Düşüş&Diriliş

Outhiey'nin Milatı

Sarı saçlarındaki tokayı çekip attı,tüm öfkesini ona kusmak ister gibi.Bu yerden nefret ediyordu.Cadıların kato kurallarla yönetildiği,dış dünyadaya girmelerine izin verilmeyen Cadı Akademisi.Bu gece,dedi.Bu gece milat.Her kelime zihninde sertçe yankılandı.Sonra tüm yankılar gitti ve zihninde tek bir kelime yankılandı."milat." Bu kelime bir süre daha zihninde yankılandı.
    Koridorda geç kaldığı derse yetişmek için koşar adım gidiyordu,çözülen bağcıklarını bağlamak için  durakladı,eğilip bağcıklarına büyü yapmaya koyuldu."Conectra" bağcıkları kendiliğinden bağlanırken onları izledi ve suratında oluşan gülümsemeyi engelleyemedi.Güçlüydü,büyülüydü  ve buna bayılıyordu.D
Bir an için dışarda,büyüsüz insanları düşündü.Ve kendini bir insan olarak hayal etmeyi denedi.Sıradan evinde sıradan cupcake'ini yiyip sıradan kahvesini içerken,sıradan bir okula gidip sıradan insanlarla sıradan bir hayat yaşarken.Hayal edemedi,bu fikirden nefret etmişti.Outhiey buydu,büyüyü ve cadı olmayı tam anlamıyla seviyordu.Ama Akademi'den uzak olmak,insanlarla olmak demekse bunu yapardı.İnsanların savunmasız ve zavallı olduklarını biliyordu.
Bağcıklarını bağladığında kafasını sesin geldiği yere doğru kaldırdı.Bayan tiksinç Glirz ona sesleniyordu.Hem de tüm nefretiyle. "Demek buradasın." Bayan Glirz'in tiksinç suratı iki taraflıydı,hem sizi tiksindiriyor hem kendi tiksiniyordu.Ne surat ama!
Eski moda saatine uzun,mavi boyalı tırnaklarıyla ritmik olarak tıklattı."Zaman kavramından haberiniz var mı?Bize ne olduğunu söylemeye ne dersiniz?" suratındaki tiksinçlik azalmıyordu,her saniye sinsi ve aşağılayıcı bir  gülümsemeyle birleşiyordu.
Doğru kelime: aşağılayıcı ve sinsi tiksinlümseme.
Pratik zeka her şeyden üstündür.Zaten Bayan Glirz'i başka türlü alt edemezdiniz. Outhiey olduğu yerde yavaşça doğrulurken Büyü'süne odaklandı ve Bayan Glirz'e yöneltti,tam kafasının içine.Zühnine yalnızca 'zaman kavramını açıkla.' diye fısıldayabilirdi ama o her zaman sıradanlıktan kaçınırdı.Büyü'sü Bayan Glirz'in onunkinden daha güçlü olan Büyü'sü tarafından geri püskürtülmeden önce zihninde şu sözleri yankılattı 'Zaman kavramından haberiniz var mı?Bize ne olduğunu söylemeye ne dersiniz?'.Onu kendi silahıyla vurmak kadar eğlenceli bir şey yoktur.
  Sonra Bayan Glirz'in onu püskürtmekte geç kaldığına hayret etti ve kelimeler kulaklarına dolarken başardığını anlayarak en şeytani gülümsemesini attı-içinden.-
   Bayan Glirz ne olduğunu anladığında cidden çok geçti,"iyi hamle,Outhiey." Bakışlarını Outhiey'nin üzerinden çekti ve yardımcısına eliyle komut verdi ve uzaklaştılar.
  Koridor bittiğinde,geç kaldığım  ders için Cadılardan oluşan sıraya girdim,Bayan Glirz'in bize doğru bakan donuk gözlerine bakmamaya çalıştım."Büyü'yü geliştirmenin yolu sınırları zorlamaktır." dedi."Hadi deneyelim.Kimin başlayacağını görmek için büyülü bir kura çekiyoruz." Büyüsünü hepimizin üzerine yoğunlaştırdı ve sonra rastgele sadece birimizin üstünde kalmasını sağladı.Bu tabi ki Outhiey'di.Onun suratına yumruk atma isteğiyle yaşıyordunuz.Outhiey,en azından,öyle yaşıyordu.Büyü'sü Outhiey'i birkaç adım öne sürükledi.Narin kıvrımlı dudakları kıpraştı,"Sınırlarını zorla,Outhiey."
O ana kadar ne yapacağını anlamlandıramamıştı.İçinde bir itme hissedene dek.Büyüsü onu, kullanması için zorluyordu.Ve o da öyle yaptı.Ama zorlamayla kullandığı büyü,kontrolsüz ve odaksızdı.Bu da yalnızca yıkım getirirdi.Önce pencerelerin açıldığını işitti.Ve hızla kapandıklarını,kırılan camları,kapıları,sallanan lambaları ve titreyen duvarları.Bu çok fazlaydı."Güzel,devam et!" Bayan Glirz sinir bozuculukta doruk noktasındaydı.Outhiey kontrolsüz gücünü kontrol etmeyi deneyip öfkeyle ona odakladı,kadının parçalanan suratına baktı.Müdür yardımcısının büyü'sünü göğsünde bir hançer gibi saplanma acısıyla hissetti.Ve sonra ölüm gibi bişey hissetti.Ölüm gibiydi çünkü nefesi ve kalbi onu birkaç saniye bırakmış gibi gelmişti.Kararan gözlerine yenik düştü,yere yığıldı.
   Kızıl saçları olan bir kız,gürültü ve yıkımın etkisiyle korkudan kapadığı gözlerini ve kulaklarını açtığında,ağzı kapanmadı.Outhiey yerdeydi ve burnunda,kulaklarında kan vardı.Öne çıkıp çatlamış suratını büyüyle düzelten Bayan Grilz'e yöneldi."Onu öldürdünüz!Öldürdünüz!Öldü!" bağırıyor ve çığlıklar atıyordu.
Ama ölmemiştim.O gün,çoğu zaman keşke ölseydim dedim ama bir noktada,artık farklıydım,güçlüydüm ve hırslıydım.İyi ki ölmedim,çünkü Bayan Glirz'den alınacak bir intikamım var.
***
  Kanlar gittiğinde ve herkes gittiğinde odamda uyandım.Kurumuş kanın izleri duruyordu.Parmaklarımın yıpranmış derisini üstünde gezdirdim.Büyü derimi yakmıştı.Çünkü tüm gücümü kullandığımda,çok güçlüydüm.Patlayan bir bombaydım.Ama bomba bendim ve bomba patlarsa yok olur.Bende zarar görüyordum,en azından yok olmuyordum.
    Kapıya doğru ayaklarımı sürükledim.Fazlasıyla bitkindim fakat bunu yaptığı için Bayan Glirz'e bir yumruk geçirmek için her şeyi yapardım.O an elimle gözüme gelen saçımı geri ittiğimde,saçlarımın yandığını fark ettim.Açılan ağzımı,aynada dakikalarca saçıma bakmadan evvel kapatamadım.Saçlarım yanmıştı.Ve berbat görünüyordu.Bir kısım omzuma gelirken başka bir kısım  kulağıma kadar yanmıştı ve bu farklı boydaki tutamlar,sinir bozucuydu.Belki bir onarım büyüsü,her şeyi düzeltirdi.Arkamdaki ayak seslerini ve ağzıma uzanan eli fark etmeden önce,büyü kitabıma ulaşmaya çalışıyordum çünkü aptal sözlere ihtiyacım vardı.Çok bitkindim.Sonra kendimi o ellerin esaretinde buldum.
  Oynatabildiğim tek yer gözlerim gibiydi bu yüzden sağa sola gözlerimi döndürdüm.Ellerimdeki ve ayaklarımdaki bağları hissettim.
"Uyanıyor!" gereksiz derecede heyecan dolu ve tiz ses kulağımı tırmaladı.Silver.Beni bayıltan o muydu?Asla tek başına yapamaz!Önemli olan arkasında kimin--
Ama fark etmem zaman almadı.O sinir bozucu ses en az Bayan Glirz kadar tiksinçti."Onu tekrar bayılt,henüz gelmedik." Sesi o kadar sakindi ki sanki adam kaçırmak gündelik işlerinden biriymiş gibiydi.Gelmekten bahsediyordu.O an bir araçta olduğumuzu fark ettim.Devasa bir araç olmalıydı.Waserran Cadısı'nın kusursuz karavanı! Umarım karavanın dipsiz çukuru boylar.Silver'ın büyüsü üzerime çöktüğünde ondan bir kere daha nefret ettim.
*****
Deniz.Havada uçtuğumu anladığımda ve bantlanmış ağzımdan çığlık atmaya çalıştığımda denize bakıyordum.Havadaydım.Beni denize atıyorlardı.Mükemmel plan Waserran,böyle devam et.Gözlerimi onlara odakladım,karanlığa alışmam biraz sürdü,gözlerimi kıstım.Yüzü ne kadar katıysa Silver'ınki de bir o kadar duygu değişimi içindeydi.Hala ona neden yardım ettiğini anlamıyordum.Ben patlayan bir bombayım dedim içimden.Patlamalımıydım?
  Büyü durdu ve ben denize doğru,elim kolum bağlı şekilde düşmeye başladım.Rüzgar beni dövüyordu,adrenalinimi kontrol etmeli ve bağlardan kurtulmalıydım.Büyü yardım eder,diye düşündüm.Ve gözlerimi kapatıp,Büyü'mü açtım.Önce elimdeki ipler yandı.Sonra ağzımdaki bant,çığlığım kulaklarımdaki rüzgar uğultusuyla bütünleşirken hala düşüyordum.Ayaklarımdaki bağları da yaktığımda deniz çok yakındı.Berrak suda yansımamı görebiliyordum.Dehşete kapılmış ve ne yapacağını bilemeyen.
Suya daldığımda buz kestim.Biraz ilerde,bir kaya gözüme ilişti.Ona tutunmak için çırpındım ve ilerledim.Taşa sertçe sarıldım ve yarısının küle dönüşünü izledim.Neydi bu?Şimdi de Kül edici dokunuşlarım mı var?
  Büyümün etkisi normalleşene dek dondurucu denizde bekledim.Taş yosunlarla kaplıydı.Küle dönmüş yüzeyiyle oynadım.Uyumamak için göz kapaklarıma sahip çıkmalıydım.
     Gittiklerinden emin olduğumda son hamlem için suda bir girdapnyaratacaktım.Büyümü suyun altına yönelttim ve çevirmeye başladım,mükemmel bir girdap işte böyle yapılır.Girdap yukarı kalktığında beni de kaldırdı ve yukarıya,dağın yamacına kadar itti.Atılıp kayalığın bir kenarını tuttum.Tuttuğum kısım küle döndü ve aşağı tekrar düşerken başka bir kaya parçasını yakaladım.Bu kez büyüm onu yakmadı,etkisi nihayet geçmişti.Büyüm'ü kullanmak beni ürkütmeye başlamıştı.Ardından gelen yakıcılık,kötü sonuçlar doğurabiliyordu.
   Tırmanarak yukarı çıkmam uzun sürdü,ne de olsa her gün dağa tırmanmıyordum.Etrafıma bakıp ayakta dikildim.Elimi kısalı uzunlu saçlarıma sokup yanaklarımı şişirdim.
"Bugün milat." Botlarımı düzelttim ve yüzümdeki ukala gülümsemeyle yola koyuldum.