Zihnimin en dip köşelerinde bulunan hatıralarımın ortaya çıkması beni zor durumda bırakıyordu. Fakat bu sefer öyle değildi. En azından birini mutlu edebiliyordum. Nereden onun doğum gününü hatırlıyordum diye sormadım kendime. Çünkü eski bilinmişliklerin hepsi anı olarak canlanmıyordu gözümde. Kollarım hala ona sarılıyken hiç hissetmediğim bir duygunun onunla canlandığını farkettim. Ama ne olduğunu çözemiyordum.
"Keşke yaşadığım anıların hepsini hatırlayabilseydim." Sardığım kollarımı hızlıca geri çekerken istemeden sözler ağzımdan kaçmıştı.
Bütün korkunç olaylar benim başıma gelirken eskiden en fazla ne yapmış olabilirdim ki? Adam öldürmedim dedim kendime. Doğukan yalan söylüyor mantığıyla katil olmadığıma inandırıyordum kendimi. Eskiden nasılsam şimdi de aynı olduğumu düşünüyordum. Belki ufak tefek değişiklikler olabilirdi ama tamamen başka biri değildim.
"İyi misin Ebru?"
Baturalp'in seslenişiyle başımı yukarı kaldırdım. Başımı yukarı aşağı sallarken poşetleri bana uzattı.
"Tekrar teşekkürler."
"Teşekkürleri sevmem."
"Sağol o zaman." Minik bir gülümseme yolladım.
"Önemli değil."
Önemsiz poşetler yüzünden öleceğimi düşünürken bunun ironisi aklıma geliyordu. Sanki tüm hiç olması imkansız ve tehlikeli olaylar beni seçiyordu hedef olarak. Düşüncelere dalıp giderken hayattan kopuyordum. Baturalp'e bakmayı bırakıp arkamı döndüm ve tüm gereksiz anıları silmeye çalışarak eve ilerledim. Zar zor ayakta durmama rağmen yine de enerjiktim. İki karşıt durumu birlikte yaşamam tüm saçmalıkların beni bulduğunun kanıtıydı. Zili çalarken yüzümdeki hüzünlü ifadeyi yok etmeyi denedim. Saçlarımı da elimi tarak gibi kullanarak düzeltirken karşımda -her zamanki gibi- Esma Abla'yı buldum. Anında ağzı yuvarlak şeklini alırken gözleri sonuna kadar açılmıştı.
"Ne?" Sorumu cevapsız bırakınca üstüme başıma baktım. Garip bir durum söz konusu değildi.
"Hey Esma Abla! Dilini mi yuttun?"
"Boynuna ne oldu kızım?" Korkmuş gibiydi.
"Şey doğru ya..." Boynumda iz mi kalmıştı? Bunu kapatmalıydım.
"Boğazlı bir kazak deniyordum. Bu kadar dar olacağını tahmin etmemiştim. Zar zor çıkardım valla Esma Abla." Yalandan gülümserken Esma Ablanın saf olduğu için bunu yiyeceğini düşünüyordum. Annemlere ispiyonlamazsa sorun olmazdı. O konuşmaya devam ederken pek umursamadan aceleyle odama çıktım. Arkamdan bağırışlarını duyabiliyordum.
Umursamadım. Odaya çıkıp yeşil bir fuları boynuma doladım. Ama gece uyurken fular ne alakaydı ki? Üstelik annemle babam uyumuştu, boşuna panik yapıyordum. Pijamalarımı giyinip sıcacık yorgana sarıldım. Bugün olanlar saçmalıklar listeme çoktan girmişti. Hem Karahan beni durup dururken niye bırakmıştı ki? Boşverdim. Sonuçta burada ve hayattaydım. Ya Doğukan? Telefonunun alınıp geri yerine konulduğunu bilemeyecek kadar aptal mıydı? Eğer Karahan yapmamış olsaydı bu sorunun cevapına evet derdim. Baturalp olayına gelince...
Bu konuyu düşünmek istemiyordum. Doğukan'ı benden uzak tutmasının bir sebebi olabilirdi elbette. Ama bana anlatması gerekirdi. Ben ona güvenirken o bana güvenmiyordu. Aslında onu sinir edecek bir şeyler yapabilirdim. Düşünceler hafifçe aklımdan silinirken uyku beni etkisi altına aldı. Engel olmayarak gözlerimi kapattım.
***
Yürüyordum. Karanlık sokakta benden başka kimse yoktu. Etrafta sessizliğin hakim olması tüylerimi ürpertiyordu.Sokağın tam ortasında durup etrafı kolaçan ettim. Üzerimde pijamalarım vardı. Uyurgezer falan mıydım ben? Burası evin yakınlarında olduğunu zannettiğim bir yer değildi. Başımı yere eğmiş ne yapacağımı düşünürken gölgemin yanında fazladan bir gölge olduğunu görünce iliklerime kadar ürperdim. Yavaşca arkamı dönerken karşımda sırıtan Karahan'ı gördüm. Üzerinde kırmızı lekeler vardı. Kan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebruli
Novela JuvenilGözlerinde o boş ifade vardı. Söyleyeceğim şeyi bekliyordu, evet... "Silinmiş hatıralar en beklenmedik anda zihnimde canlanırken nasıl normal olabilirim ki? Peki ya güvendiğim insanlarda durmadan arıza çıkarsa? Tekrar söylüyorum değişmedim, sadece k...