1.Bölüm

125 7 0
                                    

(~Jimin)

Yine bi sabah ve yine bi iş günü... Lanet alarmın sesiyle uyandım. Banyoda işlerimi halledip üniformamı giydim. Kahvaltı yapıp evden çıktım.

Merkeze geldiğimde amir beni çağırdı. Kapıyı tıklatıp odaya girdim.

-Amirim beni çağırdınız?

-Gel Jimin otur şöyle

-Amirim bi sorun mu var?

Amiri hiçbir zman böyle görmemiştim. Sanki bişey söylemk istiyor ama söyleyemiyordu

-Biliyorsun Jimin yıllardır Jungkook denilen o adamın peşindeyiz. O adamın yaptıklarına bi son vermemiz lazım ve bunun için en uygun kişinin senin olduğunu düşünüyorum.

Jungkook bi mafya uyuşturucu satımından kadın ticaretine kadar her türlü şeyi yapıyordu.

Sattığı kadınları önce kendi zevkinde kullanıyordu beğenirse kendisine ayırıyor beğenmezse satıyordu ve amir haklıydı buna son vermemiz gerekiyordu.

-Evet efendim peki ben ne yapabilirim?

-Onun şirketine sekreter olarak işe başlamanı ve bize bilgi sızdırmanı istiyorum

-Tabi efendim bunu yaparım

-Bunu yapıcağını biliyorum ama bi sorunumuz var

-Nedir efendim?

-Biliyorsun Jungkook zevkine düşkün biri kız erkek ayırt etmeden herşeyi yapabiliyor. Bilgi getirmen için onun yatağına bile girmen gerekebilir. İyi düşün bunu kabul etmek zorunda değilsin ve yarın bana kesin bilgi ver

-Peki efendim düşünücem

-Tamam şimdi çıkabilirsin

Odadan çıkarım.

Ne yapıcaktım?

Hiç bu kadar kararsız kalmamıştım.

Jungkook'u yakalamak istiyordum ama bi yandan yapıcakları...

Bu meslekte böyle bişey yapabileceğim aklıma gelmezdi.

Aklımda ne yapıcağıma dair düşünürken beni ayıltan mesleğe yeni başlayan çömez Taehyung oldu.

-Efendim iyi misiniz?

-İyiyim Tae ama biz aynı yaştayız bana yalnızken bana 'efendim' demeyi kes lütfen.

-Peki söylemem. Düşünceli görünüyosun iyi misin?

-Ah evet işlerle ilgili şeyler biliyorsun zatn

-Evet her zmanki tempo. İşiniz yoksa bi kahve içelim mi?

-Üzgünüm ama ilgilenmem gereken dosyalar var belki daha sonra

-Peki kolay gelsin

-Sağol

Taehyung iyi birisi ama bana karşı fazla ilgili... Ve fazla ilgiyi sevmiyorum nedense insanların birbirine karşı bu kadar ilgili olması saçma. Ve ilgi gösteren kişi yeni ve yabancı biriyse...

~Akşam

Merkezden çıkıp eve geldim. Bütün gün amirin bana vermek istediği görevi kabul edip etmiceğimi düşünüyordum.

Kabul etmeli miydim?

Jungkook'u sadece fotoğraflarda gördüm neler yapabileceğine dair hiç hayal edemiyordum çünkü böyle şeyleri hiç anlamazdım ve gerekte duymazdım.
Bi insan neden rahatlamak için birine ihtiyaç duyardı ki...

Karnımın gurultusuyla düşünmeyi kenara bırakıp yemek yemem gerektiğini anladım.

Yemeği yiyip televizyon izlemeye karar verdim ve bi süre sonra uykunun güzel kollarına kendimi teslim ettim.

(~Jungkook) (Depo)

Boş odada altımdaki kadının inlemeleri ve vücudumuzun birbirine çarpışının sesinden başka ses yoktu.

-B-bırak beni lütfen

Ağlamaklı çıkan sesine aldırmayıp daha çok hızlandım. Içinden çıkmadan üzerine eğilip:

-Beni hoşnut etmelisin bebeğim aksine hiç durmicam

-S-sen pislik biri-... Aahm

-Seslerin öyle demiyor ama

-Y-YETER ARTIK ÇIK İÇİMDEN!

Ağlamaya başlayıp bağırınca daha çok zevk alıyordum. Elindeki kelepçeyi sıkıp elime jilet aldım.
Bir yandan eğlenirken bir yandan bana bağırdığı için ceza vericektim.

Ah gerçekten çok güzel.

-H-hayır y-yapma

-Daha güzel bağırırsın bebeğim. Sebepsizce boğazların ağrımamış olur hem dimi?

-Ö-özür dilerim ne istersen hepsini yapıcam

-Çok geç bebeğim seni uyarmıştım.

Bi yandan jileti vücudunda gezdiriyordum diğer yandan da sertçe ileri geri hareket ediyordum.
Durup karnına derin ve uzun bi kesik attım. Yaşaması imkansızdı.

-AAAHH!

Yatak saniyeler içinde kan olmuştu. İçinden çıkıp üzerimi giydim odadan çıktım ve ofise girdim.

-Felix!

-Buyrun efendim

-Odadan kadını çıkartın atın bi yere bi iz bırakmayın sakın. Ben eve gidiyorum yarın geldiğimde yeni mallarla uğraşırız

-Peki efendim

Depodan çıktım. Felix en iyi adamlarımdandı benim sağ kolumdu. Her şekilde ona güveniyordum. Beni asla yarı yolda bırakmazdı.

Eve geldim ilk işim üzerimdekilerden kurtulmaktı. Üzerimi çıkartıp odama çıktım.

Şirkette bi sorunum daha vardı. Artık bi sekreterim yoktu. Bikaç dakika önce altımda aşırı kan kaybından ölmüştü.

İşe aldığım sekreterlerin ailesinin olmamasına seviniyordum istediğim gibi herşeyi yapabiliyordum. Sekreterimi satmayı çok isterdim ama malrsef artık hayatta değildi.

Artık gözlerim bedenimi yavaşça ele geçiriyordu. Yavaşça gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.

.
.
.

İlk bölüm bitti... Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen...

DECİSİON~JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin