merhaba
uzun zamandir hyunin fici yaziyorum fakat yayinlamakta kararsizdim anlik gelen bi ozguvenle yayimlama karari aldım umarım begenirsiniz.
***sabahın altısıydı sanırım, bacaklarım mosmor buz kesen betonda ellerim bağlı uzanıyodum nolmuştu bu defa 5 dakika geç geldigim için kemerlemı dövülmüstüm veyahut telefona geç cevap verdiğim için demir çubuklamı dövülmüştüm
yavaş yavaş kendime gelirken başımı kaldırıp etrafa baktım odamdaydım herzamanki gibi, kalkıp elimdeki ipleri cözdüm ardından banyoya yurudum elimi yuzumu yikayip okul üniformami giyip dısarı cıktım
daha lise ikiydim fakat ruhum cokta genc degildi ben sadece her gencin yaptığını yapmak istiyordum
sabahlara kadar arkadaşlarla takılma belkide sadece arkadaslarla takılma ama yoktu işte benim kaderimde buydu ağlamaktan baska ne gelirdiki elimden...
bu düşinceler aklımda dolanırken okula yaklaştığımı görmüştüm zihnimdeki düsünceleri silip okula girdim
her zamanki goruntu herkes arkadaslariyladi, onlara bakarken iç cekip sınıfa girdim ve en arkada ki sırama oturdum
çok geçmeden hoca girmisti iceri, herkes konuşmayi kesip hocaya dönmüştü evet tahmin ettiğim gibi o lanet gün yaklaşıyodu.
sıra arkadaşım sevinçle bana döndü o asık korkunc suratimi görünce gülüşü soldu ve tekrar önüne döndü evet bu hergun yaşanan bi sahneydi kimse benle konuşmazdi okuldaki sessiz çoçuk ayaklarıydı bir nevi insanlar yanıma yaklaşmazdı tek dolanır tek yemeğimi yerdim alısmışlardı artık kimse garip bulmuyodu.
öğle arası olmuştu yemek yemek için kantine iniyordum ki aniden önüme biri fırlayana kadar nerdeyse düşüyordum demirlikler sayesinde eski pozisyonuma dönüp beni nerdeyse düşürücek insana bakıyodum bu jisungtu sınıfı güldürmek için egitim hayatını riske atan bi çocuktu seviyodum ara sıra merhaba diyip geçiyodu yine öyle olmustu
"çok özür dilerim gerçekten önüme bakmalıydım benim suçu-"
"önemli değil" deyip karşımda ki üzgün ifadeyi şaşkınlığa çevirmistim evet bunun neden olduğunu tahmin edebiliyorum, ilk defa onunla konuşmuştum normalde kimseyle konuşmazdım fakat birden çıkıvermişti ağzımdan nasıl çıktığını sonradan farkettim cılız ve yorgun..
anlamam biraz zaman almıştı fakat anladığım an önünden hızla geçip gittim arkamdan öylece bakmıştı
çıkış zili çalmıştı çantamıda alıp sınıftan çıktım kulaklıgımı takmiş boş olan merdiveni ikişerli ikişerlı iniyordum tam o lanet düsüncelere dalmışken omzumda bir el hissetmemle arkamı döndüm bu hyunjin ve tayfasiydi bana bakıyolardı sesizce yürümeye devam etttim
sessiz geçen iki dakıkanın ardından sıkılmışa benzeyen hyunjin konuşmuştu "jeongin" efendim diyemedim o kadar güzel çıkmıstıki o igrenç adım, ağzından, donup kalmıştım kendimi toparlayıp cevap verdim "efendim" sadece bu çıkmıştı ağzımdan gerisine gücüm yetmiyordu
o sırada chan konuştu "jeongin bizle okulun hamburgercisine gitmeye ne dersin changbin yok bugun seni gorunce teklif etmek istedik" demisti şaşırmamıstım aslında chan hep böyleydi yardım sever iyi kalpliydi ne zaman sınıfta birinin yardıma ihtiyacı olsa o koşardı
yavaşca doğrulup cevap vermeye hazırlandım tam evet diyeceğim sırada babam aklıma geldi gitsemde gitmesemde gene moraracaktı süt beyazı tenim gene yanıcaktı canım fakat o cesareti kendimde bulamadım hafifçe kafamı hayır anlamında sallayıp daha hızlı yürümeye başladım sadece arkamdan seslenişlerini duymuştum gerisi kulaklığımdan gelen müzik..
***
merhabaa bu biraz tanıtım amaçlı oldu kısa tutmak istedim zaten konuyu az çok anlamışsınızdır anlamadiysanız kısa bir özet geçicem"jeongin yıllardır babasindan annesinin ölümü nedeniyle şıddet görüyodu bunu hiç bir zaman dışarı yansıtmamıstı hep içine kapanıktı şiddet gorduğunden beri bipolar bozuklugu olan jeongin hiç kavuşamayacağı birine asık olmuştu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vibes not lie. || hyunin
Random"Benden dağınık bir ailede kendimi toparlamamı istediler, dağınık arkadaşlar, kötü dersler, hastalıklı ruhumun arasında kendimi düzeltmemi söylediler, kimse neden böylesin dememişti oysa..." giderken bıraktığı mektubu titreyen ellerimle okurken bir...