Uyarlayan Kişi Notu; Merhaba, rica etsem görüşlerinizi küçük de olsa belirtir misiniz?
***
Makam arabası, şehrin kalabalık caddelerinde ilerlerken içerisinde ölüm sessizliği hakimdi. Jungkook, Taehyung'un kendisine olan davranışlarının gözle görülür bir şekilde değiştiğini fark etmişti. Hala saygılıydı ama sanki hiç birlikte bir şey paylaşmamışlar, Taehyung, Jungkook hastanede yatarken sanki hiç uykusuz geceler boyunda başında beklememiş, birbirlerini tanımamış, zayıflıklarını göstermemişler gibi davranıyordu. Jungkook, Taehyung'un , veremediği cevaptan dolayı böyle davrandığını biliyordu. Bu Jungkook'un canını sıkıyordu. Çünkü şu sıralar tek güvendiği isim Taehyung'du ve bir anda aralarının açılması onu derin bir hüzne sokmuştu.
Jungkook ön tarafta oturan Taehyung'a kaçamak bir bakış attı. Ön koltukta oturmuş yolu seyrediyordu. Jungkook yüzünü göremiyordu ama dün akşamdan beri takındığı ifadesiz suratını taşıdığına yemin edebilirdi. Jungkook derin bir iç çekti esmer olanla böyle olmak istememişti.
O an sessizliği telefon sesi bozduğunda Jungkook kulaklarını ön tarafa kabarttı. Ama melodi çok uzun sürmedi. Taehyung telefonu meşgule atmıştı. Çok geçmeden tekrar çaldığında Jungkook söyledi.
"Önemli bir şeye benziyor. Aç istersen."
"Görev başında telefonla konuşmam yasak efendim." Taehyung ciddi bir ses tonuyla söyledi ve çalan telefonu tekrar meşgule attı. Ortam birkaç dakika daha sessiz kaldı ama sonunda ısrarla telefon çalmaya devam etti.
"Rica ediyorum. " Dedi Jungkook. Taehyung bıkkın bir nefes verdi ve telefonu kulağına götürdü.
"Efendim Ella." Ses tonu bir anda yumuşamıştı. Ilık bir ilkbahar esintisi gibiydi. Jungkook konuşmaya kulak vermek istemiyordu ama arabanın içindeki tek ses Taehyung'a ait olunca duymamak elde değildi.
"Çalışıyorum biliyorsun." Dedi Taehyung. Parmak uçlarıyla stresli bir şekilde alnını ovuşturdu.
"Mia'yı okuldan teyzesi alamaz mı?" Diye sordu Taehyung telefondaki diğer sese.
"Tamam Ella endişelenme bir şeyler bulacağım. Hı-hı tamam. Sonra sana dönerim.Görüşürüz" Taehyung söyledi ve telefonu kapattı. Telefon kapandığında Jungkook alt dudağını ısırdı. Taehyung'un şuan kendisine kızgın olduğunu biliyordu ve hayatına karışması onu daha fazla sinirlendire de bilirdi ama belki de uzatmış olacağı bu barış çubuğunu kabul ederdi. Jungkook şansını denemek istiyordu. Bu yüzden ön tarafta oturmuş kara kara düşünen Taehyung'a seslendi.
"İstersen bakanlığa geçmeden önce kızını okuldan alabiliriz." Diye önerdi Jungkook. Sesinde gergin bir tını saklıydı. Diğer adama baktığında kıpırdamadığını gördü. Bu saatler gibi gelen kısa bekleyiş birkaç saniye daha sürdü.
"Teşekkür ederim efendim." Dedi Taehyung kısaca ve şoföre döndü. "İlk çıkıştan sağa dönün Bay Colin."
Taehyung'un sunduğu teklifi kabul etmesi Jungkook'u mutlu etmişti ama Jungkook , Taehyung'un şuan umutsuz bir durumda olduğu için kabul ettiğini biliyordu. Jungkook umursamadı yine de Taehyung'un gönlünü almaya çalışacaktı çünkü esmer olanla bir yabancı gibi olmak hoşuna gitmiyordu. Taehyung iyi bir adamdı. Uzun süre askerlik yaptığı için sadece asker psikolojisiyle olayları ele alıyordu. Jungkook bunun farkındaydı. Taehyung'un sorusuna cevap verememesinin sebebi hiçbir cevabın onu tatmin etmeyeceğini bilmesiydi ama ortada Taehyung'un bilmediği, göremediği çok daha büyük resim vardı. Siyaset yenilmesi kolay bir yemek değildi. Fazla kaçırdığınız anda boğazınıza takılıp sizi boğabilirdi. En az Taehyung kadar Jungkook da risklerin farkındaydı. Alması gereken bazı kararlar ve sonuçlarına katlanması gereken bazı olaylar elbette olacaktı. Bir askere bunu anlatamayacağının farkındaydı. Kelimelerle anlatmak yerine Taehyung'un görmesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Minister ; TaeKook
FanfikceGüney Kore İçişleri Bakanı Jeon Jungkook ve onun koruması Kim Taehyung. - TaeKook çiftine izin alınarak uyarlanmıştır. Bu hikayenin yazarı 'kaiyehet ' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir. Yazar kurgulamama izin vermiştir. Kanıtı olar...