Geçmişin İzleri

3.2K 226 332
                                    

---Vote ve yorum bırakmayı unutmayınnnn<3---

Kutay o sabah gün ağarırken Uygar'ın eviden çıkmak üzere hazırlanmıştı.

Daha doğrusu yatak bir mekanizmaydı ve Kutay ise Uygar'ın tenine yapışmaya mahkum bir mıknatıs gibiydi. Oğlanın kokusu sinmiş sıcacık yatakta hele ki Uygar yine Kutay'ın üzerine çıkıp sarılmışken...Kollarını ondan çekmek bin dereden su getirmekten bile daha zorlayıcı bir eylem haline geliyordu. Uygar'ın dudakları Kutay'ın boynuna yaslanmış halde sımsıkı sarılı uyku pozisyonundayken Kutay kendi kendine sayıyordu.

Bir dakika daha koklayıp çekilecekti.

İki dakika.

Tamam beş dakika.

Sırf yarım saati oturup oğlanın kumrallarındaki sabunsu kokuyu içine çekerek ve sıcak bedenini sımsıkı kendi göğsüne yaslayarak severek geçirmişti. Onu uykusunda bile sevmeyi sevmiyordu. Duymasa bile "Ahu gözlü ceylan yavrusu" diye seve seve diller dökebilirdi.  Uygar'ın teninden kopmak apayrı bir mevzuydu ve Kutay apaçık bir bağımlı gibi hareket ediyordu. Varlığı ile doyamadığı yokluğunda ise yoksunluk krizlerine girmiş gibi ellerinin titrediği sıcak bedenin kendine has ten kokusu.

Çıldırtıcıydı.

Lakin verilmiş bir sözü vardı ve kendinden yaşça küçük bir oğlanı yüz üstü bırakacak değildi. Zaten Uygar uyanmadan koşa koşa yanında bitmek için acele edecekti Kutay. 

İyisi mi sevgililer günü sabahında ayyaşın cebinden biraz para tırtıklayıp güzeller güzeli ahu gözlüsüne sevindirici bir hediye armağan etmek gibi bir beklentisi de vardı aynı zamanda. Ona gidip hediyelerin en güzelini sunmak istiyordu. Yani maddi manevi gücü neye yeterse yahut yetmezse yetirmek istiyordu. Onu güldürmek istiyordu.

Hoş dünyanın en salakça esprisini bile yapsa ağız dolusu kahkahalarla karnı ağrıyana dek gülmeyi biliyordu Uygar ama...

Kutay dudaklarını dişleyip kendi evine adımladığında ayyaşın horultusu eşliğinde eve sinen anason kokusundan kalma gecede hala sigara dumanı gezinen odaya adımladı. Ayyaş yine masaları dağıtarak, etrafa eşyalar savurarak bir köşede sızmış ve bilmem kaçıncı uykusunun derinliklerinde bugün de işten kaytarmıştı anlaşılan.

Uyuşturucu ve alkol bağımlısı bir yıkım topu.

Kutay'ın onda gördüğü buydu.

Olmaktan korktuğu insanla burun burunayken Kutay onun cebindeki tomarla paradan tırtıklayıp kendi cebine koydu fazlasıyla. Sevgilisi için hediyelerin en güzelini alabilmek adına küçük bir vurgun diyebilirdik. Bu ayyaşın içkisine gidecek paraya Uygar'ın yüzünde güller açtıracak bir hediye alarak zaten dünyada cenneti yaşayanlar klasmanında ön sıradan yerini alacak hale gelecekti Kutay.

İlk önce okul bahçesine adımlamıştı yavaşça. Kalabalık toplaşıyordu.

Açıkçası kavga kıyametin eksik olmadığı saçma sapan lise günlerini özlüyordu. Okuldan aldığı uyarı yine umrunda olmazdı. Bir köşede bekler okul öncesi ya da sonrasında mahalle arasında bir kavgayla yine bir kaç kişi kaldırımlara baygın yere serebilirdi. İçindeki öfkeyi karşısında patlayabilecek ilk kişiye yumruk yağmuruyla ödetebilirdi. Can acısını can acısıyla kamufle edebilirdi.

Son PerdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin