Beğenirseniz çok sevinirim,
keyifli okumalar...Önümdeki taşa ayağımla vurup yürümeye devam ettim. Bugün günlerden cumartesiydi ve okul olmadığı için kulaklığımı takmış sahil kenarında yürüyordum.
Bilinmeyenle sabah konuşmuş düşük olan moralimi az da olsa düzeltmiştim. Korhan hâlâ yazmamıştı. Ben de yazmamıştım çünkü hatalı olan kişinin kendim olduğunu düşünmüyordum.
Şarkının kesilmesiyle gözlerimi telefonuma çevirdim. Arel arıyordu.
"Efendim civciv"
"Aden kaç kere diyeceğim daha. Bana civciv deme ben civciv değilim."
Benim gülmem onun homurtusunu arttırırken kenarda gördüğüm banka oturdum.
"Dışarıda mısın sen? Sesler geliyor arkadan."
"Evet. Evde tek başıma sıkılınca dışarıya çıktım."
"Antrenmanım bitti benim. Neredesin söyle geleyim otururuz bir yerde."
Yalnız kalmamam için yaptığını biliyordum çünkü antrenman sonrası genelde kendini direkt eve atardı yorgunluktan. Yarışların başlamasının yakın olduğunu ve Selim hocanın da zorlamasını göz önünde bulundurursak normalden daha yorgundu şuan.
"Yorgun değil misin sen?"
Sessizlik.
"Yok değilim Selim hoca yormadı bugün çok."
Yorgunluğu sesinden bile anlaşılıyordu ama hâlâ ısrar ediyordu.
"Yorgunsun Arel. Yapma lütfen. Hadi git sen eve sonra görüşürüz."
Derince ofladığını duydum.
"Olmaz güzelim. Senin yanında da dinlenebilirim ben. Hadi söyle artık yerini."
Tam tekrar itiraz edecekken tekrar konuşarak beni durdurdu.
"İtiraz istemiyorum."
Mecburen yerimi söyleyip telefonu kapattım. 15 dakikaya burada olacağını söylemişti.
Bacağımda hissettiğim şeyle denizde olan gözlerimi yere çevirdim. Tüyleri kirlenmiş ama buna rağmen beyaz olduğu belli olan çok tatlı bir kedi kafasını bacağıma sürtüp bana bakıyordu. Gülümseyerek elimi kediye uzattım ve onu sevmeye başladım.
Ağlar gibi sesler çıkardığında sahibinin ona yapmış olabileceği şeyler aklıma geldi ve gözlerim doldu. Ellerimi uzatıp kediyi aldım ve bacaklarıma bıraktım.
"Ne yaptılar sana da bu hâle geldin be güzelim?"
Ellerimle kedinin tüylerini okşarken ne yapabileceğimi düşünüyordum. Adımı duymamla kediden bakışlarımı zorla ayırıp gelen sese çevirdim. Kaan karşımda gülümseyerek bana bakıyordu.
"Kaan?"
Sesim şaşkınlığımı ele veriyordu. Onu burda görmek beni şaşırtmıştı.
"Selam. Nasılsın?"
Şaşkınlığımdan sıyrılıp ona cevap verdim.
"İyiyim. Sen nasılsın?"
"İyiyim. Oturabilir miyim?"
Yanımdaki boşluğu gösterdiğinde onu başımla onayladım ve bankta kenara kaydım. Yanıma oturduğunda işaret parmağıyla kediyi gösterdi.
"Senin mi?"
Onunla birlikte kediye bakarken kedinin haliyle tekrar gözlerim doldu.
"Benim değil. Ben oturuyordum burda sonra yanıma geldi birden. Baksana ne hâle gelmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgemdeki Güneş || Yarı Texting
Teen Fiction•Tamamlandı• ❝Bu güneşe hasret bir adamın, Güneş'e tutulmasının hikayesi❞ ☀️ 05*********: Şarkılar eskiden anlamsız gelirdi bana 05*********: O kelimeleri anlamlı kılmak için bir insana ihtiyaç varmış 05*********: Senden sonra öğrendim 05*********:...