53.Bölüm

48.3K 2.7K 270
                                    

İyi Okumalar Dilerim♡

"Leyla'cığım, canım benim yavaş yürü biraz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Leyla'cığım, canım benim yavaş yürü biraz." Diyen Ercüment'e döndüm. "Yavaş yürüyorum zaten!" Dedim sinirle. "Beş dakikadır iki adımlık yeri yürüyoruz!"

"Neden acaba?" Dedi Ercüment ve koluma girdi. "Çok dikkatli hareket etmen gerekiyor."

"Benim sana söylediğim şeyleri bana söyleme." Dedim hızla.

"Söylemiyorum."

"Söylüyorsun, ikimizin durumu aynı bile değil. Ben daha iyiyim, bir sorunum yok."

"Ha ben sorunlu muydum yani?"

"Ne alaka?" Dedim yüzümü buruşturarak.

"Kendin söyledin."

"Ondan bahsetmiyorum sen daha ağır yaralıydın. Ben yürüyünce dikişlerim bir zarar görmüyor ki."

"Görmesin diye yavaş yürümen gerekiyor ya zaten."

Göz devirdim. "Görmüyor zaten. Annemi gönderdim sen ondan beter çıktın ya iyiyim ben. Hem bir şey olsa anlarım doktorum!"

Bu gün hastaneden çıkıyordum. Kendimi gayet iyi hissediyordum ama etrafımdakileri bir türlü buna inandıramamıştım. İyiydim işte.

Ercüment ile birlikte yavaş yavaş çıkışa geldik. Babamlarda işlemleri halletmişti. Onlarda yanımıza gelince hastaneden çıkıp arabaya bindik.

Sessiz ve kısa bir araba yolculuğundan sonra sonunda eve gelebilmiştik.

"Kucağıma alayım bence." Dedi Ercüment önünde ki merdivenlere bakarak.

"Birinci katta zaten ev gerek yok."

Ercüment yanıma gelip hafifçe eğildi ve bir elini diz kapaklarımın altına, diğerini de sırtıma koyup kucağına aldı.

"Ercüment!" Dedim hızla. "Ay görende ayakta duramıyorum sanacak ya! İyiyim ben."

"Alıştırma yapıyorum kızım sussana." Dedi kulağıma eğilip.

Ofladım.
Gerçekten hayatımda tanıdığım en inatçı insanlardan biriydi Ercüment. Hatta en inatçısıydı. Bir şeyi yapacağım diyorsa illa ki yapacaktı. Yoksa içi rahat etmiyordu. Yapmamayı kabul etse de bir şekilde bir yolunu bulup illa ki yapıyordu.

"Buraya Ercüment, buraya." Dedi annem oturma odasını göstererek.

Nakliyecilerin getirdiği kutu muyum anne ben? Bir de bırakacağı yeri gösteriyorsun.

Ercüment beni koltuğa bırakıp kimse görmeden hızlıca yanağımdan öptü. Güldüm.

"Rahat mısın kızım?" Diye sordu arkamızdan gelen annem. "Rahatım anne."

"İyi çok güzel, sakın kalkma yerinden. Ben yemekleri hazırlayacağım."

"Babam nerede?"

"Markete gittiler Çağan ile."

Müptela | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin