Archí

Son

Otobüs nihayet gelmişti çantamın fermuarını açıp içinden cüzdanımı çıkardım, cüzdanımı yeni aldım yeni aldığım şeylere bakmak beni huzurlandırıyordu cüzdanımdan kartımı çıkardım ardından otobüse bindim ve kartımı bastım boş koltuk var mı diye göz gezindirdim o sırada kartımı cüzdanıma, cüzdanımı da çantama koymaya çalışıyordum neyseki arkada yaşlı bir bey amcanın yanında yer vardı bey amca dışarıyı izliyordu gözlerinde anlamlı, hayatın yorgunluğu sinmiş bakışlar vardı bunu tüm yaşlılarda görüyordum dikkatimi çeken bir kaç şeyden biri idi arkada olmama rağmen otobüsün radyosundan çıkan sesleri duyabiliyordum hala o konuları konuşup hipotez üretiyorlardı otobüsteki insanlar da kendi aralarında aynı şey üzerine konuşuyorlardı sessizce ineceği durağı bekleyen ben ve bey amca tek vardı derdim ki omzuma hafifçe dokunup son bir kaç gündür haberlerde geçen olay hakkındaki fikrimi sordu bende tamamen safsata olabileceğini söyledim açıkcası pek bir düşüncem yoktu bir kaç gün bunun hakkında konuşulur ve unutulur diye düşünüyordum pek üzerinde durmamıştım bey amca diyeceklerimi önceden tahmin edecek ki günlerce üzerine çalışılmış bir sunum konuşması gibi kendi fikirlerini ve düşüncesini söyledi ve de kanıtlarını sundu şaşırmıştım doğrusu söylediği şeylere diyecek tek bir kelime dahi bulamamıştım, ineceğim durağa geldim ve bey amcadan müsade isteyerek yanından ayrıldım o da güle güle kızım dedi gülümseyip başımı hafifçe eğdim bugünün yoğun olmamasını umuyordum fakülteye doğru yürürken yanımdan geçen insanların konuşmalarına şahit oluyordum herkesin ağzından aynı şeyler çıkıyordu hep aynı konu üzerine konuşuluyordu ben konuşulması gereken bir şey olduğunu düşünmüyordum açıkcası diş hekimiydim bugün diş teli tedavisini başlatacağım bir hastam vardı onun geleceğini unutmuştum öğleden önce hastam olmadı boş durmamak için ayak işi yaptım biraz ve alp ile konuştum fakültede samimi olduklarımdandı her zaman ki gibi sohbet ettik onun da haberlerde çıkan şey hakkında konuşmaması bu konuda tek olmadığımı gösterdi en azından öyle düşünüyordum öğle arasına girmiştik kafeteryaya indik kendime tost aldım alpte tavuk dürüm aldı ve yine günlerce işittiğim şeyi bu seferde alpten duydum heyecanlı heyecanlı anlatıyordu "gerçek olduğuna inanmamana şaşırdım kanıtlar da var insanlar bunu konuşuyor Tari hadi ama bunların safsata olduğuna inanamazsın ya" ağzımda ki lokmayı yuttuktan sonra dediklerini cevapladım "bilmiyorum gerçekliği konusunda pek emin değilim bir anda ortaya çıktı sonuçta bugün otobüste ki yaşlı bey amcaylada aynı konuşmaları yaptık hem söylemeliyim ki o daha ikna edici konuştu sanki yıllardır bu haberi bekliyormuş gibiydi ve önceden yaşanılacakları biliyormuş gibiydi"
yaşlı bey amcaya da inanmasam da dedikleri mantıklı geliyordu alpin söylediklerine kıyasla " bey amcanı kafadan çatlak görmüşsündür sen şimdi" dedi alp alay eder şekilde, güldüm hafifçe omzuna vurdum o da gülmeye başladı seansa geç kalıyordum hızlıca yukarı çıktım ecrin beni bekliyordu çok tatlı bir kız çocuğuydu kızıl saçları vardı bir gözü mavi bir gözü yeşildi çilleri de vardı beyaz tenli çok şirin bir kızdı beni görür görmez sarıldı ecrin aile dostumuzun kızıydı 12 yaşındaydı yaşına göre oldukça bilgeli, özgüvenli ve cüretkardı en sevdiğim taraflarıda buydu onunla sohbet edince sanki karşımda küçük bir kız çocuğu değil de bilgeli bir profesör varmış gibi hissediyordum ecrin uzandı ellerini birleştirdi ve gözlerimin içine bakarak tatlı tatlı gülümsemeye başladı bende eşyaları hazırlarken ona bakıp "ee" dedim "diş telimin rengini hangi renk yapacaksın ?" diye sordu gülümseyip " hangi renk yapmamı istersin" dedim "mavi çünkü en sevdiğim renklerden bir ha bir de kahverengi var ama şu an en çok maviyi istiyorum mavi yapar misin Tari abla" masum masum bakıyordu bunları söylerken " tabii ki yaparım ablacığım" dedim ecrin her zaman ki gibi yaşadığı olayları öğrendiği şeyleri söylüyordu onun için bilgelik güçtü bunca şeyi öğrenme bilincinin nerden geldiğini merak ediyordum ecrin bahsedilenler hakkında konuşmadı ben onun düşüncesini tek merak ediyordum " ee son günlerde kimsenin dilinden düşmeyen olay hakkında ne düşünüyorsun ? ecrinciğim." diye sordum " hiç bir şey" dedi aldığım cevaba şaşırmıştım ama bi o kadar da bu cevabı bekliyordum " sen ne düşünüyorsun Tari abla" diye ekledi cümlesine " bilmiyorum ki bende pek oralı değilim" dedim " ben araştırdım oldukça ikna edici kanıtlar vardı ama gerçekliği konusunda bende emin değilim ondan düşüncelerim yok bu konu hakkında her ne kadar kanıt olsada güvenilirliği sorgulanır." dedi hak verdim ona " bende araştırmadım ağızda sakız olanlar ve haberde duyduklarım kadarını biliyorum" dedim " bilmiyorum ya uzun meseleler ama ben olacağına az da olsa ihtimal veriyorum ama bunları konuşmayalım ee sen nasılsın Tari abla nasıl gidiyor" böylelikle konuyu kapattık yine eski konuşmalarımıza konumuza döndük ecrin ile günüm çok güzel geçti onun öğrendiği şeyleri heyecanla bana anlatması arkadaşlarından bahsetmesi onunla sohbet etmek benim için büyük bir zevk bugünüm çok yorgun geçti ama ecrinle geçtiği için on üzerinden on verebilirim eve geldim annem bende kalıyordu şu aralar baya yoğun olduğumdan ev işini yemeği felan yapamıyordum gönlü el vermedi babamla beraber geldi mantı yapmıştı bugün annemin mantıları da ayrı güzel gerçi tüm yemekleri güzel hangimizin annesinin yemekleri kötü ki ? yatağa uzandım telefonuma baktım kardeşim görüntülü aramış 9 defa baya da bi mesaj atmış üniversite de şu an çözemediği soruları atmış ve yeni tanıştığı çocuğu anlatmak için görüntülü aramış yorgun olduğumdan melise cevap veremedim yarın işe gitmeyecektim o zaman cevaplardım onu ılık bir duş aldım eşofmanımı giyindim bakımımı yaptım mutfağa gittim annem sofrayı hazırlamıştı iki tabak tek vardı sofrada anneme babam gelmeyecek mi ? diye sordum abimle konuşuyormuş meğer sessizce arkadaşlarıyla dedi abim Tari mi orada? diye sordu annem bir dakika ona veriyorum diyip telefonu bana uzattı abim yurt dışındaydı ayın sonunda gelecekti bir şey ister miyim diye sordu gerek olmadığını söyleyip teşekkür ettim melis bir sürü bakım eşyası kıyafet istemiş hiç şaşırmadım telefonu kapayıp mikrodalganın önüne koydum ve sofraya geçtim tv de o olay hakkında konuşuyorlardı biraz dinledim annem karşıma oturdu ve günümün nasıl geçtiğini sordu
anlatmaya başladım " bugün otobüste bir amcayla konuştum insanların dilinde sakız olan o konuyu konuştuk sonra fakülteye geçtim yanımdan geçip gidenlere kulak misafiri oldum onlarda aynı şeyleri söyleyip duruyordu öğleden önce hastam yoktu daha sonra ecrin geldi görsen kocaman olmuştu anne "
" ne için gelmişti?" diye sordu annem
"ha diş teli tedavisini başlattım o sırada da sohbet ettik biraz onunla sohbet etmek gerçekten mutluluk veriyor bana karete öğrenmeye başlamış onu anlatıyordu"
"ecrinimi bende özledim enver amcanı ve sevil teyzeni  gördün mü onların durumu nasıldı ?"
ecrinin annesi ve babasından bahsediyordu annemin sorduğu soruyu duymamıştım çünkü televizyonda profesörlerin konuşması dikkatimi çekmişti anneme dikkat kesmiştim
"Tari" parmak şıklattı "ha efendim anne "  "Ecrin'nin annesi ve babası'nın keyfi nasıldı" " Sevil ablayı görmedim işteydi sanırsam Enver amca iyidi ayak üstü konuştuk Ecrin'nin diş teli için gereken uyarıları ona bahsettim bir kaç alınması gereken şeyler vardı yiyecekleri nasıl yemeli ondan bahsettim daha sonra gittiler"
" anladım." dedi annem yemeğimi bitirip sofrayı topladım sonra odama geçtim yatağıma uzandım ışık kapalıydı karanlık odada ben ve düşüncelerim tek vardı profesörlerin bahsettiği şey baya kafamı kurcalamıştı merakımdan araştırma kararı aldım masanın üzerinde ki tabletime uzandım youtube girdim ana ekranım yabancı kanallar dahi herkesin büyük başlık altında  yayımladıkları "DÜNYA RESETİ" adlı videolar karşıma çıktı evet profesörlerde bunlar hakkında bahsediyordu ama dikkatimi çeken başka bir şeydi canlı yayını açtım ve geriye sardım programın en başına izlemeye başladım yorgunluktan pek bir şey anlayamamıştım gözlerim kararmaya başladı..