14

1.5K 181 183
                                    

Arayı açtım yine, üzgünüm. Açık olmak gerekirse zerre yazma isteğim yoktu. Ayrıca yoğun bir dönemdeydim. Halletmem gereken resmi işler vardı. Onları hallettim gibi. Birazda yazma isteğim yerine geldi. Çok beklettim bunun farkındayım. Fakat isteksiz bir şekilde yazdaydım bölümler kötü olacaktı. O yüzden ara vermek istedim.

Ayrıca bu kitap son kurgum demiştim fakat şu sıralar yeni mini bir kurgu yayımlama planı yapıyorum. Daha bir kaç yeni mini kurgu diyebilirim. Fikrimi değiştirme ihtimalim çok yüksek ama şimdilik planım bu yönde.

Herkese keyifli okumalar
💕

Günler geçiyordu ve Jung Woo davası açısından ne yazık ki her hangi bir gelişme yoktu. Bir şeyler araştırmaya, elimizden geldiğince çabalamaya sarf ediyorduk fakat bazen acaba boşuna mı uğraşıyoruz diye düşünüyordum. Jimin de bende oldukça stresli bir dönemin içerisindeydik. Çoğu zaman bana yansıtmamaya çalışıyordu ama canının oldukça sıkkın olduğunu görebiliyordum.

Tabi, bana sebebini söylememişti. Jung Woo davasından dolayıda moralsiz olabilirdi. Belkide başka bir durum vardı. Dürüst olmak gerekirse sormaya cesaret edemiyordum.

"Buraya gelmeye cidden gerek var mıydı?" Yanımda yürüyen Jimin huysuz bir şekilde konuşunca bakışlarımı ona doğru çevirdim. Gözleri karşı tarafta duran Taehyung ve Yoongi ikilisinin üzerindeydi.

"Onlarla yakınlaşacağız demiştik ya hani."

Şu an ortamda silah atışı yapmak için toplanmıştık. Namjoon ve Ryujin işlerinin olduğunu söyleyerek gelmemişlerdi. Onun dışında Hana'da dahil olmak üzere hepimiz buradaydık. Taehyung ve Yoongi ortamı hazırlarken, Hana'nın da yanlarında onlara yardım ettiğini gördüm. Hoseok ise ileride tek başına duruyor, arada da gözleri Hana'yı buluyordu.

"Geri dönsek olmaz mı?"

"Ne oluyor sana Jimin?" Dedim bedenimi tamamen ona döndürerek. "Bir nevi iş için buradayız. Neden bu kadar rahatsızsın?"

Jimin bakışları hala karşı tarafta iken derin bir nefes aldı. Bu sırada benim de gözlerim yüzünde geziyordu. "Onlara bir türlü kanım ısınmadı."

Gerçekten gitmek istemesinin sebebi bu muydu? Normalde ne şartlarda olursa olsun,eğer konu işi ise her şeye katlanırdı. O yüzden şu an bunu söylüyor olması bana garip gelmişti.

"Her zaman 'Duyguları işinden uzak tut' diyen sen değil misin?"

Bunu söylememin ardından başını bana doğru çevirdi ve anında göz göze geldik. Bakışlarında hala rahatsızlık duyduğunu belli eden bir ifade mevcuttu ama az önceki haline kıyasla daha yumuşaktı. En azından kaşları çatık değildi.

"Haklısın." Kısık bir sesle konuşup beni onayladı. "Saçmaladım. Hadi gel."

Eliyle beni karşı tarafa doğru yönlendirdi. Acaba başka bir sorun mu var diye onun için endişe duyuyordum ama yapacak bir şeyim yoktu. Şu an ona sormaya cesaret edememiştim.

"Herkes hazır mı?" Yanlarına gider gitmez Taehyung neşeli bir şekilde konuştu. Jimin dışında herkesten ses çıkarken, Taehyung'un gülümseyerek bana doğru geldiğini fark ettim.

"Selam."

Ona aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdim. "Selam. Çok heyecanlı görünüyorsun. Özel bir sebebi var mı?"

Taehyung bana doğru bir kaç adım attı. Bedenim geri gitme isteği ile yanım tutuştu ama durumu garip bir hale sokmamak adına olduğum yerde durdum. "Aslında evet. Burada olduğun için mutluyum."

NO:7|Jimin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin