Doğu'nun ikinci yumuruğu Tuna'nın yüzüne geçirmesi ve Tuna'nın duvar kenarına doğru sendelemesi,üstüne annemin ağzını kapatarak çığlık atmasıyla kendime gelip hızla Doğu'ya taraf koştum ve gövdesinden tutarak onu geriye doğru itip "Bir dur dağ ayısı!"dedim yüksek sesle.
Hala öfkeyle arkamda kanayan burnunu tutan Tuna'ya bakıyor ve burun delikleri genişleyip daralıyordu.Şu an kızgın bir boğaya benzemesi bile niye bana seksi geliyordu anlamış değildim.
Doğu sinirle Tuna'ya bakıp, "Ne işin var lan senin burada,he?"dedi.
Tuna doğrulup aynı öfkeyle Doğu'ya baktı ve "Uzay'la konuşmaya geldim yarram,sana mı soracaktım?"dedi.
Doğu "Ulan gebertirim seni!"diye hırlayıp bir kez daha Tuna'nın üzerine atlamaya çalıştı ama onu belinden tutup durdurdum ve ardından hızla geriye doğru ittirip,"Doğu bir dur amına koyayım!"diye bağırdım.
Doğu'nun bakışları bana döndü,gözleri ve yüz ifadesi anında yumuşarken,"Sen karışma kızılım,bu piç kurusunun ağzını yüzünü kırıp bir daha sana bir metreden daha fazla yaklaşamayacağından emin olup geliyorum."dedi yumuşak bir sesle ve alnımı öpüp Tuna'ya taraf resmen uçarak gitti.
Gözlerimi kırpıştırarak ağzım açık bir şekilde Doğu'nun bıraktığı boşluğa baktım.Ne oluyordu anasını satayım?Hayır kıskançlık yapıyor diyeceğim de,böyle kıskançlık mı olur?Alt tarafı eski sevgilimle gülümseyerek kapı önünde konuşuyordum-tamam kıskanmakta haklıymış.Yinede bir hafta sonra gelip kavga çıkarmasına anlam veremiyordum.
Bu sefer annem Tuna ve Doğu'yu ayırıp bağırarak,"Eşek sıpaları gidin başka yerde dalaşın lan!Ele güne rezil oldum!"diye bağırdı abartılı bir şekilde.
Tuna ve Doğu bir birlerine öldürecekmiş gibi bakarken annemi dinleyerek ayrıldılar.Doğu kanayan dudağını baş parmağıyla silip "Hala ne duruyorsun burada piç.Gitsene?"dedi sinirle.
Tuna ona ters ters bakıp,"Gidiyordum zaten amına koyayım.Bana mal gibi saldıran sensin!"dedi aynı sinirle.
"YETER!"diye bağırdım dayanamayarak.İkisi de bana taraf dönünce sert sert yüzlerine bakıp önce Tunaya taraf dönüp,"Tuna seninle konuşulacak her şeyi konuştuk zaten,gördüğün gibi hayatım da bir dağ ayısı var ve ben o dağ ayısını malesef ki seviyorum.Sana bir anda saldırdığı için üzgünüm ama artık gitsen iyi olacak."dedim ne kadar sinirli olsam da sesimi kibar tutmaya çalışıyordum.
Tuna bana üzgün ve Doğu'ya öfkeli bakışlar attıktan sonra kafasını sallayıp iç çekerek çıkışa doğru yürümeye başladı,gitmeden önce Doğu'ya omuz atmayı da ihmal etmedi.
Doğu dişlerini sıkarak Tuna'nın arkasından bakarken,"Ve sen!"dedim yüksek sesle ve dikkatini üzerime çektim.Bir adım ona doğru attım,"Bir hafta!Tam bir haftadır aramıyorsun,mesajlarıma cevap vermiyorsun,sana haber vereceğim diyip siklemiyorsun!"dedim sinirle ve bir adım daha attım ona doğru."Bir hafta sonra da gelip kavga çıkartıyorsun,amacın ne lan senin?!"dedim sinirle.
Son bir adımla karşısına dikilip kafamı kaldırarak mavi gözlerine baktım.Ona öfkeliydim,bir haftadır türlü türlü düşünceler yüzünden delirecek kadar endişelenmiştim.Bir mesaj atmak o kadar da zor olmamalıydı değil mi?
Doğu derin bir nefes alıp yanağımı iri eliyle kavradı ve bir kaç dakika gözlerini yüzümde gezdirdi,"Özür dilerim sevgilim.Sana haber veremedim.Evde durumlar karıştı ve ben ne yapacağımı şaşırdım,senin yanına bir çözüm bulduktan sonra gelmek istedim.Geldiğimde o piçle seni öyle görünce nevrim döndü işte.Özür dilerim."dedi mahçup bir şekilde.
Bir nefes verip,"Mesajlarıma niye cevap vermedin?En azından iyi olup olmadığını yazsaydın.Ne kadar endişelendim haberin var mı?"dedim somurtarak.
Alnımı öptü tekrar,"Annem telefonuma el koymuştu."dedi iç çekerek.
"Yok artık,bu yaştan sonra!"dedim şokla.Kadın bildiğin manyaktı he.Tabii bizim de ondan farkımız yoktu ama.
Doğu bir şey demeden kolunu belime sarıp beni göğüsüne çekti ve sıkıca sarılıp burnunu saçlarıma daldırarak derin bir nefes aldı.Bir hafta sonra kavuştuğum sıcaklık yüzünden mayışırken gözlerimi kapatıp bende ona sıkıca sarıldım ve derince kokusu içime çektim.
Kafamı göğüsüne daha çok bastırıp "Anlat,neler olduğunu bilmek istiyorum."dedim mayışıkça.Sarılması çok güzel hissetiryordu itin.
Çenemi nazikçe tutup kafamı kaldırdı ve göz göze gelmemizi sağlayıp,"Anlatacağım kızılım,ama önce bırak biraz hasret gidereyim.Bir haftadır özleminden öldüm amına koyayım!"dedi,beni özlediği için bana kızıyordu sevimli ayıcığım.
Gülümseyip ayak uçlarımda yükseldim ve dolgun dudaklarına küçük bir öpücük kondurup,"Bende seni özledim."dedim özlem kokan sesimle.Hala aklım almıyordu bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar aşık olabilmiştim ona?Kesin büyü yaptırmıştı piç!
Doğu dişlerini sıkarak beni sertçe kendine çekip aynı sertlikte dudaklarıma yapıştı,kollarımı hızla boynuna sarıp aynı sertlikte karşılık verdim ona.Dudaklarından sızan özlediğim tadı alırken inleyip daha hızlı öptüm onu.Öpücüğümüz şevkati ve şehveti,özlemi ve sevgiyi aynı anda taşıyordu.
Kaç dakika öpüştük bilmiyorum ama sonunda nefessiz kalınca geri çekilip alınlarımızı bir birine yasladık ve gülümseyerek birbirimize baktı.Onu ne kadar öpersem öpeyim yetmiyordu,bir hafta ayrı kalmıştık ama bana yıllar geçmiş gibi geliyordu.
Yanımızdan gelen,"Öhöm!"diye bir boğaz temizleme sesiyle ikimizde irkilip irice açılmış gözlerle o tarafa doğru döndük.Annem kolunu kapı pervazına yaslamış sırıtarak bize bakıyordu.Lan biz annemi unutmuştuk!
Doğu anında ensesine kadar kızarıp benden jet hızıyla uzaklaşınca bu tatlı halini ısırmak istedim.Adam sayemde haribo ayıcığına dönmüştü.
Annemin alaylı bir şekilde,"Ay rahatsız olmayın canım.Siz devam edin ben yokmuşum gibi davranın."demesiyle ona taraf dönüp,"Anne!Yine utandırıyorsun beni!"dedim dişlerimi sıkarak.
"Ne var ayol?Bak ne kadar destekleyici bir annen var gurur duy biraz!Hadi çocuğum siz bir üst seviyeye geçin yatak odasının yerini biliyorsunuz zaten.Gözlerimi kapattım bak."dedi sırıtarak.
Allahım sen bana sabır ver!Niye normal bir annem yoktu lan benim?
Annemin yanına gidip kolunu tutarak kenara çektim ve "Anne hemen şimdi gidiyorsun!Rezil ettin beni ya!"dedim çemkirerek.
Annem göz devirip kolunu elimden kurtardı ve "Damatla yanlız kalmak istiyorum demiyor da!"dedi ardından gülümseyip,"Hadi yine iyisin,işe gidiyorum.Çok yüklenme kendine sonra penguen gibi dolaşıyorsun ortalıkta vallaha içim acıyor."dedi.
Kulaklarıma kadar utançla kızardığım hissedeken."Anne!"diye bağırdım.Her an ağlaya bilirdim.Bu nasıl anneydi lan?İnsan biraz ağır başlı olur amk!
Annem ifademi görünce bir kahkaha savurdu ve "Tamam,tamam.Gidiyorum ben."dedi ardından montunu alıp dış kapıya yönelip bahçeden çıkarak gitti.Derin bir nefes alarak hala utangaç bir şekilde ensesini tutup yere bakan Doğu'ya taraf yürüdüm ve elini sıkıca tutup bana bakmasını sağladım.
"İçeri geçelim mi?"dedim gülümseyerek.
Aynı şekilde gülümseyip elimi sıkıca tuttu ve "Annene ayıp oldu."dedi,hala utanıyordu.Abartı olmasaydı yerimde sallanaraya 'Yia ayıcık!' Diye tepinecektim amk bu ne tatlılıktı.
Dişlerimi göstererk gülüp,"Ayıp falan olmadı merak etme.Hadi içeri geçelim de hasret giderelim."dedim ve uzanıp yanağını öptüm.Çok tatlıydı şerefsiz.
Kolunu kalça altımdan geçirip bir çırpıda beni kucağına aldı ve "Gidelim."dedi kısık bir sesle boynuma sert ve sulu bir öpücük kondurmadan hemen önce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı | Gay
General Fiction+18 |Tamamlandı|√ • • Doğu kıp kırmızı olmuş bir şekilde,sakinleşmek için derin derin nefes alıp eliyle yüzünü sıvazladı ardından put gibi elimde ki tepsiyle dikilmiş beni gösterip "Erkek lan bu!Hem de askerlik arkadaşım olan bir erkek!"diye bağırd...