"AŞK EŞİTTİR BİZ" 1. SEZON 46. BÖLÜM (DORUK'UN EVLİLİK TEKLİFİ VE KIZ İSTEME)

388 32 1
                                    

Alnaz cafeye gelmiştir, içeri girerler. Ekip önce alnaz ile sarılıp hasret giderir
Ali: Ne oldu bizi apar topar çağırdınız
Ferda: Kuzum söyleyeceğiz, ama önce sakin olacaksın
Ali: Abla birine bir şey mi oldu
Doruk: Aslında sizin buraya gelmenize bir nevi ben sebep oldum (herkes Doruk'a bakar)
Ali: Doruk ne diyorsun, hiç bir şey anlamıyorum şu an
Doruk: Ben aslında bunu uzun zamandır düşünüyordum, aslında siz Paris'e gitmeden önce yapmayı düşünüyordum ama olmadı
Adil: Doruk, evladım açık konuşur musun
Doruk: Adil amca Selvi abla, eğer sizin ve Ali'nin de izni olursa (cebinden yüzük kutusunu çıkarır ve Ferda'nın önünde diz çöker)
Ferda: Doruk
Doruk: Dediğim gibi bu teklifi daha önce yapmayı düşünüyordum, ama sonra Ali ve Nazlı Paris'e gidince bu durumu erteledim... Ferdam, hayatımın anlamı, gözümün nuru, ben seni çok seviyorum Ferda, sen beni bu halimle kabul ettin. Bazen deliliğim tutuyor. Ama bunların hepsi seni sevmemden kaynaklı. Uzun bir zamandır birlikteyiz, neden bu birlikteliği resmiyete dökmeyelim ki. Benim karım olur musun Ferda, "Benimle evlenir misin"
Ferda iki elini çenesinde birleştirmiş, gözleri yaşlı bir şekilde Doruk'u dinliyordur, Ferda önce Adil'e, sonra Selvi'ye ve en sonda Ali'ye bakar. Hepsi tamam anlamında başını sallar, Ferda Doruk'a döner
Ferda: Doruk... Evet Doruk evet, seninle evlenirim. Evet evet evet
Doruk ayağa kalkar, yüzüğü kutusundan çıkarır ve Ferda'nın parmağına takar, dorfer birbirine sarılır (aslında dorferi öpüştürürdüm ama adsel orda olduğu için yapmadım 😂😂) Ali Ferman'ın yanına gider
Ali: (kısık sesle) Lan plan yapın dediğim bumuydu
Ferman: Biz senin fikrini söyleyince, Doruk'ta böyle bir şey yaptı. Hem bize de söyledi, daha önceden yapmayı düşünüyordu, ama siz Paris'e gidince bu durumu ertelemiş
Ali: Lan ben evlilik teklifi edecektim, Doruk benden önce davrandı (gülerek)
Ferda: Doruk (gözleri yaşlı bir şekilde)
Doruk: Artık hiç bir şekilde birbirimizden ayrılmayacağız Ferdam
Sonra dorferin yanına Ali gelir, elini Doruk'un omzuna atar ve biraz sıkar
Ali: Eee Doruk efendi, teklifi ettin eyvallah, ama bunun daha kız istemesi var (göz kırpar)
Doruk: (Ali dorferin yanından uzaklaşır) N... Ne demek istedi bu şimdi, vermezler mi
Ferda: Bilemem artık, orası aileme kalmış bir durum
Doruk: N... Nasıl ya, teklif ettim ben, sende kabul ettin
Ferda: (gülerek) Hadi hadi, gel bizimkilerin yanına gidelim
Dorfer ekibin yanına gelir, önce Adil ve Selvi'nin elini öperler, sonra sırayla herkes dorferi tebrik eder, Doruk Ali'nin yanına gelir, aldor birbirine sarılır
Ali: (kısık sesle) Benden önce davranmak neymiş görürsün Doruk Özütürk
Aldor yavaşça ayrılır, Doruk güçlükle yutkunur
Doruk: Ne yapacaksın lan
Ali: Zamanı gelince görürsün (göz kırpar)
Adil: Kızım (gözleri dolmuştur)
Ferda: Babacım (adfer birbirine sımsıkı sarılır, Ferda'da ağlamamak için zor tutuyordur kendini ama bu pek mümkün değildir. Adfer yavaşça ayrılır, Adil Ferda'nın alnından öper) Baba yapma böyle, beni de ağlatacaksın şimdi
Adil: Elimde değil kızım, sen şimdi büyüdün, bir de evleniyor musun
Ferda: Babam
Selvi: Kızım benim
Ferda: Annem (Selvi ve Ferda sarılır ve bir süre sonra ayrılırlar, hepsinin de gözü yaşlıydı)
Ali: Aaa ama yeter ya, ne bu duygusallık. Kızacam artık (belli etmese de Ali'de çok duygulanmıştır, yani biri dokunsa ağlayacaktır)
Ferda: (Ali'nin karşısına gelir) Kuzum
Ali: Abla yapma şunu
Ferda Ali'nin elini tutar, Ali ağladı ağlayacaktır
Alfer birbirine sımsıkı sarılır, Ali artık daha fazla dayanamaz ve içinde tuttuğu ne kadar gözyaşı varsa hepsini serbest bırakır. Onları öyle gören herkes çok duygulanmıştır
Ferda: (biraz daha Ali ile birbirlerine sarılırlar, sonra ayrılırlar, Ferda buruk bir şekilde gülümser) Duygulanmak yok diyen Ali'ye ne oldu
Ali: Sen benim kanadımsın abla, sen olmasan ben uçamam ki. İnşallah bir ömür boyu mutlu olursunuz (alfer tekrar sarılır, bir süre sonra ayrılırlar)
Adil: Hadi bakalım herkes eve, saat geç oldu (ekip hep birlikte cafeden çıkar tam arabalara binecekken Adil bir şey fark eder) Doruk
Doruk: Efendim Adil amca
Adil: Bana artık amca demene gerek yok, baba diyebilirsin
Doruk: Sen nasıl uygun görürsen Adil a... Baba
Adil: Ferda'yı kim istiyecek, yani annen baban
Doruk, Adil anne baba deyince gözleri dolmuştur. Doruk'un ailesi onu bir yurda bırakmışlardı, bunca zamandır hep kendi başının çaresine bakmıştır
Doruk: Benim, annem babam yok. Ben küçükken beni bir yurda bırakıp gitmişlerdi
Adil: Ben, özür dilerim evladım, bilmiyordum
Doruk: Artık bir önemi yok... Ben çiçek ve çikolatamı alır, gelir isterim
Ferman: Orda dur Doruk, bizi unutuyorsun Doruk. Biz bir aileyiz, ve her zaman da aile olarak kalmaya devam edeceğiz. Senin için Ferda'yı Adil amcadan isterim
Doruk: Böyle bir şeyi yapar mısın gerçekten
Ferman: Yaparım lan tâbi
Doruk: Çok teşekkür ederim Ferman
Ferman: Teşekküre gerek yok
Ali: Evet, buda halledildiğine göre hadi gidelim. Kız istemeyi ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz
Doruk: 2 hafta sonrası uygun mudur
Adil: Olur evladım olur. Evet buda halledildiğine göre hadi herkes eve
Ekip hep birlikte eve gelmiştir, herkes odasına çıkar ve uyur. Alnaz üstünü değiştirip yatağa geçer, Nazlı başını Ali'nin göğsüne koyar Ali'de Nazlı'nın saçlarını okşar. Alnaz birbirine sımsıkı sarılarak huzurlu bir uykuya teslim olurlar
(2 HAFTA SONRA)
Ve sonunda büyük gün gelip çatmıştı, herkes sabah erken saatlerde uyanır. Erinç ailesinin evinde tatlı bir telaş vardı. Ali bir köşede oturmuş telefonuyla ilgileniyordu, tam o sırada Nazlı geçer ve Ali'yi görür
Nazlı: Ali sen ne yapıyorsun orda
Ali: Ne yapıyorum
Nazlı: Orda oturacağına yardım etsene
Ali: Ne yapmamı önerirsiniz Nazlı hanım (gülerek)
Ali ayağa kalkar ve Nazlı'nın yanına gelir ve elini Nazlı'nın beline dolar, Nazlı'da kendi ellerini Ali'nin boynuna dolar
Nazlı: Neyi yap biliyor musun
Ali: Neyi
Nazlı: (ciddileşir) Biz hazırlık yapıyorken, sende şirkete gidiyorsun, işinin başında duruyorsun
Ali: Demir şirkette, o halleder
Nazlı: Olmaz efendim, sende gidiyorsun
Ali: Off ya, neyse tamam. Peki öpücüğümü alabiliyor muyum
Nazlı: Dene bakalım
Alnaz dudaklarını birleştirir, çok naif bir şekilde öpüşmeye devam ediyorlardı, ikisinin de ayrılmaya niyetleri yoktur. Ali elini Nazlı'nın kalçasına götürür, Nazlı kendini geri çeker
Nazlı: O elin bir rahat dursun Ali
Ali: 2 hafta oldu Nazlı ya, bu zaman dilimi yetmez mi
Nazlı: Canım ben de istiyorum ama şimdi olmaz
Ali: Peki ne zaman
Nazlı: Tamam sana sözüm olsun, kız isteme bitsin sonra bir şeyler yaparız
Ali: (Ali'nin gözlerinin içi parlar) Vallaha mı
Nazlı: (gülerek) Valla
Ali: Tamam tamam, ben gidiyorum o zaman, ama önce
Ali tekrar Nazlı'nın dudaklarını öpmeye başlar, ikili birkaç saniye daha öpüştükten sonra ayrılırlar
Ali: Ben senin o kiraz dudaklarına doyamıyorum ama
Nazlı: Bende senin o dudaklarına doyamıyorum onu ne yapacağız. Hadi geç kalacaksın
Ali Nazlı'nın dudağına uzun bir öpücük kondurur ve evden çıkar, Nazlı ise arkasından gülerek bakıyordur. Sonra Nazlı'da işinin başına döner.
(AKŞAM SAATLERİ)
Artık her şey hazırdı, geriye Doruk, Demir ve Ferman'ın gelmesi kalmıştır. Tüm kızlar Ferda'nın odasındadır
Ferda: Kızlar nasılım, olmuşmu
Beliz: Çok güzel olmuşsun canım, maşallah nazar değmesin
Açelya: Çok yakışmış tatlım
Nazlı: Kuğu gibi olmuşsun Ferda, çok güzel görünüyorsun
Ferda: (gülerek) Darısı size artık (açnaza söyler)
Açelya: Yok be, benim odunum onu akıl edemez
Beliz: Nazlı sen
Nazlı: Ben Ali'yi sıkmak istemiyorum, o ne zaman hazır hissederse zaten edecektir, ben beklerim
Selvi: (Ferda'nın odasına gelir içeri girer) Kızım (gözleri dolmuştur) çok güzel olmuşsun
Ferda: Annem yapma ama böyle, benide ağlatacaksın
Selvi: Ne yapim kızım, çok güzel olmuşsun (o sırada kapı çalar) geldiler, hadi git kapıyı aç
Ferda kapıyı açmaya gider, önce derin bir nefes alır, sonda kapıyı açar, herkes içeri girer en son Doruk kalır. Doruk Ferda'yı görünce nutku tutulur, olduğu yerde kala kalır, Ferda'nın seslenmesi ile kendine gelir
Ferda: Doruk
Doruk: Ç... Çok güzel olmuşsun Ferdam
Ferda: Sende çok şıksın (Doruk elindeki çiçek ve çikolatayı Ferda'ya uzatır) teşekkür ederim. Gelsene içeri
Dorfer içeri geçer, herkes hazırdı, kızlar mutfağa kahve yapmaya gider, kahveler hazırdı
Beliz: Ferda bir şey unutmuyor musun
Ferda: Neyi unutuyorum
Açelya: Kahvenin içine tuz atmayacak mısın
Ferda: Gerek var mı böyle bir şeye
Nazlı: Var tâbi. At sen at
Ferda Doruk'un kahvesine tuz atar ve kızlar hep birlikte tekrar içeriye geçer. Ferda herkese kahvesini dağıtır, en son Doruk kalır
Ferda: Özür dilerim (kısık sesle)
Doruk: Düşündüğüm şey mi (Ferda evet anlamında başını sallar) ne yapalım içeceğiz artık
Ali: (Doruk kahveye bakar bir süre) Dorukcum ne oldu, niye içmiyorsun kahveni
Doruk: Yok ya içiyorum (Doruk içinden besmele çeker ve tek yudumda kahveyi bitirir, suratı kıpkırmızı olmuştur, boğazı yanıyordur. Doruk masada duran suyu alır ve içer)
Ali: Ne oldu Dorukcum suratın kıpkırmızı oldu (Doruk'la uğraşmayı seviyordur)
Doruk: Yok ya iyiyim, sana öyle gelmiş
Ferman: Evet kahvelerimizi de içtiğimize göre, gelelim sebebi ziyaretimize. Doruk arkadaşımız, Ferda arkadaşımızı görmüş beğenmiş ve bir karar almışlar... Allah'ın emri, peygamber efendimizin kavli ile kızınız Ferda'yı oğlumuz Doruk'a istiyorum (bu sahneyi yazarken gülmekten yarıldım 😂😂)
Adil: Önce bir Ferda'ya soralım (Ferda'ya döner) Kızım sen ne diyorsun
Ferda: Siz nasıl uygun görürseniz babacım
Adil: Peki (Selvi'ye döner) Selvim sen ne diyorsun
Selvi: Çocuklar bir karar almış Adil, bize de o karara saygı duymak düşer
Adil: Ben oğlum Ali'ye de sormak istiyorum, Ali oğlum sen ne diyorsun
Ali: Düşünmem lazım (Ali Doruk'a öyle bir bakış atar ki Doruk'u ter basmıştır resmen, biraz düşünür) Hayır...

"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin