Bölüm 52 - Seçim-

3.8K 247 26
                                    

"Bana öyle bakıp durma Karan.!" dedim sertçe. "Suçlayıcı bakışlarını çek üzerimden."

"Öyle bakmıyorum." diye karşılık verdi. "Nasıl bakıyorum biliyor musun?" bana doğru biraz daha yaklaştı. "Güvensiz!" dedi çok sert bir sesle. "Bana yalan söylüyorsun Ecrin!" diye sesini bir anda yükseltti. Bu tavrı etraftakilerin  bir saniye olsa bile bize bakmalarını sağlamıştı. 

En iyisi kaçmaktı. 

"Sonra ve başka bir yerde konuşalım Karan." deyip Akrep'e baktım. "Gidelim."

Karan'ı orada bırakıp hemen arabaya bindim. Akrep'te binince direkt sürmeye başladım. 

Karan bana çok kızacaktı. Baş başa kaldığımız bir an yeterdi.

Onu kaybediyordum..

Elimden kayıp gidecekti ve tek yaptığım kaçmaktı.

Kendimden nefret etmiştim. 

Ona doğruyu söyleyecek cesareti bile bulamamıştım. 

Bu o kadar canımı acıtmıştı ki. 

"Ecrin Hanım?" diye sordu Akrep bir kaç dakika sonra. 

Bir ses bekliyormuş gibi direksiyona sertçe vurdum. Aynı zamanda sinirle bir bağırışta ağızımdan çıkmıştı. 

"Biliyordum Akrep!" dedim sinirle. Sonra arabayı bir anda kenara çektim. "İn. Eve git. Geleceğim." dedim ona dönüp.

Akrep hiç bir şey anlamamıştı. 

"Yalnız kalma.."

"İn dedim!" sertçe.

Akrep anca böyle sert konuşunca beni dinliyordu.

İnatlaşmadı. Direkt indi. 

Onu bırakır bırakmaz gaza bastım. Eski evime doğru sürdüm. 

Efe'yi uyarmalıydım. 

Zaten onu korumamın sebebi bir cinayet daha olmaması değil miydi?

Ölümlerden bıkmamış mıydım?

Şimdi onu öldüreceklerini bile bile nasıl susabilirdim?

Evin önünde arabayı öylece bırakıp yukarıya çıktım. Ayağımı kapının önüne basar basmaz gittiğini anlamıştım. Çünkü paspasın altında ki anahtarı hissedebiliyordum. 

Eğilip anahtarı aldım ve içeriye girdim. Kimse yoktu. 

Gitmişti.

İç çektim. En azından sözünün eri biriydi değil mi?

Evden geri çıktım. Arabaya geri döndüm ama binemedim. Etrafa bakındım. Nereye gitmişti? Nereye gidebilirdi? Ve ne zaman gitmişti? Belki yakınlarda olabilirdi? Koşsam bir yerlere ulaşabilir miydim?

Saçmaydı. Boşuna bir çaba olurdu. 

Elimden geleni yapmıştım ama değil mi?

Ofladım. "Bir işi becer be Ecrin!" diye kızdım kendime.

Gerçekten bir işimde rast gitsin artık!

Arabanın kapısını açtım. Tam binecekken bir ıslık sesiyle durdum. 

"Beni mi arıyordun?"

Efe'yi bir binanın merdivenlerinde otururken buldum. Merdivenler de oturmuş, elinde simitini yemekle meşguldü. Keyfi yerinde duruyordu. 

Onun görünce içim bir rahatlamıştı. 

"Ne zamandır oradasın?" diye sordum.

"Eve telaşla girdiğini gördüm." dedi alayla. "Sonra telaşlı çıkışını da. Etrafa baktın ama o kadar telaşlıydın ki beni görmedin bile." gülümsedi. "Benim için neden bu kadar endişelendin merak ettim doğrusu?"

BABAMIN EMANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin