Önceki bölüm
Herkes kafasını salladı ve onayladı. Geçmişte olanlardan daha farklı bir gelecek onları bekliyordu. Daha deneyimli ve daha güçlülerdi.
-O zaman gidelim!
.
.
.
Zhang Yichen'in hedefi Mukden Sarayı idi. Bu saray yaşamaları için en iyi yer olarak belirlenmişti.Uzun süre düşündükten sonra karar verdiği bir şeydi. Zaten diğer saraylara karşı en yakın oldukları yerdi.
Şu anda Çin'in Shenyang şehrinde yaşıyorlardı ve Mukden Sarayı da Şehrin Liaoning eyalatinde bulunuyordu. Elbette başka bir ismi de Shenyang İmparatorluk Sarayı idi.
Bu saray, Qing Hanedanı döneminden kalma bir imparatorluk sarayıydı. Saray, 1625 yılında inşa edilmişti ve ilk Qing imparatorluğunun ilk üç hükümdarı da orada yaşamıştı.
Zhang Yichen ve grubunun oraya gitmesi biraz sürecekti. Çünkü bulundukları yer ve orası sadece 8 km uzaklıktaydı.
Arabayla giderlerse 20 dk içinde ulaşabilirlerdi.
YN:Önceki bölümde nerede olduklarını yazmış mıydım? Tam hatırlamıyorum. Bu yüzden yazmışsam değiştirmiş oldum.
Yine de çevrede ki zombiler yüzünden engellenecekler ve yolculukları da daha uzun sürecekti. Sadece bu da değildi. Trafik tıkanmıştı. Arabayla gitmek çok zordu.
Haliyle de yürümeleri gerekecekti. Bu şekilde yürüyerek giderlerse normal koşullarda 1 saat sürerdi. Fakat bu felaket zamanında yollarının sayısız kez engelleceği de hesaba katılırsa en az 3-4 saat sürecekti.
Grup, birlikte temkinli bir şekilde ilerlemeye başladı. Ellerinde çeşitli silahlar vardı.
Hei'an Long ise gayet sakindi. Gücüyle kimse ona rakip olamazdı. Daha sadece 10 dk ilerlemişken bir adam tuhaf ve paytak adımlarla etrafta geziniyordu. Ağzının kenarından salyası akmıştı. Yüzünü ve vücudunu kaplayan siyah damarlar vardı ve üstündende siyah dumanlar çıkıyordu.
Adamın giysilerinden, bahçıvan olduğu belliydi. Ayrıca en düşük zombiydi. Grubu görünce bir anda hızı arttı ve ellerini bir pençe haline getirdi. Saldırmaya çalıştığı açıktı.
Zhang Yichen, soğukkanlı bir şekilde konuştu.
-Jess, gidip onu öldür.
Jess, hafif bir gülümsemeyle öne çıktı. Heyecanlandığı açıktı. Elinde ki silahı doğrulttu ve tereddütsüz ateş etti.
Bir patlamayla kurşun, adamın omzuna saplandı ve iğrenç bir koku yaydı. Fakat umursamadan bir kez daha saldırmak için koşmaya devam etti.
Zhang Yiyi ve Zhang Jiao, böyle korkunç bir durum yüzünden endişeliydi. Zhang Jiao, silahın patlaması ile anında ufak bir çığlık attı ve annesinin arkasına saklandı. Görmemek için de gözlerini kapatmıştı. Çok korktuğu, titreyen bedeninden ve solgun cildinden anlaşılıyordu.
Jess, kaşlarını çattı ve bir kez daha ateş etti. Bu sefer kurşun, tam da bahçıvanın alnının ortasına saplanmış ama daha fazla ileri gidememişti.
Bu zombileri kolayca öldüremeyeceğin göstergesiydi. Bu duruma alışık bir grup vardı..
Zhang Yichen, aynı soğuk ifadeyle konuştu.
-Bob, sen de ateş et. Mümkünse Jess'in ateş ettiği bölgelere nişan al!
Bob da öne çıktı. Elinde ki silahı doğrulttu ve bir kaç kez ateş etti. Aynı noktalara vuramasa da yaklaşmıştı. Sadece 3 dk içinde zombi bahçıvana 10'dan fazla kez ateş edilmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker and Zombieland [BL]
FantasiBir zombi salgınında zavallı bir hacker ne yapabilir? Daha fazla söze gerek yok. Öğrenmek için okumak yeterli olacak. Bu kitap BL'dir. küfür ve smut var.