sasha.

181 24 37
                                    

uzun zaman oldu.

bunca yıldır neden sadece sana layık olmaya çalışmışım anlamıyorum. şimdi yoksun. artık sadece insan olmaya çalışıyorum. bir avuç toprağı yutmadan önce tattığım şey çamur olmasın diye tüm uğraşım. sütten ağzım yanmasın diye süt içmeyi bıraktım.

basit beyaz yakalı bi' köleyim, üçüncü yılı devirdim. memur maaşıyla geçiniyorum. öyle antin kuntin işleri de bıraktım. sana inatmış ajanlığım sanırım. hep hayıflanırdın, ben de inadına ayrılmak istemezdim. artık hayıflanmıyorsun ama ben işi gücü çoktandır bıraktım. düşünüyorum, hayıflanabilecek kadar yakınımda olabilseydin yine, bırakmaz mıydım? büyük ihtimal.
gerçi her şey de bu kadar yakınımda olduğun için olmadı mı zaten?

son yıllarımın kritiğini yaptım geçen gün. hayır, seni bıraktığımdan beri içimde bir yangın sönmüyor. hayır, seni öperek geçirebileceğim bi' "tüm günüm" yok. hayır, senin yerine koyabildiğim bir şey olmadı. tam aksine; her şeyime ve her yerime seni atadım. gözümü kör ettim, karanlıkta bir tek seni hayal ederim diye. ağzımı düğümledim, sen çok konuşmayı sevmezdin. kulaklarımı kestim, belki de seni dinlemeseydim yanımda olabilirdin. böyle böyle delirdin, dediler bana. halbuki tanrıya el açan da onlardı.

bir gün yine işteyim, karşıma çıktın. hayallere daldım iyiden iyiye.
hyunjin, dedim. "farklı olabilirdik."

o sırada müdürüm aklıma mukayyet olmamı söyledi."boş odada kime laf yetiştiriyorsun sen?"

dua ediyorum, dedim. ibadetimi bozduğu için özür diledi ve gitti.

dünyanın iki yüzlü, aşağılık bir yer olduğuna inanıyorum. deli olup olmadığının o boş odada kiminle konuştuğuna bağlı olması buna bir örnek bence. dünyanın en güzel romanı John Steinbeck'den çıkmazsa beş para etmezdir, aynı zamanda edebiyat tarihinin en kalitesiz romanını yazsa bile milyon okunur, zira bunlar iki yüzlü dünyanın aptal tabularıdır. senin nelerle savaşmak istediğini daha yeni anlayabiliyorum.

sana bunları yazmak istedim çünkü neden beni bırakmak istediğini henüz tam olarak anlayamıyorum. sen de haklısın tabii, insan görmediği yerleri de özleyebilir ama gittiğinde beni özlemeyeceğini düşünmen beni asıl paramparça eden şey oldu, kusuruma bakma.
her neyse, postaneye götürmeden yakacağım sanırım bu kağıdı. okumanı istemem. istesem de okumazsın.

.

sen gittiğinden beri toprağa düştüm. bodrum katta bir ev aldım, bahçesine de çiçekler diktim. bir de akşamsefası var bahçemde, o da sen seviyorsun diye.

hayat anlamsız gelmesin diye uğraşıyorum. senin yokluğunda bu tür felsefi konuları da gözden geçirdim. malum, dünyanın kaç bucak olduğunu coğrafya dersinde öğretmezler.

lise felsefe hocamla karşılaşmıştım geçen gün. varoluşsal sancılar geçiren bir ergenden farksız olduğumu söyledi. zaten sevmezdim onu, daha da itici buldum. belki de doğrular işime gelmediğinden.

.

sana dönüştüğümü hissediyorum.
artık damla sakızlı kahve bile içemiyorum mesela. "kendimden vazgeçerim ondan vazgeçmem." dediğim ne varsa gitti. ben de ben olmayı bıraktım. kendimden de, onlardan da vazgeçmiş oldum yani.

gidişin benim için gerçek bir çöküştü. enkazın altında debelenirken kemiklerim un ufak olmuş, dökülmüştü. yaşamaya derman bulamazken yardıma yetişen bir sen daha bulamamıştım ya, en büyük sorunum da buydu işte. sevmeyi bilmeyen bir adamın dökülüşünü yayın ettiklerinde ölmeyi bile düşündüm. ama o silahı şakağımda hissedince yine korkup düşürdüm.

kendimi yazmaya verdim. "ben ölürüm, adım kalsın." dedim. matbaa masrafını çıkaracak kadar bile okunmadı. amacım okunması değildi ama ben de isterdim bi' John Steinbeck olmayı.

sonra şiirlerimden birini seçtim. kafamda bir melodiyle söylemeye çalıştım. sen sesimi severdin.
şarkıyı yüklediğim ilk gün iki kişi dinledi. sonra dinleyen olmadı, o şarkı bir yerlerde çürüdü.

neye elimi atsam batırdım senden sonra. bu işten de kovulmama ramak var, patronun gözü üzerimdeymiş. arkamı toplayacak biri lazımmış demek ki. ancak henüz sekreter isteyecek kadar liyakatli değilim. eski işimde tutunabilseydim tek lafıma bakardı. ama seni benden ayıran da oydu ya, oradaki liyakati de siktir edebilirim.

şimdi, sen nasılsın sevgilim? yıldızları saymayı bitirdin mi? belki de başka bir dünyanın başka bir Amerika'sında ajan olabilmişsindir. orada sana bir uyarıda bulunayım; Kim Seungmin diye biri yanına gelip seninle iş yapmak isterse o maymunu odandan kov.

 orada sana bir uyarıda bulunayım; Kim Seungmin diye biri yanına gelip seninle iş yapmak isterse o maymunu odandan kov

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
salvatoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin