Bölüm 48

215 28 49
                                    


Keskin baş ağrısıyla uyanmıştım yatağımda.Dün gece herkesi orada bırakıp kaçmıştım resmen.Kalsaydım dayanamazdım,her şey işin içinden çıkılmaz haldeydi.Kalbim ve mantığım çatışırken onun kollarına sığınamazdım.

Birde Changbin meselesi vardı tabi.Felix'e söyleyip söylememek arasında gidip geliyordum,bilmeye hakkı vardı.Changbin'in ne iş yaptığını öğrenmesi gerekiyordu.Ama söylersen kesinlikle ayrılırlardı bunu onlara da yapmak istemiyordum.Benim gibi Felix'te acı çeksin istemiyordum.Dedikleri gibi bu işi bırakacaklardı zaten yakında.

Teslimat gecesi onları ihbar etmek istiyordum hepsini mahvetmek istiyordum ama kendimde o gücü bulamıyordum.

TESLİMATTAN 1 GÜN ÖNCE

Sıradan bir gün daha bitmişti haftalardır işten eve evden işe gitmekten başka bir şey yapmıyordum.Ara sıra annemle görüşsemde Chan ile hala görüşmüyordum.Yarın büyük gündü istemesem de onlara bir şey olacak diye endişeliydim.

Evimde şarabımı yudumlarken telefonum çalmaya başladı arayan tabiki de Minho'idi.

"Ne var?"

"Sanada merhaba Jisung.."

"Neden aradın? Büyük gün yarın işinin başında olman gerekmiyor mu?"

"Sana gelebilir miyim Jisung?"

"Hayır!"

"Lütfen seni görmeme izin ver.Eğer yarın işler ters giderse bir daha seni görme şansım olmaz."

Sessiz kalmıştı Jisung.Kalbi deli gibi onun gelmesini isterken düşünceleri kesinlikle hayır diyordu.

"Lütfen Jisung.."

"Tamam gel."

Telefonu kapattıktan sonra olduğu yerde bir süre kalmıştı.Az önce yaptığı şeyin farkına yeni varıyordu.Üstüne baktığında berbat haldeydi.Hızlıca yerinden kalkıp üstünü değiştirdi.Saçını başını heyecanla düzelttikten sonra aynadaki yansımasına baktı.

"Bir de hala onun için heyecanlanıyorsun,sen akıllanmazsın Jisung!" Kendi kendine söylendikten sonra kapısı çaldı.Kapıyı açmadan önce bir süre durdu kalbi deli gibi atıyordu.Az da olsa sakinleştikten sonra kapıyı açtı karşısında ki bedeni gördüğünde kalbi yerinden çıkacak gibiydi boynuna atlamamak için kendini zor tutuyordu.Hiçbir şey demeden içeri geçmesine izin verdi arkasından kapıyı kapattıktan sonra küçük evinde ki salona ilerledi.

"Evin küçük,şirinmiş." Minho bakışlarını odanın içinde gezdiriyordu.

"Öyledir,otur."

Minho diğer koltuğa oturmak yerine direk dibine oturmuştu.

"Diğer koltuğa geç Minho,dibimde durma." sinirli bir ses tonuyla konuşmuştu.Ama kalkmak için bir harekette bulunmadı.O yüzden bıkkınca bir nefes verip tekli koltuğa geçti Jisung.Eğer dibinde durmaya devam etseydi o çok özlediği kokuyu içine çekmek için boynuna atlardı biliyordu.Kendini durduramazdı Jisung.

"Bana da ikram etmeyecek misin?" Önümdeki masada duran şarap şişesini gösterek konumuştu.Yerimden kalkıp mutfaktan bir bardak getirdim.Sertçe önüne bıraktım.Benim halime kıyasla o gülümsüyordu.Gülümsemesini bile özlemişim..

"Nasılsın? Ailenle aran nasıl?" Bardağına içkisini doldururken konuşmuştu.

"Sence nasıl olabilir Minho ?"

"Chan ile görüşmediğin için çok üzgün."

"Sen benim yerime çok sık görüşüyorsun heralde."

"Evet biraz öyle oldu.Sen İngiltereye gittikten sonra Bayan Bang ve Chan ile yakınlaştık."

"İnanamıyorum size."

"Baban bir şeylerin peşinde Jisung.Evde çalışanlarımdan birini kendine tutmuş.Bunu geçen gün fark ettim.Resmen benim hakkımda bilgi edinmek için çalışanıma para vermiş."

"Ne!! Nasıl böyle bir şey yapar,hala senden nefret ediyor.Hatta benden bile nefret ediyor."

"Bize zarar vermek için elinden geleni yapıyor.Lütfen ne derse desin ona inanma.Bir şey olduğunda duyduğunda ilk bana haber ver."

"Sana da güvenmiyorum ki Minho."

"Biliyorum..Güvenmen için elimden geleni yapacağım.Yarın herşey bittiğinde,tabi sorunsuz bittiğinde seni bir yere götürmek istiyorum."

"Nereye?"

"Bunu şimdi söyleyemem eğer kabul edersen göreceksin zaten."

"Ne istiyorsun hiç bir şey yaşanmamış gibi tekrar bir araya gelip ilişkimizi mi yaşayalım Minho? Ben bu olanları unutamıyorum! Ben bu yaşadığım acıları unutamıyorum anlamıyor musun!!" Jiusng sinirle oturduğu yerden kalkmıştı.

"Biliyorum Jisung,beni affetmen bu kadar kolay olamayacağını biliyorum.Sadece seni kaybetmemek için çabalıyorum işte ,bir umut beni affetmen için elimden geleni yapıyorum." Minho'nun gözleri dolmaya başlamıştı bile.

"Kabullenemiyorum Minho,hazmedemiyorum olanları.Kalbim hala seni severken beynim senden uzak durmamı söylüyor.Ben yapamıyorum."

"Seni seviyorum Jisung,şimdi olmasa da ileride beni affedeceğini biliyorum.Ben sensiz yapamam benim tek ailem sensin.Eğer seni de kaybedersem yaşayamam." Minho Jisung'un ellerini avuçlarına alıp ağlamaya başlamıştı bile.

"Bu zamana kadar nasıl yaşadıysan bundan sonra da yaşarsın."

"Sen buna yaşamak mı diyorsun Jisung! Ben ilaçlarla hergün ayakta durabiliyorum.O siktiğimin ilaçlarını içmese çoktan kendimi atmıştım bir binanın tepesinden."

Jisung Minho'nun dediğini anlamamıştı.

"Ne ilacı?"

"Ben tekrar antidepresanlara başladım.Geçen sene bırakmıştım ama senin beni terk ettiğin sabah tekrar başlamak zorunda kaldım."

Jisung ne diyeceğini bilmiyordu.Onun bu kadar zarar görmüş olabileceğini tahmin edememişti.İçten bu kadar kırgın ve üzgün olduğunu bilmiyordu.Ne kadar yalnız hissettiğini anlamamıştı kardeşi ve Changbin den başka kimsesi yoktu resmen.Kardeşi ile de sürekli iletişim halinde değillerdi zaten,onu ziyarete bile gelmiyorlardı.Koltukta kafasını eğmiş çocuk gibi içini çeke çeke ağlayan adama baktı Jisung.Onu bu halde görmeye dayanamıyordu.Her şeyi siktir edip kollarının arasına aldı onu.Resmen kollarının arasında kaybolmuştu.Eskiden ona sarıldığında kolları kavuşmuyordu bile.Oldukça fazla zayıflamış olduğunu fark etti.

"Özür dilerim.."Diye mırıldanarak ağlayamaya devam ediyordu.Jisung hiç bir cevap vermedi sadece sarıldı ona sımsıkı.Zaten söyleyecek bir şey bulamıyordu.Koltukta uzanıp birbirine sımsıkı sarıldılar.Minho uzun süre ağladıktan sonra uyuyakalmıştı.

Sevdiği adam kollarının arasındayken hala uykusunda bile içini çekiyordu.Saçlarını okşayıp öpücük kondurdu.Ne yapacağını bilmiyordu.Kendisi kadar onunda ne kadar acı çektiğini,pişman olduğunu görebiliyordu.Düşüncelerinin arasında fırsat bilip kollarını daha da sıklaştırdı gözlerini kaparken.O gece ikisi de aylar sonra güzel bir uyku çekmişlerdi.


Farklı Dünyalar (Stray Kids)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin