Yazarın anlatımından
Genç kadın geniş salonda, camın hemen önünde duruyor evlerinin hemen arkasında olan geniş ormanı seyrediyordu.
Sakin olmaya çalışıyor, ağlamamak için kendini tutuyordu.
Aylardır fark ediyordu Chanyeol'un ondan uzaklaştığını. Ama ilk kez, uyku uyanıklık arasındayken onun dudaklarından başka birinin adı dökülmüştü.
Baekhyun. Baekhyun demişti. Yıllarca, beklemişti Sunmi Chanyeol onun adını böyle söylesin diye. Beklese de hiç bir şey değişmemiş, Chanyeol ona bir kez bile aşkla bakmamıştı.
Onun için atmayan kalp, başkası için mi atıyordu? Baekhyun, kimdi?
Bunu öğrenmek için görevlendirmişti Minseok'u iki gün önce. Şimdi ise, bir şeyler bulduğunu söyleyen Minseok'u bekliyordu içinde büyüyen korkuyla.
Aldatıldığına emindi ama istemiyordu. Bunu tam anlamıyla görmek, tüm kalbini paramparça edecekti.
Açılan kapı ile Minseok'un geldiğini anlayan Sunmi arasını döndü ve çalışanının yanına ilerlemesini bekledi. "Bay Park'ı sizin istediğiniz üzere takip ettim efendim. Biraz araştırma yaptığımda ise, Byun Baekhyun ismine ulaştım."
Hızla uzattı hazırladığı dosyayı. "Bu isim, Bay Park'ın kaza yaptığı isim. O gün için şirketi arayıp soruşturduğumda ise Chanyeol beyin tüm gün şirkete uğrmadığını öğrendim."
Hızla bir sayfayı çevirdi ve güvenlik kamera görüntüsü çıkardı ortaya. "Burası Baekhyun'un evini gören bir güvenlik kamerasının görüntüsü. Sabah on bir civarında, o gün o evden el ele çıktıkları açıkça görünüyor."
Sunmi gözlerini sıkıca kaparken hatırladı dışarıda bekleyen o adamı. Chanyeol'un metresiyle karşılaşmış ve üzerine iyi olup olmadığını mı sormuştu yani?
Adamın kendisinin eşi olduğunu söylediğindeki tepkisini hatırladı Sunmi. Şok olmuş gibiydi. Evli olduklarını, bilmiyor olabilir miydi?
"Bu iki gün içinde, o eve gitti mi?" Başını olumsuzca salladı Minseok. "Hayır, iki gün boyunca görüşmediler efendim."
"Dosyayı masaya bırak. Çıkabilirsin. Takibe devam etme."
Çıkan minseok'un ardından kendini koltuğa bırakan Sunmi göz yaşlarının akmasına izin verdi. Bakışları dosyanın en üstünde duran Baekhyun'un fotoğrafına düştü.
Onun yerine o adam mı tercih edilmişti yani?
Uzandı ve aldı dosyayı. Üniversite öğrencisiydi henüz. Gençti onlara göre. Mimarlık okuyordu. Yüzünü inceledi, erkek olmasına rağmen güzel bir yüzü vardı.
Chanyeol'u bu yüzü ile mi etkilemişti? Ne zamandır ilişkileri vardı?
Titreyen bedeni ile çıktı evden. Dosyayı çantasına atmış, bir kaç saniyede ezberlediği o adresi girmişti navigasyona.
Gidecek, yüzleşecekti. Eğer hala devam eden bir şey varsa, pişman edecekti o genç adamı.
Chanyeol'un hayatından def edecekti onu.
Chanyeol yeniden sadece onun olacaktı.____________
Baekhyun'un anlatımından
Üzerimi değiştirirken saati kontrol ediyordum. Çizim atölyesindeki derse henüz bir saat vardı. Rahatlıkla yetişebilirdim.
Tişörtümü giydikten sonra uzayan saçlarımı düzelttim. Chanyeol'u dört gündür görmemiştim.
Her şeyi düzelteceğini söyledikten sonra bir kaç kez aramıştı beni. Sadece bir kez telefonuna çıkmıştım.
Aynadaki görüntümde gezdirdim bakışlarımı. Kilo vermiştim. Saçlarım uzamış, hafif dalgalıydı. En bakımsız hallerimden birindeydim.
Salona geçerken duydum çalan zili. Duraksadım, ama yine de ilerledim ve açtım kapıyı.
Karşımda, herkesi görmeyi beklerdim. Chanyeol'u bile. Ama onun eşini, görmeyi beklemiyordum.
Yutkunmama engel olamadım. Yakıcı bir öfke ile gözlerimin içine bakıyordu karşımdaki kadın. Üzerinde, pahalı olduğu belli olan güzel bir elbise vardı.
Saçları yapılıydı. Gözleri kızarmış, makyajı biraz bozulmuştu. Ona rağmen, güzel görünüyordu.
"Byun Baekhyun." Diye mırıldandı. "Benim kim olduğumu biliyorsun değil mi?" Öğrendiğini, her şeyi bildiğini fark ettim o an.
Yüzleşmek için mi gelmişti? Nasıl, nasıl bakacaktım yüzüne? Bilmesem de aylarca aldatılmasına neden olmuştum.
"Biliyorum." Diye konuştum zorlukla. Bakışları bedenimin dışında görebildiği evimde dolandı. "Beni içeri almayacak mısın?"
Titrek bir nefes çektim içime. "Bakın, ben bilmiyordum." Elini kaldırarak susturdu beni. "İçeride konuşalım. Lütfen."
Bastıra bastıra söylediğinde bir adım geriye çekildim ve geçmesine izin verdim. Bakışları etrafı tararken adımladı evimizin en büyük odası olan salona.
Koltuğa oturduğunda geçtim ve karşısına oturdum. "Ne zamandır?" Diye sordu geçen saniyelerin ardından. "Ne zamandır aldatıyorsunuz beni?"
Bakışlarımı kaçırdım ve yutkundum yeniden zorlukla. Bana bunu yaşatan Chanyeol'u hiç bir zaman affetmeyecektim.
"Beş, beş ay." Diye cevapladım onu zorlukla. Kısık bir gülüş çıktı dudaklarından. "Hiç mi utanmadın?" Bakışlarımı kadının bakışları ile birleştirirken "benim sizden haberim yoktu." Diye devam ettim.
"Evli olduğunu bilmiyordum. Öğrenir öğrenemez ayrıldım zaten ondan." "Zahmet olmuş." Diye mırıldandı ağzının içinde.
"Beş ay, beş ay boyunca biliyordum. Bir şeyler vardı. Uzaklaşmıştı benden. Düzelir dedim ama düzelmedi. Bunu, bana nasıl yapar? Nasıl aldatır beni?"
"Kim, kim biliyordu? Biri biliyor muydu?" Dudağımı ısırırken mırıldandım. "Sadece iki kişi biliyordu."
Bir kaç saniyenin ardından alayla güldü. "Jongin ve Kyungsoo değil mi? Onların yardımı olmadan seni benden gizlemesi imkansızdı zaten."
Bakışlarım saate kaydığında yutkundum. "Bakın, bunları eşinizle konuşun tamam mı? Ben, gerçekten sizi bilmiyordum. Evet, onu seviyorum ama siz evli olduğunuz sürece ona yaklaşmayacağıma dair kendime bir söz verdim."
"Burada hesap sormanız gereken kişi ben değilim."
Karşımdaki kadın bir kaç saniye duraksadı. "Ondan boşanmayacağım. Evet, çok kırdı beni bu yaptığı ama yıllardır bu evlilik için emek veriyoruz. Her şeyi bir kaç aylık bir şey yüzünden mahvedemem."
Şaşkınlıkla baktım karşımdaki kadına. Aldatılmıştı o. Nasıl böyle kolay kabullenebilirdi?
"Bu kadar kolay sindirmeniz beni bile şaşırttı." Diye mırıldandım kendimi tutmazken. Bakışları öfke ile dolarken ayağa kalktı.
"Ondan boşanacağım diye düşünüp heyecanlanma diye söylüyorum. Kocamı sana vermem." Sinirle güldüm bende ayağa kalkarken.
"Lütfen, gidin evimden." Hızlı adımlarla ilerledi kapıya. Ardından sertçe çarparken kendimi yeniden koltuğa bırakmıştım.
Boşanmayacaktı. Kesinlikle kararını verdiğini gözlerinde görmüştüm. Chanyeol'u unutmalıydım, o hiç bir zaman bana ait olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frezya/Chanbaek
FanfictionChanyeol yıllardır insanları kafasında kokular ile tanımlardı. Mesela eşi, gösterişli bir parfüm kokardı. Yasemin ve biraz da portakal çiçeği. O gün her zaman toplantılarını yaptığı kafenin kapalı olması kaderin bir cilvesiydi belki de. Yeni açılan...