Bir hafta...
tam bir haftadır Doğu'dan haber alamıyordum çünkü beni aramıyordu bile.Bana haber vereceğini ve beklememi söylemişti ancak haber vermeyi bırak mesajlarıma bile cevap vermemişti.
Nasıldı ve ne yapıyordı,annesiyle konuşup ikna edebilmiş miydi?İlişkimizden bahsetmiş miydi?Bunları deli gibi merak ediyordum ama bir cevabım ve ya cevap verecek birisi yoktu.Bir haftadır odamdan çıkmıyor,yemek yemiyor,işe bile gitmiyordum ve muhtemelen çoktan kovulmuştum bile.
Annem ve Umay her ne kadar beni neşelendirmeye çalışsalarda depresif havamdan çıkamıyordum.Omzumda battaniye ve elimde ki nutella'yla gayet mutluydum.Nedense Doğu'nun beni tamamen terk ettiğini hissediyordum.Sonuçta öz annesine yalan söyleyecek kadar değer verdiği şirketini bırakamamış olabilridi.Ve ya beni tercih etmeyip annesini tercih etmiş olabilirdi ve bu düşüncelerimi beni aramaması,mesajlarıma dönmemesiyle doğruluyordu.Ona kızmıyordum çünkü yalan söyleyerek bir hata yapmıştık.Ona kırılmıştım çünkü şu kısacık sürede beni çok güzel sevmiş,çok güzel sevdirmişti.Ben Tuna'yalayken ve ya bir başkasıylayken bile kendimi onun yanında ki gibi huzurlu hissetmemiştim.
Ben onu sevmiyordum çünkü,ona aşık olmuştum.Ne ara olmuştu bilmiyorum.Kalbime bir anda mı girmişti yoksa yavaşça kanıma mı işlemişti tahmin edemiyordum.Tek bildiğim onu çok sevdiğim ve üzülmesini ve ya mutsuz olmasını istemediğimidi.Belki de o yüzden onu aramayı ve mesaj atmayı son iki gündür bırakmıştım çünkü onu sevdiği çocuk ve annesi arasında seçim yapmak zorunda bırakmak istemiyordum.
Öyle boktan bir ruh halindeydim ki beni seçip yanımda da olsa,annesini seçip beni terk de etse üzülecek ve kendimi bok gibi hissedecektim.Keşke en başında onu yalanıma ortak etmek için uğraşmasaydım,böylece hayıtıma girmez beni de sevmezdi.
"Uzay oğlum,aç şu kapıyı!"
Annemin bağırışı ardından kilitlediğim kapı kolunu zorlamasıyla oflayıp kucağımda ki çikolatayı yatağa bırakıp ayaklandım ve kapıyı açtım.Kapıyı açar açmaz annem elinde ki yemek tepsisiyle içeri geçip bir baştan aşağı bana bir de odaya baktı ve "Şu haline bak bok gibi olmuşsun Uzay.Git yıkan çocuğum bu ne?"dedi söylenerek ve tepsiyi yatağın kenarında ki masaya bıraktı.
Göz devirip tekrar yatağıma oturdum,"Anne yemek yemiyeceğim dedim ya sana.Ayrıca cişimi yapmaya bile halim yok ne yıkanması?"dedim huysuzca.
Annem elini beline koyup kısık gözlerle bir süre bana baktı ve "Oğlum bak seni anlıyorum,Doğu haber vermediği için endişelisin ama böyle de olmaz ki.Yemeden içmeden,cişini yapmadan.Ölecek misin?Hayır ölmek istiyorsan direkt bana söyle hallederim öyle daha kolay olur."dedi homurdanarak.
Oflayıp "Anne git ve beni yanlız bırak allah aşkına.Biraz yanlız kalayım ya ne olur!"diye çemkirip ona kıçımı döndüm ve gözlerimi kapattım.
Bir kaç saniye sonra sertçe bacağımdan çekilip yere yapışmamla acıyla inleyip kolumu tuttum ve "Anne ne yapıyorsun ya!"dedim yüksek sesle.
Annem bacağıma gelişi güzel bir tekme savurup "Kalk git yıkan kendine gel vallahi gebertirim seni!Senin yüzünden Umay iki gündür koltukta uyuyor lan.Kendine gel artık,Doğu senden ayrılmadı sadece sorunlarını çözmeye çalışıyor.O senin için bir şeyler yapmaya çalışırken sen burada ölü taklidi yapıyorsun kalk hadi!"dedi ve bu sefer kulağımdan tutup çekiştirerek ayağa kaldırdı beni.
Elimi bileğine sarıp kılağımdan uzaklaşıtramaya çalıştım."Ah bırak anne kopacak kulağım lan!"dedim ve zor bela elinden kaçıp "Ayrıca nereden biliyorsun benim için bir şeyler yaptığını?Mesajlarıma bile dönmüyor belli ki vazgeçmiş işte!"dedim çemkirerek.
Annem bir nefes verip,"O çocuğu tanıyorum ben onda böyle bir kahpelik yapacak bir cins yok.Sana nasıl baktığını görmedin mi?Deli gibi seviyor seni."dedi.
"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ki?Belki de o kadar çok sevmiyor beni ve annesini tercih edecek."dedim mırıldanarak.
Annem,şevkatle yüzümü kavrayıp "Mal oğlum,salak evladım,daha sen o Tuna zırtapozuyla birlikteyken ve Doğu'yla sadece anlaşma için sevgilicilik oynarken bile o çocuk sana aptal aşık gibi bakıyordu.Belli ki en başında da sana ilgisi olduğu için yalanımıza ortak oldu yoksa hangi mal annesine bir erkeği kız gibi kakalar ki?"dedi.
Kaşlarımı çattım,"Bunu şirket için yaptığını biliyorsun."dedim,Doğu bana hiç söylememişti ama şirketi onu aldatan Aslı ve kuzeninden intikam almak için istediğini tahmin etmiştim çünkü en başında annesinin şirketi eğer Doğu evlenmezse kuzenine bırakacağından bahsetmiş ben sarhoşken de Aslı'yla kuzeninin onu aldattığını söylemişti.Parçaları birleştirmek zor olmamıştı benim için.
Annem bir nefes verip geri çekildi ve "Oğlum şirket için olsa her hangi biri ve 'kız' olan biriylede anlaşmaya girebilirdi ama o seninle yalan söylemeye tercih edip üstüne ısrar bile etti.Ayrıca seni sevmese ve ya vazgeçse bunu sana söyleyecek kadar delikanlı."dedi.
Dudağımı ısırarak dolu dolu gözlerimle kafamı yere eğdim.Haklıydı,Doğu öyle biri değildi.Vazgeçse bunu söylerdi ve kaçmazdı.Hem beni bırakmasın istiyordum hem de benim yüzmden annesiyle kötü olmasın istiyordum.Sikeyim ya bok gibi hissediyordum!
Annem kolumu tutup beni banyoya yönlendirdi ve "Hadi çocuğum şimdi git bir güzel yıkan kendine gel.Sonrada yemeğini ye bakalım.Bende buraları toparlayayım,her yerı bok etmişsin."dedi söylenerek.
Bu sefer itiraz etmeden banyoya yönelip kısa bir duş aldıktan sonra dışarı çıktım.Annem odamı toprlamıştı.İç çekip kendime bol bir tişört ve kısa bir şort çıkartıp üzerime geçirdim.Ardından tepside ki yemeği aldım yemek için ama hiç iştaham yoktu.
O sırada zil çalınca annem,"Uzay çıktıysan kapıya sen bak çamaşır seriyorum."diye bağırınca "Tamam!"diye yanıt verip oflayarak tepsiyi yatağa bıraktım ve ayaklarımı sürüye sürüye kapıya yürüyüp açtım.
Karşımda gördüğüm kişiyse asla beklediğim kişi değildi.
"Tuna?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı | Gay
General Fiction+18 |Tamamlandı|√ • • Doğu kıp kırmızı olmuş bir şekilde,sakinleşmek için derin derin nefes alıp eliyle yüzünü sıvazladı ardından put gibi elimde ki tepsiyle dikilmiş beni gösterip "Erkek lan bu!Hem de askerlik arkadaşım olan bir erkek!"diye bağırd...