Uyanıktım.Ama okulun ilk gününden nefret ettiğim için kalkmak istemiyordum.Yine onu görecektim,benimle alay edecekti.Beni korumak için hyunglarım onunla kavga edecek,disipline gidecektik.Düşündüm.Ondan neden bu kadar korkuyordum.O güçlüydü,zengindi ve güzeldi.Ben ise zayıftım.Kendimi tanımladığım tek kelime buydu."Zayıf""Zayıfsın sen!"diye haykırdım boş odaya.Evet zayıftım.Herkesin tek sözüne kanarak ağlayan,yere çökünce kalkmayı bilmeyen biriydim.Evet,ben buydum.Ben eziktim.
Kapının arkasında bir kaç tıkırtı duyduğumda,sesime kalkan ve birazdan beni dövmek üzere olan Yoongi hyung'un geldiğini biliyordum.Kapıyı sertçe açıp bağırmaya başladığın da sıçramıştım."Lan sabahın köründe ne sikim,yapmaya bağırıyorsun."ellerini kelepçe halinde boğazıma kenetlediğinde sonumun geldiğimi sanmıştım."Y-yoongi Hyung,boğuluyorum."dedim sesimi zar zor çıkartırken."Yoongi,ne yapıyorsun."diyen Jin Hyung idi.Beni kurtarmaya gelmişti.Yaşayacaktım.Yoongi Hyung katil olmayıp hapse girmeyecekti.Boğazımda ki elini Jin Hyung sertçe çekince öksürmeye başlamıştım.
Jin Hyung gelmeseydi,öbür tarafa gidecektim."Bir gün bu çocuğu öldüreceksin Yoongi.Jungkook bebeğim sende akşam yatmadan kapını kilitle.Bunun ne yapacağı belli olmaz."dedi karşısında sanki çocuğa öğüt verir gibi.Yoongi Hyung,öylece her an üzerime atlayacak gibi duruyordu.Jin Hyung bana baktığını farketmiş Yoongi Hyung'u dışarı çıkarıyordu.
Hepimiz,masanın başında kahvaltı yapıyorduk.Ama Namjoon ve Yoongi Hyung inmemişti.Jin Hyung anne edası ile yukarı bağırınca,hemen aşağı dökülmüşlerdi.Tabağım da kalan son peyniri ağzıma atınca,omzumda bir kol hissedince gözlerim genişlemişti."Jungkook,az önce olanlardan dolayı,bana...kızgınmısın?"dedi Yoongi Hyung.
Kafamı endişe ile iki yana sallamıştım."Hayır hayır,tabi ki değilim abi kardeş arasında olur öyle şeyler."dediğimde gülümsemeye çalışıyordum.
Sabah ot gibi yanım da bitip beni öldürmeye çalışır sonra gelir benden özür dilerdi.Alışmıştım ama yine de korkuyordum.Namjoon Hyung çayından yudum alırken söze girdi."Bugün o sürtük seninle alay ederse ona cevabını ver Jungkook."
Ben tek kelime etmeden,Hoseok Hyung "Cevabını vermezsen,o kendini beğenmiş sürtüğü ağlatana kadar beceririm.Anladın mı...Jungkook?"dedi.
Kafamı salladım ama bunu yapacağımdan emin değildim ben eziktim ama o ise güçlü.Beni her zerresine kadar alay edip ezecektir."Gay olduğunu bilmiyordum."dedi Yoongi Hyung,gözünün önüne gelen saçlarını ayırarak."Değilim zaten seni mandalina suratlı."dedi ardından Hoseok Hyung.
Mandalinayı çok sevdiği için ona sadece bizim aramızda mandalina surat derdik.Ve her zaman ki gibi ortalığı ayağa kaldırır,lafını yedirirdi.Daha sonra hiç bir şey olmamış gibi uyurdu.
~
Aynı sınıfta olmasak da her teneffüs beraber olur kantinden bir şeyler yerdik.Kapının girişinde oluşan topluluğa baktım.Kalabalıktı ve herkes bir şeyi görmeye çalışır gibi bir birlerini itiyordu."Umarım bu kadar bakmaya çalıştıkları şey bir kedidir."dedi Jimin Hyung ellerini yüzüne kapatarak."Çekilin şuradan,ışığımı kapatıyorsunuz."Diyerek kalabalığın içinden çıkan kişiye ağzım açık şekilde bakıyordum."Evet,bir kediymiş,git sev Jimin."dedi Yoongi Hyung kaşlarını çatarak.
Saçları uzamış,kömür gibi olan siyah saçlarını,kırmızıya boyatmıştı.Çok güzel görünüyordu.Bir an cennetin karşıma geldiğini düşündüm.Üzerinde olan parıltılı vogue tişörtü,altında ise kargo pantolon ve counverse ayakkabısı ile tam bir model gibiydi.Saçlarını savura savura olduğumuz noktaya yaklaşınca Namjoon ve Hoseok Hyung'un homurdanmasını duymuştum.
"Selam,şekerler.Beni özlediniz mi?"dedi kare gülüşünü göstererek."S-selam"dedim gözlerimi ondan ayırmaya çalışarak hepsi burnundan soluyordu."Ah,Jeon tatlım,nasılsın.Yeni tarzımı beğendik mi?"tekrar gözlerim bedeninde gezindi."Evet,ç-çok yakışmış."dedim kekelememe engel olamayarak.
"Biliyorum,çünkü ben herkesten farklıyım Jeon."
Sadece susmak ile yetindim.Namjoon Hyung üzerine doğru yürüyünce onu durdurarak"Hyung unut gitsin.Önemi yok.Boş ver benim yüzümden disiplinlik olmanızı istemiyorum."dedim.
Yoongi Hyung,bana eğilerek"bir aptal gibi cevap vermeyi kes." kulağıma fısıltı şeklinde söylendiğinde,Taehyung'un duyduğuna emindim.Diğer taraftan Jimin Hyung,eğilerek"Az daha bağırsaydın Yoongi,hiç kimse duymadı."dedi alay ederek.Yoongi Hyung sadece gözlerini devirdi.
"Emin ol senin kadar aptal değildir şekerim."dedi kollarını omzuma yaslayarak.Cevap vermedim.Yine bana gönderme yapıyordu.Ama ondan uzaklaşamıyordum.Ona aşık değildim ama onu bana yaklaştıran bir şey vardı.
Zil sesi kulaklarımı doldurunca "Görüşürüz,çocuklar zil çaldı malum dersime geç kalmayayım."diyerek yumuşak çilek balmlı dudaklarını dudağım ile birleştirerek.Küçük bir öpücük kondurup yanımızdan uzaklaşınca "Şu sürtüğü becereceğim bana sakın engel olmayın."dedi Hoseok Hyung."Olmayız zaten çünkü iniltilerinim kulaklarımı doldurması için her şeyi yaparım."diyerek önden ilerlemeye başladı Namjoon Hyung.
Yine,ona yenilmiştim.
Selam♥️
Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın.
İnto it ile kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnto İt :Taekook
FanfictionNarsist kişilik bozukluğu (NKB) olan Taehyung.Çevresi tarafından çok sevilmeyen, kendini beğenmiş ve şımarık olarak tanımlanan kendinin hasta olduğunu asla kabul etmez.Jungkook ona yardım etmeye çalıştıkta,Taehyung ondan daha çok nefret etmeye başla...