Red Tears | Hyunchan

Carnaval Partisi

Aradan 3 hafta geçmişti ve bu süre hem Hyunjin hem de Chan için rüya gibiydi. Gün içinde ikisinin de görevleri onları oldukça yorsa da gece sarılarak uyumak ikisine de çok iyi geliyordu. Her ne kadar asla birbirlerine doyamasalar da.

Her şey çok güzeldi. Krallık da kalpleri de huzur içindeydi ve bu refah dolu günlerin sonsuza dek sürebilmesi için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Chan uzunca düşünmüş ve sonunda Carnaval Partisinin düzenlenmesine karar kılmıştı. Lucas'ın içindeki kötü his her ne kadar geçmemiş olsa da Kralın kararına saygı duymuştu. Ama onun için daha önemli olan düğün günü yaşanan olaydı. Hyunjin bariz bir şekilde ondan kaçıyor, bu konuyu kpnuşmak, Chan'ın bundan haberi olmasını istemiyordu.

Tüm krallık Carnaval için hazırlanmıştı. Bang krallığı Carnaval geleneğini ilk başlatanlar olduğundan bu parti halk için kültürel bir simgeydi.

Diğer krallıklardan pek çok insan ülkeye gelir, tüccarların uzak diyarlardan getirdiği şeylerle müthiş bir kültürel alışveriş yaşanırdı. Ancak bu eskidendi. Son yıllarda krallıkların arasının bozulduğu herkes tarafından biliniyordu. Savaş çok yakındı, herkes hissediyordu. Ancak kimse inanmak istemiyordu.

Carnaval bu geceydi. Üç kardeş de çok yoğun olduğundan Hyunjin henüz kimseyi görmemişti. Hannah dekorla uğraşırken Lucas kıyafetinin yakasının sıktığı bahanesiyle hava almak için bahçeye çıkmış ve saraya yeni öğrendiği güçlü bir koruma büyüsünü yapmıştı. Bir şeyler olacaktı, emindi. O magnicarı ve gücünü aklından çıkaramıyor, Chan'a söylemediği her saniye vicdan azabı çekiyordu. Ancak Hyunjin'e ihanet edemiyordu. Hyunjin ise bununla yüzleşemiyordu. İkisi de pişman olacaktı.

Chan başta General Changbin olmak üzere komutanları ve danışmanlarıyla mümkün olan isyan için yaklaşık 7 taktik geliştirmişlerdi. Hesaba katmadıkları şeylerin olduğunu bilmeden...

Kral olmak sırtında yalnızca bir ülkeyi taşımak demek değildi, milyonlarca canın sorumluluğunu almak demekti ve Bang krallığı pek çok krallığı da himayesi altına almış bir hanedan olduğundan sorumlu olduğu can sayısı daha fazlaydı. Chan bunu çok iyi biliyordu ve hata yapmak onu korkutuyordu. Ancak her şeyden çok Hyunjin'i kaybetmekten korkuyordu.

Hava karardığında teker teker her ülkeden krallar, kraliçeler, prensler, prensesler, soylular gelmeye başlamıştı. Bu senenin konsepti maskeli bir baloydu. Görevliler onları devasa balo salonuna yönlendiriyor, en güzel eserleri çalan orkestra eşliğinde danslar ediliyordu.

Kraliyet ailesinin kapısından kral, prensesle prens ve kralın eşi hazır olduklarında gelecekti. Onların yokluğunda Baş Rahibe Jessica konuklarla ilgileniyordu. Sarayın diğer tarafında halen tatlı bir telaş söz konusuydu. Sonunda herkes hazır olduğunda büyük kapının karşısında buluştular.

Hannah üstündeki tatlı yeşil elbisesiyle, zarif tacıyla ve toplanmış saçlarıyla çok güzel görünüyordu.
Lucas sürekli olarak kıyafetinin yakasını çekiştiriyor ve elini yelpaze gibi sallayarak ne kadar terlediğinden bahsedip homurdanıyordu. Siyah beyaz takımı ve belindeki Bang hanedanının işlemeleriyle süslü kırmızı kuşakla o da çok etkileyici görünüyordu.

Chan ise beyaz gömleğinin üstüne giydiği şık kırmızı uzun ceketle ve taktığı beyaz tacının üstündeki siyah taşlarla inanılmazdı. Ancak onun aklı yalnızca sevgilisinin ne kadar harika olduğundaydı.

Hyunjin, parlak beyaz kıyafetindeki ince altın işlemelerle, belini saran kumaşla ve ancak dikkatli bakıldığında fark edilen taşında bir kurt motifi bulunan tacıyla nefes kesici görünüyordu.

Alfa hızla omegasının beline sarılıp dudaklarına bir öpücük kondurdu. Gülümseyen gözlerle sevgilisine baktığında yeniden Hyunjin'in gerçek olamayacak kadar mükemmel olduğunu düşündü.