Arkadaşlar benim yazdığım bu lise beni benden aldı kitabına devam edemez durumdayım. Lütfen beni affedin. Bu kitap bitecek merak etmeyin!
Kafein ile kendine gelmiş gibi gözüken ama içten içe uyuyan bir insan kalabalığı... İstanbul gibi olaylı bir kentte başlarına birşey gelmemesi için dua ediyorlardı. Hepsinin makineleşmiş monoton bir hayattan çıktığı yüzlerindeki sıkıntıdan belliydi. Peki kahramanımız nerede? Ha! İşte orada metrobuse binmeye çalışıyordu. Kahramanımız Batuhan yeni atandığı cinayet şubeye yetişebilmek için sabah erkenden yola çıkmıştı. Metrobus tıklım tıklımdı. Merkez e vardığında saat 08.00 falandı. Büyük kapıdan girince hemen cinayet büroya yöneldi. Emniyet Müdürü Altan aile tanıdıklarıydı."Hoşgeldin Batuhan" "Hoşbulduk Altan Ağabey. " "Hadi gelde seni takım arkadaşlarınla tanıştıralım". Toplantı odasına girdiğinde içeride üçü kız dördü erkek yedi kişi vardı.Mehmet,Ömer,Efe, Serkan,Yağmur,Zeynep,Ece. Takım arkadaşları ile tanışan Batuhan heyecanlıydı. Aradan bir saat geçmemişti ki içeri çok hoş bir bayan girdi. Görünüşe göre başkomiserdi. Yüzünde İstanbul'a göre fazla bir gülümseme vardı."Günaydın arkadaşlar" Herkes hep bir ağızdan günaydın diye bağırdı. O sırada güzel kadının gözü Batuhan'a takıldı."Sen yeni çocuk musun? İzmir'den atanan?" "Evet aynen öyle. Ben Batuhan. Peki ya siz?" "Ben baş komiser Sıla. İzmir'i bilirim. Sonuçta oranın çocuğuyum" "Güzelliğinizden belli zaten. Ben de oralı sayılırım" "Tanıştığımıza memnun oldum Batuhan ekibe hoşgeldin." Batuhan, şaşırmıştı çünkü bu kadının adını bir yerlerde duymuştu. Kimdi bu kadın bu güzel kadın? "Baş komiserim sabah eski kocanız aradı",dedi Yağmur. Yağmur yüzü ile dikkat çekiyordu. Canlı ve çocuksu yüzü onu farklı kılıyordu. "Öyle mi? Ne dedi hayırsız?" "Bu ay tazminat veremez durudaymış sonraki ay ikisinide verebilirmiş." "Teşekkür ederim Yağmur" "Ne demek Sılacığım"Herkes Batuhan'ı tanımaya çalışıyordu.
Öğle yemeyi vakt gelmişti. Cinayet büro takımı hep beraber yemek yiyordu. "Batuhan sormam ayıp değilse bir aşk meşk var mı?"Serkan tatlı ve hoş bir çocuktu. Meraklı ve çoğu zaman küfür ederek konuşurdu. "Şey! Bir hafta önceye kadar vardı. Sıla!" Ondan sinirle bahsediyordu. Gözü volkanlar gibiydi. Ses tonu bir anda değişmişti. "Efendim" "Yok sen değilsin, işte o kızın adı da Sıla " Serkan bir soru daha sordu," peki neden ayrıldınız?" " Beni aldattı." "Üzücü"dedi Sıla.
Bir gülümseme ile Zeynep"Arkadaşlar bu konuyu daha deşmeyelim." "Haklısın aşkım" dedi Efe. Aslında Efe ve Zeynep birbirine fizik olarak çok zıttı. Ama içleri ve beyinleri kesinlikle birdi. Birbirlerine acayip yakışan bir çiftti. "Siz sevgili misiniz?" dedi Batuhan. "Batu, biz nişanlıyız." dedi Zeynep. "Aaa! Hayırlı olsun!". Konular uzadı uzadı ve sıra Sıla'ya geldi. "Ee! Sıla sende neler var?"dedi Batu."Ben yalnızım sadece dostlarım ve işim var. İki ay önce altı aylık eşimden boşandım." dedi. Durgundu. Sanki altında bir gizem varmışçasına üstü örtülü konuşuyordu."Anladım". "Hadi arkadaşlar kalkalım iki saattir yemek yiyoruz. Merak edicekler." dedi uzun boyuyla dikkat çeken Mehmet. "Mehmet'e katılıyorum"dedi Ece. Ece bir sarı papatyaydı. Maviş maviş gözleri ve bembeyaz bir teni vardı. Kalktılar ve büroya yöneldiler. Üst kata çıkmışlardı ki heyecanla genç bir polis yanlarına geldi. "Başkomiserim, yeni bir olay var." "Nerede ?hemen gidelim." Dudulluda" "Teşekkürler. Evet hadi arkadaşlar hemen gidelim."
Toplandılar ve olay yerine gittiler. Gittikleri ev bir villaydı. Ceset ise bir bayan cesediydi.
"Banyoda, bıçaklanarak öldürülmüş. İpuçlarına göre bir kadın. Ama..."dedi Batuhan "Ama ne?"dedi Ece "Ama ayakları büyük bir kadın" diye cümleyi tamamladı başkomiser. "Aynen öyle başkomiserim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELME!
Mystery / Thrilleraşk dolu olmasına karşın ortada büyüj bir cinayette vardı. Peki kahramanlarımız ne yapacaktı?