Hepsinin farklı hayatları vardı ama hepsini aynı noktaya getiren sadece aşktı.
Ailesine karşı gelip Dedektif olan Han Jisung ,Yeni aile şirketinin ortağıyla tanışınca mesleğinden vazgeçecek mi? olaylar nasıl gelişecek kim bilir??
Hikayede ceset,ot...
Uçaktan inip otellerine yerleştikleri de hepsi oldukça yorgundu.Changbin,Felix,Minho ve Jisung aynı uçakla birlikte gelmişlerdi.Jeongin ve Hyunjin birkaç gün önce hazırlıkları tamamlamak için Paris'e gitmişlerdi.
Otelin restoranında şimdi dörtlü yemeklerini yiyorlardı Biraz sonra Hyunjinler de onlara katılacaktı.Yarın düğün günü olduğu için fazlasıyla heyecanlıydılar.
Jisung ve Minho 2 gün sonra olacak nikahı için ekstra gergindi.Yarın ki düğün onlar için bir prova olacaktı.
"Dönmeden önce biraz etrafı gezelim Changbin,bizim için kısa bir tatil olmuş olur ne dersin?"
"Bende öyle düşünmüştüm sevgilim.Jisung ve Minho'nun nikahından sonra 2 gün daha burada kalırız."
Bu konuşmayı duyan Minho "Beraber dönelim o zaman yine bizde öyle yapacağız çünkü." Demişti.
"Tamam dostum haberleşiriz."
Jisung ve Minho odalarına çıktığında birlikte duş almışlardı.Duşta güzel vakit geçirirken gülüşleri oda da yankılanıyordu.Artık herşeyi geride bırakıp tamamen aşklarını yaşamaya başlamışlardı.Giyinip dinlenmek için yatağa geçtiklerinde Minho Jisung'u kolları arasına alıp öpücükler konduruyordu.
"Hala evlenecek olmamıza inanamıyorum Minho."
"Ben seninle evleneceğimi en başından beri istiyordum zaten sevgilim."
"Hala nasıl karşılaşıp bir araya geldiğimize inanamıyorum." Jisung'un dediğiyle Minho' mum suratı düşmüştü.Acaba en başta ki düşüncelerini bilse onu hala severmiydi.Hele o videoyu görse.
İyi ki o videoyu yok etmişim diye geçirdi içinden.Eğer Bay Bang evine adam soktuğun da o videoyu bulsaydı bir daha asla Jisung onu affetmezdi.
Minho'yu derin düşüncelere dalmış bir şekilde gördüğünde Jisung dudağına öpücük bıraktıktan sonra konuştu.
"Ne düşünüyorsun bu kadar derin?"
"Sana bir şey söylemek istiyorum ama yanlış düşünmenden korkuyorum Jisung.Eğer söylemezsem kendimi kötü hissedeceğim biliyorum."
Jisung konunun ciddiyetini farkına varıp yatakta doğruldu.Aslında biraz sonra gelecek olan konuşmayı duymaktan oldukça korkuyordu.
"Anlat dinliyorum." Minho Jisung'un ellerini tutarak konuşmaya başladı.
"Aslında ben,yani ilk başta planlamıştım bazı şeyleri.O yüzden karşına çıkıp duruyordum."
"Nasıl yani, bu ne demek oluyor Minho?" Jisung'un kafası karışmıştı.
"Sizin şirketle bu işleri rahat bir şekilde yürütmek için ortak olduğumu biliyorsun.Eğer seninle ilerde evlenirse şirketlerde birleşmiş olacaktı ve ben çok rahat bir şekilde o işlere devam edecektim.Başta planım buydu." Minho Jisung'un yüzüne baktığında gözlerinde hayal kırıklığını görmüştü işte bu içini parçalamasına yetmişti.
"Minho sen beni kullandın! İnanamıyorum!" Jisung gözleri dolu bir şekilde Minho dan uzaklaştı.
"Hayır sevgilim,bu seni tanımadan önceydi lütfen inan bana.Seninle görüşmeye başladıktan sonra ne kadar masum ve mükemmel bir insan olduğunu gördüm.O gece beni otelde büyülemiştin resmen.Sana gerçekten aşık olmuştum Jisung inan bana."
"Ben..Ben bilmiyorum kafam karıştı.2 gün sonra evleniyoruz ve ben şuan bunları duyuyorum."
"Bütün duygularım gerçekti Jisung,ben seni gerçekten tüm kalbimle seviyorum.Biliyorsun artık şirkette hiç bir illegal iş yapmıyoruz.Ben tamamen sana adadım kendimi.Benim için tek önemli şey sensin.Sen iste şirketğ bile Chan'a bırakırım.İnan bana Jisung seni gerçekten çok seviyorum, sensiz nefes bile alamam."
Jisung karmakarışık duygular içindeydi.Ama Minho ya baktığında onun tamamen samimi ve yalansız bir şekilde konuştuğunu görebiliyordu.Ona bu itirafı yapmış olması bile iyi bir şeydi.Minho'ya inanıyordu.Tekrar yatağa oturup çenesinden tutup yüzüne bakmasını sağladı.
"Sana inanıyorum Minho.Bunu bana anlatmaya bilirdin ama sen dürüstçe anlatmayı seçtin.Beni ne kadar çok sevdiğini görüyorum, hissediyorum."
Jisung Minho'nun göz yaşlarını silip dudaklarını yavaşça birleştirdi.Dudaklarının arasından resmen birbirlerine aşklarını aktarıyorlardı.İlk baştaki gibi plan doğrultusunda değilde gerçek aşkla birlikte oluyorlardı.
DÜĞÜN GÜNÜ
Herkes masalarına oturmuş bir şekilde Hyunjin ve Jeongin'in içeri girmesini bekliyordu.Biraz sonra alkışlar eşliğinde mekana giriş yaptıklarında ikisi de nefes kesici görünüyordu.Yeminleri için sahneye çıktıklarında birbirlerine aşkla bakıyorlardı.
"Çok heyecanlı Minho,2 gün sonra bizde böyle olacağız inanamıyorum." Minho sevgilisinin tatlı hallerine gülümseyip elini tuttu.
Changbin ve Felix sevgi dolu bakışlarla birbirine bakıyordu.Minho'nun 'Darısı başınıza.' demesi Felix'i utandırmıştı.
"Bizde mi evlensek sevgilim?" Dediğinde Felix kaşlarını çattı.
"Ben evlenme teklifi aldığımı hatırlamıyorum Changbin." Bunu duyan Changbin kıkırdadı.
"O zaman sana unutulmaz bir evlilik teklifi yapacağım bebeğim."
Nikahtan sonra parti kısmına geçip herkes eğlenip dans etmeye başlamıştı.
"Seninle evlendiğime inanamıyorum hala." Jeongin eşinin kollarında dans ederken konuşmuştu.
"Senin gibi bir eşe sahip olduğum için dünyanın en şanslı insanıyım Jeongin."
"İyi ki o gün departmanda üstüme kahve döktün.Yoksa seninle tanışamayacaktım."
"Şimdi hatırladım da ilk iş günümde canımı çok acıtmıştın.Okadar çok sinirlenmiştim ki sana."
"Kıyamam bebeğime,bende çok korkmuştum ama o kahve şimdi bizi buralara kadar getirdi.Parisin mükemmel manzarasında sana yeminimi ettim.Eşim olarak kabul ettim."
"Seni seviyorum Hyunjin." Dudakları birleşirken müzik çalmaya devam ediyordu.Aşktan mı yoksa aldıkları alkolden mi şarhoş olduklarını anlamak zordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
