4 -İlk Arkadaşlıklar-

1.3K 111 19
                                    

Umarım bölümü beğenirsiniz.Ve OMG! Genel kurguda #88 için teşekkür ederim!!Yeni kapak nasıl olmuş? Umarım hoşunuza gitmiştir. :)

Eski notlar hala dursun istedim, silmeye kıyamadım.. :))

İyi okumalar......

Odamdaki küçük pencerenin el verdiği kadar içeri giren ışıktan tek tük görebiliyordum. Elimde bir sıvı hissedince bakışlarım elime çevrildi. Ah, kan. Kabus görürken bir yandan da avucumu sıkıyormuşum. Üvey babamdan kurtulsam bile bana dolaylı yoldan acı veriyordu her seferinde...

Avuçlarımdaki biraz kurumuş, ama hala ıslak olan, kanı yıkamak için yataktan kalkıp, lavaboya doğru yöneldim.

Ellerimi soğuk suyun altına tutunca bir anlığına ellerim sızladı ama hemen sonrasında geçti. Vücudumun terlediğini hissettiğimde banyo yapmam gerektiğini anlayıp üstümdeki kıyafetlerimi çıkardım. Sıcak suyu açıp, sıcak suyun altına girdim. Suyun altında vücudum gevşerken, gördüğüm kabusunu etkisinden kurtulmaya çalışıyordum. Ben sadece bana vurduğu kötü anılarımdan birisini görmüştüm uyurken.

,,,

''Lütfen Almina Hanım, kıpırdamayın.'' çekim yönetmeninin sorusuna iç sesim 'Nasıl o kabustan sonra kıpırdamadan durabilirim ki?' dese de ben, '' Üzgünüm, biraz fazla hareketliyim sanırım'' dedim.

''Hah. Baş erkek manken de geldi. Almina'nın fotoğraflarından sonra ikisi beraber çekilecekler.'' diye bağırdı diğer elemanlara hitaben, çekim yönetmeninin yardımcısı.

Sonunda kıpırdamadan duruyordum. Ve tekli fotoğraf çekimlerim bitmişti sıra şu baş erkek manken ile olan fotoğraf çekimlerinde.

''Hoş geldiniz Arda Bey, baş kadın mankenimiz orada.'' dedi çekim yönetmeninin yardımcısı olan kadın beni göstererek. Sanırım beni gösterdiği kişi baş erkek mankendi.

Bana doğru gelen adama, Arda sanırım, baktım. Üvey babamda böyle yürüyerek gelirdi yanıma. Bir anda üvey babamı hatırlayınca, gördüğüm kabusu hatırladım doğal olarak.

Bedenim kasıldı ve parmaklarımı kapatmış, tırnaklarımla avucumun içine baskı yapıyordum. Biri aniden bana dokununca hemen bana dokunan kişinin elini kavradım ve yukarı kaldırdım. Nefes nefeseydim. O adamdan, üvey babamdan, korkuyordum ve beni nerede olursa olsun, rahat bırakmıyordu.

''Ah. Sakin ol.''

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Baş erkek model, ya da her ne boksa, bana bakıp güven verircesine gülümsüyordu. Ne yaptığımı anladığımda, suratım asıldı.

''Ben, ben üzgünüm kusura bakmayın. Refleksler.'' dedim pişman olmaya çalıştığım sesimle.

''Önemsiz. Belki başka bir şekilde affettirebilirsin kendini.'' dedi ve bana bana göz kırptı. Ne? Şimdi ne kastetmişti bu?... Yok artık! Yok devenin pabucunun ucu!

''Devenin pabucunun neyi?'' dedi alaycı gülümsemesi yüzündeydi. Ben sesli mi düşünmüştüm, yoksa Arda'nın beyin okuma gücü mü vardı?

''Sesli düşünmeyi kesmelisin. Senin yararına. Benim için böyle daha iyi.'' dedi yine alayla bakıp, gülümsüyordu. Şu an Emre'ye haksızlık yaptığımı düşünmüyor değildim. Bu baş manken zıvanası daha sinir bozucu bir gülümsemeye sahipti. Hayır, güzel güldüğünden değil. Sadece gülen insanları sevmiyorum. Fazla gülen...

''Arda böyledir, alaycı ve çapkın. Sen onu fazla kafana takmamalısın. Boşuna kafanı yorma yani.'' dedi, daha iki buçuk saat önce, hayatımda edindiğim ilk arkadaşım Sude.

SİYAH  TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin