(53)

79 7 3
                                    

(Mert ten devam)

Şu an kendi evimin bodrumunda bir sandalyeye bağlıyım. Cidden.... En fazla ne olabilirdi ki..
: Evett. Şimdi seninle bir anlaşma yapalım. Sen bize kızla çocuğun yerini şöyle bizde seni bırakalım ne dersin?
Mert: Hayır.
- Muhittin bence bu söylemiycek. Ne yapsak dövsek mi?
Muhittin: Nereseni döveceğiz ki? Şu tipe bak.
Mert: Yakışıklı olduğum için kıyamadınız dimi.
- Tabiki ne demezsin. Bak ben çok sabırlı bir insan değilim. Bize yerlerini söyle.
Mert: Söylemeyeceğimi biliyorsunuz. Bence zorlamaya gerek yok.
Muhittin: Bencede.
Karnıma ard arda yumruğunu geçirdi. Zor nefes alıyordum. Yerde duran telefonumu aldı.
- Şifre ne?
Mert: Söylemiycem.
Tekrar bana vurmaya başladı.
Muhittin: Tamam madem söylememekte ısrar ediyorsun. Bende polisi çağırırım.
Işte şimdi sıçmıştım. Kerimlerin yerini söyleyemezdim. Ama polisi aramalarına da izin veremezdim. Kahretsin.!!!
Mert: 1234.
Muhittin: Şifreyi söyle.
Mert: Söyledim ya. 1234.
- Siktir git kim böyle bir şifre koyar ki-
Diğer adam şifreyi girip telefonu açtı.
Muhittin: Bu yaparmış. Şimdi o çocuğun adını söyle.
Mert:..........
Yüzüme yumruk attı.
Mert: Ke...Kerim adı oldu mu!.
Muhittin: Güzel. Bakalım neredelermiş.
Telefonumla oyalanmaya başladı. Bense bu iplerden nasıl kurtulacağımı düşünüyordum.
Muhittin: Yürü gidiyoruz hastaneyi buldum. Bu da burda kalsın da aklı başına gelsin.
Ciddi ciddi beni kendi evimin bodrumunda bağlı bir şekilde bırakıp gittiler. Ellerimi çözmeye çalıştım ama işe yaramadı. Son çare olarak babama seslenmeye başladım. Umarım evdedir...
Mert: Babaa!!!!!
Mert: BABAAAAA...!
Biraz daha sesimi yükseltip bağırmıştım. Bodrum'un kapısı açıldı ve içeri babam girdi.
Mert: Baba yardım et bana.
Merdivenlerden aşağı indi , beni o halde görmesiyle ne tepki vereceğini şaşırdı.
Ferit: Ne bu hal lan. Ne oldu sana?
Mert: Birşeyim yok baba. Sen beni çöz yeter.
Ferit: Ulan ne demek Birşeyim yok. Hergün evimin bodrumunda oğlumu sandalyeye bağlı bulmuyorum. Açıklama yap bana.
Mert: Volkan yaptı baba.
Ferit: Ne demek "Volkan yaptı". Delirticek misiniz oğlum beni. Yok ulan bu akşam bu eve gelmiyeceksiniz. Almıyorum sizi içeri. Dışarda yatın da aklınız başınıza gelsin.
Nasıl sinirlendiyse ipleri tekte çözdü. Ve beni yaka paça evden dışarı atıp telefonumu elime verdi.
Ferit: O gerizekkalıyı ara bu akşam eve gelmiyeceksiniz. Yarın adam gibi davranacağınıza inandığım da alacağım sizi eve.
Kapıyı yüzüme kapattı.
Mert: ulan... Ulan....
Temin eve sokupta dayak yediğim kedi dik dik bana bakıyordu.
Mert: Ne bakıyorsun be!
Hızla telefonu açıp Kerim'i aradım. Telefon çalıp duruyordu.
Mert: Lan açsana telefonu! Gerizekalı önemli birşey söyleyeceğiz herhalde.
Kerim: Ne oldu Mert?
Mert: Sen telefonu açmışmıydın yaa..
Kerim: Mert hadi söyle işimiz var.
Mert: Bundan daha önemli birşey olamaz.
Kerim: Ne oldu. Adamlar mı uyandı?
Mert: keşke uyanmış olsalar.
Kerim: Yoksa eniştem mi gördü?
Mert: Keşke görmüş olsaydı.
Kerim: Ulan ne oldu delirtme beni?
Mert: Şey oldu-
Kerim: Meerrt. Uzatma söyle abim hadi. Bak buradan oraya seni dövmek için gelmem 5 dakika.
Mert: Abi adamlar gitti.
Kerim: Ne demek gitti? NEREYE GİTTİ?
telefonu kulağımdan çektim. Çok bağırıyor bu ya. Tekrar telefonu kulağıma koydum.
Mert: Ben yanlışlıkla adamları merdivenden aşağı düşürdüm. E böyle olunca çöp konteynırı patladı. Bende adamları bağlamak için ip almaya gittim. Geldim baktım adamlar yok. Sonra üstüme falan atlayıp sandalyeye bağladılar beni.
Kerim: Mert.
Mert: Efendim kuzi?
Kerim: Adamlar nerede?
Mert: Adamlar sizin yerinizi öğrendi. Yanınıza geliyorlar.
Kerim: Mert. Eve gelince si- sevicem seni bekle sadece.
Telefon yüzüme kapandı.
Mert: Ben size yardım edeyim siz gelip beni... Neyse.
Kedi hâlâ bana bakıyordu.
Mert: Pist ulan git hâlâ bana bakıyor. Seni eve alan kafamı sikiyim ben.
Yere oturarak olacakları beklemeye başladım......

KATLİAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin