetini sonunda kavramayı başaran Sali "Hayır! Uzak tutun onu benden!" diye bağırırken çığlıklarına zerre aldırmadım. Ben kendisini günler önce uyarmıştım. Adının hakkını fazlasıyla veren farenin yemek yemediği her gün daha fazla hırçınlaşacağını söylemiştim. Madem konuşmuyordu, hak ettiği işkenceyi çekerek geberecekti. Daha fazla bu piçle uğraşıp zaman kaybetmeyecektim.

Merakla işaretimi bekleyen Ekin'e elindeki kafesin içindeki fareyi gösterip "Bırak arkadaşı ait olduğu yere." dedim tepkisizce.

Ekin maskesinin altından muhtemelen sinsi sinsi sırıtırken anında söylediğimi yaptı. Açlıktan kafesinde koşturan fareyi yerinde debelenip duran Sali'nin karnının üzerine bıraktı. Kafesin altındaki mekanizmayı çekip Sali'nin soğuktan morarmış çıplak karnını açığa çıkardı. Ardından sistemin demirini iyice bulunduğu konuma sahitleyip kafesin hareket etmesini engellediğinde aradığı yemeği bulmak için kafesten çıkış arayan ama bulamayan zavallı Bırçi, günler sonra kaçış yolunu bulmuş gibi Sali'nin karnına açlıkla saldırdı. Yemeğine tırnaklarını geçiren fareye bakmak yerine çığlık çığlığa yardım isteyen adama baktım. Bir süre sadece dayanılmaz işkence karşısında soğuk soğuk terleyen yüzüne baktım. Açıkçası çığlıkları kulaklarıma ninni gibi geliyordu artık. Bırçi iştahla sivri dişlerini şerefsizin karnına geçirip parçalarken yere damlayan kanları umursamadım.

EKSTREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin