Bok donduran bi sabaha uyanmıştım banyoda geçirdiğim saatlerde ayaklarım ve ellerim buz kesmişti ağzımın içinde çevirdiğim tükürüğü cesedin üstüne fırlattım parçalamak bu kadar zamanımı almışken bir de bu soğukta onu saklamam gerekiyordu…
Tam da o anda bu daveti kendi lehime çevirebileceğimi fark ettim. Bir hışımla cesedin parçalarını içeri taşıdım. Piknik tüpüne av hayvanlarını haşlamak için kullandığım büyük tencereyi oturttum ve o da ne? Tüp bitmiş olamaz?!?
Ormandaki evime gelmek güzel fikir sanmıştım cesedi saklamak için ama elektrik direğinin devrilmiş olması hiç planlarıma dahil değildi. 10 yıllık emektar buzdolabim işe yarar diye düşünürken cesedi saklayacak bir yer olmaması daha da sinirlerimi geriyordu. Cesedin kokmasi an meselesiydi ve bu koku leş yiyici hayvanlara adeta megafonla bir davet niteliğindeydi.
Derinin buzunu nasıl çözdürüp gerebildiğime inanamıyorken bir uluma sesi geldi. Bu kadar organize bir salaklık olamaz diye kendi kendime defalarca azar çektim ve sinirden piknik tüpünü cama fırlattım. Hatalar zincirine yeni bir zincir ekledigimi o an anlamıştım. Geceyi burada geçirmek zorundaydım ve bu ayazda soğuktan etkilenme şansım yok denecek kadar azdı. Yaptığım bu hayatı telafi etmek için kilere gittim. Sanırım ilk kez şansım dönmek üzereydi. Geçen sene avladigim yaban domuzlarinin yüzülmüş kalın derilerini gördüm. Pencereyi en azından bunlarla örtmem mümkündü. Hemen vakit harcamadan derileri aldım. O kadar bitkin düşmüşüm ki derileri tasimak bana domuzun kendisini taşımaktan daha yorucu geliyordu. Sonunda pencereyi derilerle başarı ile kapattıktan sonra Avustralya'da yaşamanın acı bir gerçeği ile karşı karşıyaydim. Yaklaşık 200 metre uzaklıkta vahşi köpek sürüsü vardı ve aralarından birisi beni görmüştü.~Bölüm Sonu~
Not:Yeni bölüm hergün gelecek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASLI ve ÖFKELİ
General Fiction⚠️Bu hikaye tamamen doğaçlama gelişmiştir ve sadece şaka amaçlıdır⚠️