Gözlerimi zorlukla aralarken ağrıyan boynumu tuttum. Kaşım kanıyordu. Yanağıma doğru akan kanı hissediyordum.
Bakışlarım Chanyeol'a döndüğünde onun baygın olduğunu gördüm. Uzandım ve zorlukla çıkardım kemeri.
Onun tarafındaki hava yastığı patlamıştı. Kapım biri tarafından açıldığında zorlukla konuştum. "Ambulansı arayın."
Sakin olmalıydım. Chanyeol kendinde değildi. Ona ve kendime sahip çıkmalıydım.
Dışarı çıkmama yardımcı olan adam ambulansı zaten aradıklarını söylediklerinde "Chanyeol." Diyebildim sadece. "O iyi mi bilmiyorum. Çıkartmayın onu."
Uzatılan suyu titreyen ellerimle içerken ağlamak üzereydim. Korkuyordum. İlk kez bir kaza geçirmiştim.
Kendim için değil, Chanyeol için korkuyordum.
Gelen ambulans sesi ile kendime gelirken zorlukla kalktım ayağa. Gelen sağlık personelleri Chanyeol'a yardım ederken benim yanıma gelen adam da onun yanına oturmama yardımcı oldu.
"C-chanyeol iyi mi?" "Bilinci yerine geliyor. Sakin olun." Hızla geçip giden yolda bakışlarımı Chanyeol'dan ayıramadım.
Hala şoktaydım. Araba sert bir frenle dururken hızla açtılar kapıyı ve indirdiler Chanyeol'u sedyeyle. Ardından hızlı adımlarla gittim. Ambulansta zaten kaşıma pansuman yapmışlardı.
Müdahale için aldıkları odanın dışında korkuyla bekliyordum. Büyük hasar onun olduğu yerdeydi. Son anda arabayı çevirmişti.
İçeriden çıkan hemşire telefonunu bana uzattı. "Ben yakınlarına haber verdim. Bekleyin." Başımı olumluca salladım sadece.
Hala kendime gelebilmiş değildim. Bir tek Jongin'i tanıyordum. Onlara haber vermişler miydi?
Geçen dakikaların ardından içeriden çıkan doktor ile kalktım oturduğum yerden. "Park Chanyeol'un yakınısınız değil mi?"
Tam onaylayacakken duydum bize doğru hızlı adımlarla ilerleyen kadının sesini. "Ben, ben onun yakınıyım. İyi mi? Eşim iyi mi?"
Kaşlarım çatılırken bakakaldım konuşan ikiliye. Başım dönerken zorlukla oturdum yeniden kalktığım yere.
Kaza olduğundaki çınlama geri dönmüştü. Beynimin içinde yankılanan tek şey eşim kelimesiydi. Bakışlarım tekrar konuşan ikiliyi bulduğunda kadının bana döndüğünü fark ettim.
"S-siz eşim, eşim mi dediniz?" Diye sordum zorlukla. Başını olumluca salladı hızla. "Sanırım sizde onunlaydınız arabada. Çok geçmiş olsun. İyi görünmüyorsunuz, muayene oldunuz mu?"
Dolan gözlerimi kaçırdım hızla gözlerinden. "İ-iyi, iyiyim ben." Hızla kalktım ayağa. Başımın dönmesine aldırmadım. "Siz geldiğinize göre gideyim ben."
Bakışlarım koridora kaydığında gördüm şaşkınlıkla ikimize bakan ikiliyi. Titreyen adımlarla ilerledim yanlarına.
Karşılarına geldiğimde Jongin yutkundu. "Öğrenmiş." Diye mırıldandı Kyungsoo. Acıyla yanan gözlerimi sıkıca kapadım.
"Sakın. Hiç biriniz bir daha karşıma çıkmayın. Söyleyin o Chanyeol'a. Eğer bir kez daha karşıma çıkarsa, her şeyi eşine anlatmaktan çekinmem."
Yanından geçerken sertçe çarptım omuzuna Jongin'in. Titrek nefesler çekiyor, olanlara inanamıyordum.
Ben bu adamla neredeyse beş aydır birlikteydim. Beş ay. Beş ay boyunca bir kadının aldatılmasına mı neden olmuştum ben?
Midem bulanıyordu. Nasıl bana böylesine büyük bir yalan söylerdi?
Beni sevdiğine inanmış, onu sevmiştim. Gelecek planı kurmuştum ben onunla. Kore'nin kanunlarına rağmen evlenme hayalim vardı.
Evlenme hayali kurduğum adam zaten evliydi.
Hastanenin bahçesine çıktığımda zorlukla ilerledim ve oturdum banka. Cebimden telefonumu çıkardım ve luhan'ı aradım.
Eve gidecek gücüm yoktu. Kendimi bayılacak gibi hissediyordum.
Luhan telefonu açtığında zorlukla konuştum. "L-luhan sana konum atıyorum. Beni almaya gelir misin?" "Sen iyi misin? Sesin çok kötü geliyor." "Hastanedeyim. Lütfen gel senden başka kimsem yok."
"Geliyorum hemen. At bana konumu."
___________________
Yazarın anlatımından
"Kyungsoo ne yapacağız? Ne haldeydi görmedin mi? Yardım etmemiz gerekmez mi?" Kyungsoo başını olumsuzca salladı. "Şuan üzerine gitmemiz daha kötü bir sonuç verebilir. Chanyeol'u kontrol edelim. Onunla konuşuruz tamam mı?"
Jongin başını olumluca sallarken yeniden adımlamaya başladı Chanyeol'un bulunduğu odaya.
Kapıyı açıp girdiklerinde içerideki Sunmi ile karşılaştılar. Kyungsoo Sunmi'ye sarılıp her şeyin geçeceğini söylerken Jongin korkuyla bakıyordu yatakta yatan adama.
Çok büyük bir bomba elinde patlamıştı. Baekhyun, bir daha yüzüne asla bakmazdı.
Chanyeol'un kirpiklerinin kıpırdadığını fark eden Jongin Kyungsoo'ya Sunmi'yi çıkartmasını işaret etti. Kyungsoo Sunmi'yi kafeteryaya inmeye ikna ederken çıktılar odadan.
Chanyeol kendine gelirken ilk dediği şey Baekhyun'un ismiydi. Jongin gözlerini açmasını bekledi. Chanyeol tamamen kendine geldiğinde yutkundu sertçe.
"Jongin, Baekhyun iyi mi?" Diye sordu Chanyeol uyanır uyanmaz. Jongin başını olumsuzca salladı sadece.
"Sunmi'yi öğrendi." Diye mırıldandı sonrasında. Chanyeol gözlerini sıkıca kapatırken vücudunun ağrısını unutmuştu.
Kalbi daha çok ağrıyordu. Çok korkuyordu. Baekhyun, onun yüzüne bir daha bakar mıydı?
"Gitti mi?" Diye sordu son bir umutla. Jongin başını olumluca salladı. "Karşısına çıkmamanı söyledi. Eğer çıkarsan, Sunmi'ye anlatacakmış."
Chanyeol kalkmak istedi. Doğrulmaya çalıştığında omuzunda hissettiği acı ile zorlukla geri yattı yerine. "Omuzunda ve kolunda kırık var. Ayağa kalkamazsın Chanyeol."
"Gidip konuşmam lazım onunla. Anlatmam gerek." Jongin derin bir nefes verdi. "Ne anlatacaksın daha Chanyeol? Öğrendi işte her şeyi."
"Sunmi ile normal bir ilişkimiz olduğunu sanıyor. Anlatmam gerek." "O hayatına girene kadar öyle değil miydi zaten?" Diye sordu Jongin kendini tutamazken.
"E-evet ama Baekhyun'u gördüğüm andan beri dokunmadım ona. Baekhyun'a ihanet etmedim Jongin."
"İyileştiğinde gidersin tamam mı? Şuan gitsen de seni eve almaz zaten. Yüzüne bile bakmaz."
Chanyeol sıkıca kapadı gözlerini. Kabusa uyanmış gibi hissediyordu. O kabusu kendi elleriyle yaratmış, aylarca ertelemişti her şeyi.
Şimdi ise cezasını çekiyordu. Cezayı tek bir kişi değil, ikisi de çekiyordu.
Hiç bir şeyden haberi olmayan Baekhyun öğrendiği gerçekler ile luhan'a yaslanmış bir şekilde gidiyordu evine.
Tüm gücü tükenmişti. Kalbini o hastanede bırakmıştı sanki.
Chanyeol kalbini avucunun içine almış, paramparça etmişti. Baekhyun bunu unutmayacaktı.
İlk aşkının ona yaşattığı bu hayal kırıklığını, hiç bir zaman unutmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frezya/Chanbaek
FanfictionChanyeol yıllardır insanları kafasında kokular ile tanımlardı. Mesela eşi, gösterişli bir parfüm kokardı. Yasemin ve biraz da portakal çiçeği. O gün her zaman toplantılarını yaptığı kafenin kapalı olması kaderin bir cilvesiydi belki de. Yeni açılan...