"Tuna?Senin burada ne işin var?"dedim şokla.Onu en son Doğu'nun doğum gününde Aslı'yla beraber görmüştüm.Aslı'yla plan yapıp bana oyun oynamasına açıkçası bir anlam verememiştim,benden intikam almak istediğini düşünmüştüm ancak gözlerime bakarak başkasını öpüp beni terk ettiğinde intikam almamış mıydı zaten?
Tuna gözlerini bir süre yüzümde gezdirdi ardından elini kaldırıp baş parmağıyla göz altımı okşadı ve "Göz altların morarmış uyuyamıyor musun?"dedi şevkatli bir sesle.
Kaşlarımı çatarak kafamı geri çektim,"Buraya göz altlarımın morarıp morarmadığına bakmaya gelmedin değil mi?"
Derin bir nefes alıp kafasını salladı ve "Eğer müsaitsen seninle konuşmak istiyorum."dedi gözlerini gözlerime dikerek.
"Ne hakkında?"dedim kaşlarımı kaldırarak.Onunla konuşacak bir şeyim olduğunu sanmıyordum.Aramızda ki ilişki çoktan bitmişti ve son yaptığı şey de hiç hoş değildi.Tuna'ya karşı ne öfke nede kırgınlık hissediyordum.Onu bir zamnlar çok sevmiştim evet ama hiç aşık olmamıştım.Uzun bir süre birlikte olmuş ve bir birimize çok şey katmıştık ancak artık benim için her hangi biri gibiydi,çünkü hayatımı,kalbimi ve zihnimi işgal eden başka bir adam vardı ve ben o adama aşıktım.
Tuna dudaklarını yaladı ve "Bizim hakkımızda."dedi bir çırpıda.
Sert bir soluk verdim ve "Bizim konuşulacak bir şeyimiz kaldığını sanmıyorum Tuna.İki ay önce ilişkimizi bir çırpıda bitirdin ve artık biz diye bir şey kalmadı."dedim.
Kafasını hızla iki yana sallayıp elimi tuttu ve "Biliyorum bana çok kızgınsın,seni dinlemeyip güvenmediğim için öfkelisin ama ben o herifile seni öyle görünce kafayı yiyecek gibi oldum Uzay.Ne kadar kıskanç olduğumu biliyorsun,o an çok öfkelendim ve saçma sapan şeyler yaptım.Ben-ben seni çok seviyorum."dedi hızlı hızlı konuşarak ve bana bir adım daha yaklaşıp dibime girdi.
Elimi elinden kurtarıp bir adım geri gittim ve ondan uzaklaşıp "Tuna inan sana ne öfke nede kırgınlık besliyorum hatta seni anlıyorum bende olsam aynı tepkiyi verirdim belki de ama artık biz diye bir şey olamaz."dedim netçe.
Gözleri dolu dolu olurken,"Neden?"dedi üzgün bir şekilde.Her ne kadar artık onu o anlamda sevmesem de yıllarımı geçirdiğim biri ve ya eski bir dost olarak onu üzgün görmek istemiyordum ama sırf acıdığım için ona umut da veremezdim.
"Çünkü hayatımda başka biri var."dedim tereddütsüz bir şekilde.Böylesi ikimiz için de en iyisiydi.
Anında üzgün ifadesi gidip sert ve öfkeli bir şekilde yüzüme baktı ve "Vay be! Ne çabuk beni unutup başkasını almışsın hayatına."dedi sinirle.
"Bunu sözde sevdiği çocuğun gözlerine bakarak başka birini öpen ve birlikte olan biri mi söylüyor?"dedim sakince.Tuna'nın beni sevdiğini sanmıyordum,seven insan ne olursa olsun başkasına dokunamazdı.
"Bunu neden yaptığımı biliyorsun!Canımı çok yakmıştın ve bende senin canın yansın istedim!"dedi,yumuruklarını sıkıyordu.
Sert bir nefes verdim ve "Tuna,ne kendini nede beni kandırmaya çalışma, sen beni sevmiyorsun.Seven insan ne olursa olsun başkasına dokunamaz.Beni sevsen bile artık buna karşılık veremem,üzgünüm.Dediğim gibi hayatımda biri var ve onu seviyorum."dedim yumuşak bir sesle ardından devam ettim,"Seninle düşman olmak istemiyorum,dost da olamayız ama eski bir tandık olarak aklımda kalmanı ve seni güzel hatırlayıp,beni güzel hatırlamanı isterim."
Sözüm bittiğinde Tuna üzgün bir şekilde yüzüme bakıp bir şey demek için ağzını açtı ancak annemin "İki saatir kapı önünde ne yapıyorsun Uzay?"diye homurdanarak yanımıza gelmesiyle susmak zorunda kaldı.
Annem Tuna'yı görünce önce afallayıp ardından kaşlarını derince çattı ve "Senin burada ne işin var be?"dedi sinirle.
Tuna anneme tersçe bakıp "Uzay'la konuşmaya geldim sevgi hanım,bir mahsuru mu var?"dedi ters ters.
Annem de aynı şekilde Tuna'ya bakıp,"Evet canım mahsuru var Uzay'ın başı bağlı artık hadi naş."dedi.
"Anne!"dedim uyarı dolu bir sesle.Çocuk gibi niye dalaşıyorlardı amk?
Annem bana tip tip bakıp "Ne?"dedi.
Oflayıp,"İçeri geç sen.Ben geliyorum."dedim ve onu hafifçe belinden ittirerek eve geri sokmaya çalıştım ama çocuk gibi inat ettiği için kapıya tutunup "Ben niye gidiyorum ayol şu at hırsızı gitsin!"diye çemkirdi.
Gözlerimi belertip "Anne koskoca kadınsın yaşından başından utan lan!"dedim sinirle.
Tuna annem'e bakarak kafasını iki yana sallayıp "Çocuk gibi."dedi homurdanarak.Kendisi çok farklıydı sanki.
En sonunda annem içeri gitmeyince sinirli bir nefes alıp Tuna'ya taraf döndüm ve "Konuşulacak bir şey kalmadı sanırım."dedim bıkkınca bir nefes vererek.Zaten depresyondayım ve kendimi bok gibi hissediyordum bunlarda rahat vermiyordu.
Tuna yutkunarak yüzüme bakıp "Kalmadı."dedi,sesi hafiften titremişti.Bir kaç dakika üzgünce yüzüme bakıp "Hoşçakal umarım hayatın çok güzel olur,ha birde o Aslı denen kıza dikkat et."dedi.
Annem homurdanıp,"İş birliği yaptığın kişiye sadık kal bari."dedi kafasını vah vah dercesine sallayarak.
"Anne!"dedim dişlerimi sıkarak.
Tuna anneme göz devirmekle yetinip bir şey demedi.Boğazımı temizledim ve Tuna'ya arkadaşca Gülümseyip "Umarım sende gerçekten sevdiğin birini bulursun ve mutlu olursun."dedim.
Tuna kafasını sallayıp arkasını dönerek gitmeye yeltendi ancak tam o sırada Doğu kapıda belirdi,bakışlarım bir hafta sonra göre bildiğim adama giderken kalbim özlemle sıkışıp heyecanla atmaya başladı.Doğu'yu günlerdir bekliyordum ve sonunda gelmişti ancak geldiği gibi Tuna'yla karşılaştığı için üzerine atlayıp "Lan!Senin ne işin var burada piç!"diye bağırıp yakasına yapışmıştı.
Harikaydı gerçekten!Kaos ne zaman beni ve hayatımı rahat bırakacaktı acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı | Gay
Художественная проза+18 |Tamamlandı|√ • • Doğu kıp kırmızı olmuş bir şekilde,sakinleşmek için derin derin nefes alıp eliyle yüzünü sıvazladı ardından put gibi elimde ki tepsiyle dikilmiş beni gösterip "Erkek lan bu!Hem de askerlik arkadaşım olan bir erkek!"diye bağırd...