Mekanda kendi çapımızda oturmuş eğleniyorduk. Yani Jeon Jungkook hariç herkes.
Gece boyunca o kadar çok içmişti ki bir süre sonra saymayı bırakmıştım. Jeon'un sabahki sözlerime kızgın olduğunu biliyordum. Ya da kırgın.
Ama bunları söylemem lazımdı. Çünkü Eunwoo ile olan fotoğraflarım yayıldıktan sonra benden hoşlanmayacaktı. Seviştiğimiz gecenin sabahında Eunwoo'nun yanına gitmem onun kalbini kıracaktı.
Sinirle bir bardak dolusu içkiyi kafama diktiğimde Jennie kıkırdayarak "Hey Lalisa, yavaş ol!" dedi. Omuz silktim. Hiçbir şey umrumda değildi.
Her şeyi unutana kadar içmek istiyordum.
Yoongi'nin "Jisoo, bize bahsettiğin sürpriz de ne?" diyen sesini duyunca onlara baktım. Cidden merak ediyordum.
Jisoo heyecanla ellerini çırparken "Namjoon'un eşi bizimle tanışmaya gelecek." deyince kimse şaşkınlığına engel olamadı.
Jimin ellerini yanaklarına yaslayıp "Emin misin geleceğine?" diye sorduğunda olumlu bir yanıt aldık.
Jisoo tam bize bir şey diyeceği sırada başkasına seslendi. "Hah, geldi. Hwasa buradayız!"
"Ne?! Hwasa mı?" Hoseok benim yerime tepki verebilmişti.
İnanmıyorum, bunca zaman gerçekten evlilerdi ve çocukları mı vardı?
Şaşkınca "İnanmıyorum, Hwasa nasıl saklarsın bunu?" dediğimde bana kıkırdadı. Taehyung'un keskin gözleri ikimiz arasında mekik dokurken "Siz ikiniz tanışıyor musunuz?" diye sordu.
Hwasa omzunun arkasına kahverengi saçlarını atıp "Yakın arkadaşız, birkaç kere iş yapmıştık. Tıpkı bugünkü gibi." dedi. Siktir. Bugün çevirdiğimiz işi Namjoon oppa hariç hiç kimse bilmiyordu.
"Ne işi?" Jungkook sert bir şekilde sormuştu. Yavaşça bakışlarımı ona çevirdiğimde dik bakışlarıyla karşılaştım.
"Size sordum, ne işi?"
Hiçbirimizden cevap gelmemişti. Namjoon oppa boğazını temizleyip düz bir tonda "Duymaktan hoşlanacağını sanmıyorum Kook, adını temize çıkarmak için çalıştık." dediğinde Jungkook birden çıkışmıştı.
"Benim haberim olmadan arkamdan iş mi çevirdiniz yani? Eunwoo'ya gittiniz değil mi?"
Üçümüz de bir şey söylemedik. Sadece onu izledim. Gözleri yüzümün etrafında dolaştı ve buruk bir şekilde güldü. "Biliyordum."
Ayağa kalkıp çıkışa doğru giderken Jimin arkasından "Hey, Jk nereye?" diye bağırdı.
Arkasına bakmadan ilerlerken "Biraz hava alacağım." dedi. Jimin şaşkınca ona bakıp "Bunun sorunu ne? Bir şey mi oldu Kook'a?" dediğinde Taehyung mırıldandı.
"Yanına gidip bir bakayım."
Elimi, onun durması için havaya kaldırdığımda "Ben bakarım, siz eğlencenize bakın." dedim ve Jungkook'un peşinden ilerledim. Ona bir özür borçluydum. Bu sabahki olanlar için ve ondan habersiz iş yaptığım için.
Hızlı adımlarla ona ulaştım ve onun çıktığı kapıdan ben de kendimi dışarıya attım. Büyük gözlerinin hedefi ben olmuştum. Nasıl aynı zamanda sevimli ve aynı zamanda korkutucu bakışlara sahip olabilirdi ki?
"Kook ben özür dilerim. Sana haber vermeliydim."
Histerik bir şekilde gülümsedi bana ve arkasına döndü. Ah... Keşke aklından geçen şeyleri bilebilseydim. Şehrin gürültülü sesinin arasından çakmağının sesini duydum. Şaşkınca önüne geçip "Ot mu içiyorsun?" diye sorduğum soruya omuz silkmişti.
"Trip mi yiyorum?" dedim.
Sinirle dudakları arasındaki sigarayı parmaklarının arasına aldığında dumanı dışarıya üfledi. Tek bir mimiği oynamadan bana bakıyordu. Tamam, trip yiyordum.
Sigarayı dudaklarının arasına tekrardan götürmeden önce "Üzgünüm, yaşadığım olaylara hiçbir şey olmamış gibi kayıtsız kalamıyorum." dediğinde bakışlarımı göğe çevirdim.
Gözlerimizin tekrardan buluşmasına izin verdim ve konuştum. "Bak Jungkook, insanlarla ilişkilerde iyi değilim. Onlarla sağlıklı bir iletişimim çok olmuyor. Ben sabah için üzgünüm, aslında öyle söylemek istememiştim. Ben sadece..."
"Sen sadece ne?" dediğinde ona cevap verdim.
"Ben ilk defa birinden hoşlanıyorum ve bunu berbat etmek istemiyordum. Ama yine de berbat ettim. Sadece bugün yapacağım işbirliğinden önce içimi biraz rahatlatmak istemiştim."
İçimde hissettiğim kargaşayı ona açınca rahatlamıştım. Gözlerimin içine bakarak bana doğru bir adım attı. Dudaklarına serseri bir gülüş yayılırken "Benden mi hoşlanıyorsun?" diye sorunca kalbimin güm güm attığını hissettim.
İnce uzun parmaklarımı ensesine çıkartıp diğer elimi de göğsüne yasladığımda hareketlerimi izledi. Yavaşça dudaklarımız arasındaki mesafeyi kapatırken "Evet." diye mırıldandım.
İkimiz arasındaki kargaşa böyle son bulmuştu.
××××
Uzun zamandır yoktum çünkü çok yoğundum 😭
Artık buraya daha sık bölüm yazacağım eheheh
❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards • Liskook
Hayran Kurgu"Dur, Lalisa Manoban! Benim mekanımda elini kolunu sallayarak adam öldüremezsin. Buna bir son ver artık, pis işlerini git başka bir yerde hallet." "Durdursana o zaman."