Gülümseyerek sıkı sıkı kenetlenmiş ellerimize baktım ve "Nereye gittiğimizi söylemeyecek misin?"dedim merakla.
Doğu iki kaşını birden havaya kaldırıp cıkladı ve "Süpriz."dedi gülümseyerek.
Mutlulukla iç çekip bana göre iri olan elini daha sıkı tuttum.Bu eli hiç bırakmak istemiyordum,bu el beni hiç bırakmasın istiyordum.
Sabah birbirimize olan itirafımızdan sonra güzelce kahvaltı yapmış,film izlemiştik.Öğlen yemeği için birlikte makarna pişirmiştik ve sonrada Doğu bana beni bir yere götüreceğini söylemişti.Nereye gideceğimizi ne kadar sorsam da cevap vermiyor ve süpriz olduğunu söylüyordu. Burada olan son günümüz olduğu için doya doya güzel vakit geçirmek istiyorduk.
Sonunda ormanlık alana geldiğimiz de durduk.Doğu bana taraf dönüp "Hazır mısın?"dedi.
"Neye?"dedim gülerek.
"Hayatının en güzel manzarasını görmeye."dedi ve benim cevabımı beklemeden beni arkasından sürükleyerek yürümeye başladı.
Bir gölün önüne geldiğimiz de gördüğüm manzara gerçekten hayatım boyunca unutmayacağım manzaralardan biriydi.
Akşam olduğu ve güneş battığı için,güneşin sarı ışıkları göle yansımış ve dup duru olan göl parlıyordu.Etrafta yüksek ve yeşillikler içinde olan ağaçlar vardı ve hafif bir rüzgar esiyordu.Bunların hepsi çok güzeldi ancak bu manzarayı bu kadar unutulmaz kılan,kalbimi böylesine attıran manzara Doğu'nun gülümsemesiydi.
Önümde durmuş güneşin sarımsı ışığı yüzüne vururken,kumral saçları rüzgar yüzünden hafifçe uçuşuyordu,gülümsediği için hafifçe kısılmış mavi gözleri ve dudağının kenarında ki o küçük gamze nefes kesiciydi.Nefes kesici ve unutulmaz bir görüntüydü.
Dayanamayarak büyük bir adımla karşımda ki manzaraya yaklaşıp ellerimle yanaklarını kavradım ve yüzünü kendime taraf çekip dudaklarımı dudaklarına bastırarak tam da gülüşünü öptüm.Şimdi manzara daha unutulmaz olmuştu.
Önce afallasada çok geçmeden kolunu belime sardı ve öpüşüme karşılık verdi.Kalbim göğüs kafesimi yarıp dışarı çıkmak istercesine atarken ellerimi pürüsüz yanaklarından ensesine indirdim ve ayak uçlarımda yükselerek öpücüğü derinleştirdim.
Belimde ki eli daha sıkılaştı ve alt dudağımı sertçe ağzına çekip sanki lezetli bir şeyi emiyormuş gibi uzun bir süre emdikten sonra geri çekilip aynı işlemi üst dudağıma da uyguladı.Sertleşen ve hızlanan öpüşüne yetişmeye çalışırken ellerimi yumuşak saçlarına daldırıp saçlarını çekiştirerek kafasını kendimden uzaklaştırdım ve "Doğu..."diye inledim nefes nefese dudaklarına doğru.
Hipnoz olmuş gibi dudaklarıma bakarken "Efendim bebeğim?"dedi ve dayanamıyormuş gibi eğilip yanağımı öptü sıkı bir şekilde.
Artık boğazımda atmaya başlayan kalbim ve hissettiğim yoğun sevgi yüzünden ağlamaklı sesimle konuşup "Ben galiba sana çok fena aşık oluyorum."dedim ve kafamı güzel kokulu boynuna sokup ona sıkı sıkı sarıldım.Bu kadar kısa bir sürede nasıl ona karşı bu kadar yoğun hissler hissedebiliyordum ki?
Doğu bu lafımla kıkırdayıp kafamın üzerine bir kaç öpücük kondurdu ve bir kolunu kalça altımdan geçirip beni tek hamlede kucağına aldıktan sonra,"Galibası yok sen bana yüzde yüz aşık oldun."dedi kendini beğenmiş bir şekilde.
Bu lafına gözlerimi devirerek gülüp omzuna küçük bir yumuruk attım ve "Küstah."diye yalandan homurdandım.
Beni hiç takmadan kahkaha atıp kafımın üzerine bir kaç öpücük daha kondurdu ve yere bağdaş kuracak şekilde oturup benide bebek gibi yan bir şekilde kucağına oturttu.Ardından yüzüme eğilip alnımı,yanaklarımı,burnumun ucunu,çenemi,dudaklarımın kenarını sırayla koklayarak öptü.
Titreyen ellerimle omzuna tutunup iç çektim.Sevgisini öyle güzel yansıtıyordu ki,hayatım boyunca böyle yoğun bir şekilde sevildiğimi hatırlamıyordum.Evet ilişkilerim olmuştu ama hiç birinde bu kadar yoğun hissetmemiştim.Kimsenin gözlerinde boğulmak istememiş, kimseye bakarken ağlayacakmış gibi olmamıştım.
Doğu son kez yanağıma sıkı sıkı bir öpücük kondurup"Beğendin mi burayı?"dedi kafasını eğip yüzüme bakarak.
Kafamı olumlu anlamda sallayıp"Çok beğendim çok güzel."dedim mayışmış bir şekilde ve göğüsüne biraz daha sokuldum,kucağında küçücük kalmıştım.
Çenesini kafamın üzerine koyup eliyle belimi hafif hafif okşarken,"Buraya küçükken sık sık gelirdim,ağaçlara,göle,hatta kurbağalara bile isim takar onlarla konuşurdum."dedi,sanki o günlere gitmiş gibi dalgın bir şekilde.
"Neden?Manyak mıydın?"dedim mayışık bir sesle.
Bu lafıma sesli bir şekilde gülüp beni kendine bastırdı ve "Bir sus da iki romantik cümle kuralım amına koyayım."dedi yalancı bir sinirle.
Kıkırdayıp,"Tamam,tamam.Anlat hadi."dedim.
Sevimli bir şekilde homurdanıp tekrar konuşmaya başladı,"Ben küçükken çok yanlız ve içine kapanık bir çocuktum,annem ve babam hem çok yoğun olurlardı hem de birbirleriyle hiç anlaşamazlardı belki de o yüzden asosyel bir çocuk olmuş ve arkadaş edinememiştim.Yazları bu yalıya geldiğimizde sabahtan akşama kadar burada oturur,isim taktığım ve kendimce arkadaşlarım olan ağaçlar ve gölle konuşurdum.Burası benim etrafımın o kadar kalabalık olmasına rağmen ne kadar yanlız olduğumun temsiliydi,belki de o yüzden büyüdüğümde ve arkadaş edindiğimde bile kimseye buradan bahsetmedim ta ki sana kadar..."dedi ve tekrar eğlip çenemi tutarak kafamı kaldırdı ve gözlerinde ki yoğun duyguyla gözlerime baktı.
"Artık hayatımda sen varsın Uzay ve hiç bir zaman dolduramadığım sevgisiz küçük ve boş yanımı doldurdun.O yüzden ilk defa birini buraya getirdim çünkü yanlızlığı yüznden ağaçlarla konuşan çocuğa seni göstermek ve artık yanlız olmadığını söylemek istedim."dedi fısıldayarak.
Hissettiğim yoğun sevgi ve mutlulkla dudaklarına uzun ve şevkatli bir öpücük kondurup "O çocuk artık yanlız değil Doğu,ben olduğum ve nefes aldığım sürece de yanlız kalmayacak."dedim aynı onun gibi fısıldayarak.
Gülümseyip,"Biliyorum."dedi ve alnımı öptükten sonra kafasını artık karanlığa boyanan göle çevirip oraya baktı,belki de iç hesaplaşması yapıyor,içinde ki küçük çocuğa artık yanlız olmadığını söylüyordu.
Derin bir nefes alıp kafamı omzuna yasladım ve iri elini tutup dudaklarıma götürdüm,damarlı ele uzun bir öpücük kondurduktan sonra kucağıma indirip sıkı sıkı tuttum.
Bu eli hiç bırkmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı | Gay
Fiction générale+18 |Tamamlandı|√ • • Doğu kıp kırmızı olmuş bir şekilde,sakinleşmek için derin derin nefes alıp eliyle yüzünü sıvazladı ardından put gibi elimde ki tepsiyle dikilmiş beni gösterip "Erkek lan bu!Hem de askerlik arkadaşım olan bir erkek!"diye bağırd...