you know i wore this dress for you

63 3 1
                                    

Bir yaz gecesiymiş, terastan ayakları dışarı sarkmış, en ucunda oturuyormuş mermerin. Gökyüzü pasparlak görünmüş o gece, çünkü Byun Baekhyun hiç güneşi görmemiş. Yıldızlar, irili ufaklı, ışıl ışıl yapmış etrafı. Terasta oturuyormuş Baekhyun, çünkü manzara çok güzelmiş ve kimse yokmuş ortalıkta. Yanağından süzülen tuzlu su, eğdiği kafasıyla ellerine düşüvermiş, bir damla da çıplak bacaklarına. Bugün en sevdiği kırmızı tişörtüyle, nefret etse de Chanyeol'un aldığı siyah şortu giymiş. Chanyeol almış çünkü şortu, giymese olmazmış. Şortunu görünce daha çok ağlamaya başlamış Baekhyun, toparlayamamış içli içli aldığı nefeslerini. Ağladıkça daha çok ağlıyor, kendine kızıyormuş. Çünkü Chanyeol, yaş akıttığı zaman sevmezmiş Byun'u. Daha çok kırılmış kalbi, bir damla, iki damla derken göl oluvermiş göz yaşları. Ağlayınca uykusu gelir insanın, en güzel uyku da ağladıktan sonra olandır. Başı düşmüş iyice Baekhyun'un, korkuluklara yaslamış alnını. Hâlâ daha ağlayası var ama, uykusu daha baskın. Sıcak esintiler tenini süslemiş, içini ürpertmiş. Hiç kalkası yokmuş, evine dönüp de, bir kaç saat önce yaşananları hatırlamak hiç istememiş. Hatırlamak istemedikçe, aklına dolmuş her şey. Tüm hayatı gözünün önünden geçmiş, en detaylısından hem de. Düşünmüş Baekhyun, çok düşünmüş. Fark etmiş sonra, kimse sevmemiş onu, kimsenin favorisi olmamış hiç. Kalbi daha çok kırılmış, ama artık ağlayacak hali bile yokmuş. Sonra aklına çeşitli ortamlarda ağladığı anılar gelmiş. Okul, mağaza, deneme kabinleri, sokak ortası, arkadaşının omzu, tuvalet, balkon derken her yerde ağladığını fark etmiş. Baekhyun başkalarını o kadar düşünürmüş ki, terapi seanslarında bile kendinden çok çevresinden bahsedermiş. En yakın arkadaşının aile sorunları, yeme problemleri ve daha niceleri. Kendinden bahsetmezmiş, sevmezmiş çünkü. İnsanlara yük olduğunu, fazlalılık olduğunu düşünürmüş. Arkadaşı çokmuş Byun'un ama hep fazlalık gibi hissedermiş. İkili, üçlü arkadaş gruplarında hep fazlalıkmış gibi, isterse altı veya daha fazlası olsun, herkes çok iyi anlaşırmış. Ama kimse Baekhyun'un sorunlarını dinlemezmiş, grubun annesi hep Baekhyun'muş çünkü. Herkesi dinler, sorunlarına çözüm bulurmuş. Asla ağlamaz, hep neşe saçarmış etrafa. Sonra bir gün, lisede biriyle tanışmış, Kyungsoo'ymuş adı. İlk defa biri sorunlarını dinliyormuş, ilk defa birisi Baekhyun hakkında endişeleniyormuş. Baekhyun ilk defa bir arkadaşının kollarında ağlamış, bileğindeki izleri annesinin görmemesi için arkadaşından tavsiye almış. İlk defa bedeninden, giydiği kıyafetlerden bahsetmiş. Ama ne yazık ki Kyungsoo'nun yanında da fazlalık gibi hissetmiş, sevgilisi varmış çünkü arkadaşının. Annesiyle olan sorunlarından bahsetmiş Baekhyun.  Küçük bir çocukken, annesiyle arası çok iyiymiş. Önceden sıcak havalarda berrak gökyüzünü izlemek için sabahtan akşama kadar terasta dururmuş, gece olup da annesi gelince giremezmiş eve geri. Annesi çok çalışırmış geçinmek için, uykusu da az ve değerliymiş bu yüzden. Annesini üzmeye dayanamazmış Baekhyun, şimdi yanında olmasa bile terastan içeri girememiş. Hem, terasa giriş kapısı ağırmış, çok ses çıkarırsa annesi uyanıp kızarmış Baekhyun'a, mazide kalmış anılar gibi. Yakın geçmiştense, uzak anıları hatırlamayı tercih etmiş. Uyumak istemiş fakat bu defa uyandığında da ölmek istememiş, eskisi gibi mutlu olmayı dilemiş o gece. Düşünmüş, düşündükçe içi sıkılmış. Çığlık atmak istemiş, çığlık atarken sesini kaybetmek, yok olmak istemiş. Olmamış, acısını vuramamış dışa Baekhyun. Sıcak rüzgar tenini öperken, tuzlu inci taneleri göl olurken, uyuyakalmış.

liquid smooth | ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin