Öncelikle bir açıklamadan sonra hikayeyi devam ettireceğim. Bildiğiniz üzere okunmalarımız 9. Bölümden sonra arttı. Hatta son bölümün okunması 55 falan herhalde. Bu kadar okunmasını istemezdim açıkçası. Özelden biri gelmiş diyor ki , 30'u da geçti hani yeni bölüm yeni bölüm . Bu açıklamayı bile yeni yazıyorum. Bölümü de yazmaya şimdi başlayacağım. Okunmasının 30'u geçmesi umurumda falan değil. Okul falan derken yazmaya zaman kalmıyor ki kardeşim ben robot gibi hemen bölüm 10u yazayım. 2 haftadır,sadece 2 bölüm geldi. Sömestr da hem bitti,ben nasıl hemen yazıp yollayayım? Ya arkadaşlar,canlarım,ciğerlerim,canlarımın içi benimde bir canım var,zamanım var ya. Azcık empati ya,azcık beni anlayın nolur.
Keyifli okumalar.
10. Bölüm
Boş adliye koridorlarında ayak sesleri yankılanıyordu. Sesler adeta kulağı tırmalayacak şekilde kulağa ulaşıyordu. Bu adliye koridorlarında geçer iken insanların içi ürpermekle kalmıyor,adeta korkuyordu. Bu koridorların böyle olması, bu koca adliye sarayının bu hale gelmesi insanı kemirip bitiriyordu. Seslerin kulağı çırmalaması eskiyi andırmıyordu. Eskiden ki gibi herkesin ciddi olduğu bir adliye sarayından geriye tek adliyede besledikleri kuşun sesi kalmıştı. O da gün geçtikçe diner iken ortalıkda ses ve benzeri birşey kalmıyordu. Koridorlar ıssız orman gibi ıssız,sessiz,asildi . Bazı kişilerin hoşuna giden bir ses vardı etrafta.
Bu o kuşun sesiydi,insanların beslediği kuşun sesi. O adliyede kalırdı. O buraya aitti . Burada kalırdı o kuş. O kuşun yuvası,hayal dünyası,sahibi kısacası ömrü burda geçmişti. O kuşun sahibi bir katildi. Katil bir avukatdı. O avukatın hayatı bu kuşu sahiplenmek ile geçmişti. Adliyeye ilk geldiği zaman çok eskilerdi. Çok eskiler..
Birini öldürmekle yargılanıyordu Derin sancı. Öldürmek ile suçlanır iken asıl katil o değildi. O sadece ceset bulunduğunda ortadan kalkınca o yüzden sadece bir şüpheli olarak kalıyordu. Ne kadar inkar etsede , kabullenmese de o yine de buraya zindan olarak düşmüştü. Gerçek suçlunun o olmadığını herkes bilir iken onu buraya getirerek çok büyük bir haksızlık yapmışlardı.
"Ya anlamıyor musunuz ya?Ben cinayet işlendiği zaman arkadaşım tarafından kaçırıldım! Hem halbuki bana ilaç vermişlerdi. Münsil! Ben suçsuzum dedim size bin kere,yüz kere. Fakat siz hala gelmiş katil sensiniz diyerek ağzımdan cımbızla laf almaya çalışıyorsunuz. Bakın ben suçsuzum diyorum, ortada hiç bir delik yokken beni buraya kapatamassınız! İşte kapatamassınız"
diye bağırarak ortalığı inletmişti. Baştığı yeri titretiyordu derin. Öyle bir bağırmıştı ki, sesi koridordan bile duyulmaya başlamıştı. İnkar ederek eline pek bir şey geçmemişti,geçemiyordu da. Gerçek suçlununun o olmadığı açık ve net belli iken,hatta komiserler bile biliyor iken onu konuşturmak için çabalıyorlardı. Onlar da kabulleniyordu Derin'in suçsuz olduğu sözkonusunu.
Kimsesiz bir çocuk gibiydi,ağlayıp birşeyler mırıldanıyordu fakat kimse dediklerini algılamıyordu. Yalvarıyordu,ağlıyordu . Fakat bu çığlıkları kimse umursamıyordu. Canı yanıyordu,kimse umursamıyordu. Onun canının yanması onların umrunda olmamıştı. Onlar sadece suçsuzluğu kabullenmiş birini dinleyerek zamanı hızlandırıyordu.
"Biliyoruz biz de senin suçsuz olduğunu. Bizim isteğimiz sen yalvar diye değil. Senin yalvarman için biz burda ifade almıyoruz avukat hanım. Sen burda dur diye ifade almıyoruz. Senden tek isteğimiz,bize herşeyi,yavaş yavaş sessiz sedasız anlatman. Bu tek gayemiz. "
Herşeyi anlatamazdı,arkadaşına söz vermişti. O onun en iyi arkadaşıydı. Onun sırrını birine açıklayamazdı. Açıklamak zorundaydı fakat şimdi. Geçmiş aklına geldi,beynini zorladı.
Koltukta oturmuş birbirlerinin sessizliği bir olmuş sadece halının desenlerine bakıyordu Derin ve Aras.
"Bana söz ver , bunu kimseye anlatmayacaksın "
"Arkadaşım Aras bana herşeyi bir bir anlatmıştı. Bana bunu kimseye söylememem için tembihlemişti. Söz vermiştim ona. Şimdi bu aykırı olsa bile bunu açıklamanın vakiti geldi.."diye mırıldandı ve derin nefes alarak devam etti.
Herşeyi bir bir anlattı ve eni sonunda serbest bırakılma kararı verildi. Mahkeme de de aynı şeyleri sötleyince serbest bırakıldı.
Çıkınca kapıda bekleyen mehmeti görünce tebessüm edip yanına gitti ve sarıldı.
Çok özlemişti onu. Çok özlem çekmişti uzun süredir. Kokusunu çok fazla özlemişti. Elleri sırtında gezindi mehmetin.
......
Devam edicek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkeme
AcciónHazim,özlem,şefkat,ciddiyet dörtlüsü bir araya geldi. Bambaşka bir aşk hikayesi yarattı. Belki de bu çiftin başına neler gelicekti? Mehmet,işinde ciddi bir savcıydı. Ataması konyada iken İzmir'e atandı. Bir de avukat Derin vardı işin içinde. Derin d...