ablam çok güzel ve popülerdi herkez onu sever ve hatalarına hep göz yumarlardı ablam ailemizin en güzel kızıydı herşey ona serbest ve çok masum mukemmel yuzlu bir kızdı Ben ise hiç sevilmeyen sürekli üzülen çok çirkin bi kızdım her zaman üzülürdüm onlar güzel ben çirkin olduğum için ve hala öyle hep kendimden nefret ettim gözlerimin şişliği, suratımın büyüklüğü,dudaklarımın ince uzun olmasından,burnumun büyüklüğünden,kilolu olmaktan her şeyden bıktım.
Kimsenin beni sevmemesinden sürekli ablalarımdan çevremden "tipine bakta konuş" kelimesinden o kadar nefret etmiştim ki geceleri sessizce ağlamaya başlamıştım artık !.
Neden sevilmediğimi anlamıştım bize gelen misafirler sürekli ablalarımın güzelliginden bahsederlerdi ve yanılmıyorlardı benden kaç kat güzellerdi.Hayattan sürekli uyuduğum zaman dua ediyordum sabaha başka güzel bir kız olmak için.Ben kendimi her zaman hayatın bir pisliği gibi hissediyorum ben güzel olmayabilirim ama bilinki ben istemezdim böyle olmayı üzgünüm hemde çok...
Ama hiçbir zaman onlar güzel diye onlardan nefret etmedim çünkü onların kalbinin güzelliği yüzlerine vurmuştu belki neden diye düşündüm belkide benim kalbim çirkindi nerden bilecektim ki ama şunu unutmayacagam beni sevenler oldu onları bende seviyorum ve bu yüzden ayaktayım yoksa çoktan yıkılmıştım bile.
Ablalarım ve ben çarşıya çıkmıştık arkadaşları ve benim arkadaşlarım onlara "çok güzel olmuşsun"diyorlardı.
Okula gitmiştim okuldaki arkadaşlarımla konuşuyordum onlar bana "ablaların çok güzel sen kime çekmişsin bu tiple".diye dalga geçiyorlardı o anda beynimden vurulmuştum.
Sevdiğim demişti bana bu cümleyi...
O anda belamı versin diye aglaya aglaya lavaboya inmiştim.
O gün derse utancımdan girmemiştim.
Artık gittikçe herşeyden nefret etmeye başladım kendimden kendi vücudumdan.
Ondan sonraki gün ise okula gitmiştim ama soldaki en arka sıradaki köşeye oturmuştum.
Ve...
İkinci defa vuruldum ama bu sefer kalbimden...
Çünkü bi insanın sevdiğinin başka kızla el ele gördükten sonra kendinden nefret etmeyen yoktu bencee...
Okuldan çıkıyordum tam biri omzuma dokunmuştu hissettim onun olduğunu döndüm ve tek kelime bile etmeden ben "özür dilerim" dedi. Ben ise bunu ciddiye almıştım bi umut işte.
Yolda yürümeye devam ettim beynimle kalbim kavga ediyorlardı sankii.
Onu gerçekten ciddiye almıştım ama diger gün ise şoyle dedi "yarım kalan bi kelimem vardı"dedi ben şaşırdım neydi diye sonra "özür dilerim çirkinliğinden"dedikten sonra nefesim kesildi beynim kalbime tekme attı sanırım.
Ama nedense sanki kalbim bunu bekliyordu oturdum bi köşede artık gözümdeki yaşlar bitmişti bulutlar nasılsa öyleydi.
Artık umutsuz bi vakaydım ve bundan emindim sevilmemeye mahküm edilmiş bi ejderha gibi belki ejderha prense aşıktı ama ejderha emindiki prensin onu sevmiyecegine ve o anda o ejderha hayatın pisliğini kustu ateşiyle biter sanıyordu belkide.
Her zaman vuruldum tam noktadan ama onlara göre sadece bi hedeftim benim için ise kalbimdi kalbim...
Her zaman bekliyordum her zaman ve biliyordum boyle olacagını nedense...