66.Bölüm

38.4K 2.5K 240
                                    

Erdem'in hikayesini rafa kaldırdım arkadaşlarım çünkü pek olmadı ya. Baştan aşırı yükseldim, size söyleyecek kadar da hazırdı aslında ama yazarken bir içime sinmedi. Yazsam aşırı zorlama olacaktı. O yüzden vazgeçtim bende. Ama yeni kurgular gelecek tabii ki. Söylemek istedim.

İyi Okumalar Dilerim♡

Ensemde hissetiğim keskin sancı sonunda gözlerimi açmama sebep oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ensemde hissetiğim keskin sancı sonunda gözlerimi açmama sebep oldu.

Etrafıma bakındım. Her yer karanlıktı ve hiç bir şey gözükmüyordu.

Neredeydim, neden buradaydım, kim getirmişti, en son yüzümde hissettiğim el kimindi hiç bir fikrim yoktu.

Şuan emin olarak hissettiğim tek şey korkuydu. Daha önce hiç hissetmediğim bir korku. Bulunduğum bu bilinmezlikten deli gibi korkuyordum. İşin kötü yanı bu bilinmezlik geçince neden burada olduğumu öğrenince daha çok korkacağıma emindim.

Gözlerimi kapattım tekrardan. Biraz olsun sakinleşmek için derin derin nefesler almaya çalıştım. Ama imkanı yok gibiydi. Kalbim korkudan ve heyecandan deli gibi atıyordu. Hatta kalp atışlarımın sesini duyuyordum.

Kaçırılmış mıydım?
Böyle olaylar gerçekten oluyor muydu? Hangi devirdeydikte bir insan bir insanı bayıltıp kaçırabiliyordu? Ne yapacaklardı bana? Öldürecekler miydi? Sebepleri var mıydı şuan burada beni elim kolum bağlı tutmaya?

Sanırım sakinleşeyim derken daha çok korkmuştum.

Kendimi düşünmeyi en sonunda bıraktıktan sonra aklıma Ercüment geldi. Aramış mıydı acaba beni? Hoş şuan ne kadardır burada olduğumu bile bilmiyordum. Her yere karanlıktı ve gece miydi gündüz müydü belli değildi. Ne zamandır uyuduğumu da bilmiyordum. Gerçekten uzun bir süre olduysa ve Ercüment bana ulaşamadıysa çok merak etmiştir.

Tavırlı olduğum için açmadığımı düşünmüş müdür acaba? İlkinde düşünmüştür. Ama tekrar aradıysa korkmuştur. Evde de göremezse delirir.

Gözlerimin dolduğunu hissettim. Nefes alış verişim hızlandı, dudaklarım titremeye başladı.

Bulunduğum odanın -ya da artık her neredeysem- kapısı açıldı ve ışık yandı. Yüzüme vuran ışık yüzünden gözlerimi bir kaç kere kırptım.

"Ooo." Dedi tanıdık bir ses. "Doktor hanımımızda uyanmış."

Gözlerimi zar zor açıp sesin sahibine baktım. "Sen." Diye mırıldandım.

Sırıttı. "Ben, doktor." Dedi. "Ah bu ben."

"Ne istiyorsun benden? Niye getirdin buraya?"

"Doktorlardan ne istenir?" Diyerek bana doğru gelmeye başladı. Geri gitmek istiyordum ama yapamıyordum. Çünkü oturduğum sandalyeye hem ellerim hem ayaklarım bağlıydı.

"Doktorlardan, doktorluk yapmaları istenir." Dedi.

"O ne demek?" Diye sordum hızla.

"O şu demek." Diyerek arkama geçti ve sandalyenin arkasından tutarak geriye doğru çevirdi. Kısa bir an düşmemek için sıkı sıkı sandalyeye tutundum.

Müptela | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin