"Bu da olmadı."dedi annem yorgun ve umutusuz sesiyle.
Bakışlarımı Umay'a taraf çevirince kafasını iki yana sallayıp sıkıntıyla,"Bende işden atıldım ve okul müdürü bursumun her an kesilebileceğine dağir geveledi."dedi.
Bende de durumlar aynıydı,yaz tatili olup okula gitmememize rağmen okuldan arayıp bursumun kesildiğini söylemişler ve çalıştığım bardan da postalanmıştım.
Doğu'nun annesini karşısına alıp bana gelmesinin üzerinden tam üç gün geçiyordu ve bu üç günde Doğu'nun bütün dedikleri olmuş,işimizden okulumuzdan ve evimizden olmuştuk çünkü az önce ev sahibi arayıp evi boşaltmamızı söylemişti.Üstelik annem üç gündür durmaksızın ev ve iş arıyor ama bulamıyordu.
Açıkçası Ebru hanımın öfkesini anlıyordum belli ki aptal yerine koyulmayı hazm edememişti,belki yerinde bende olsam çok öfkelenirdim ama bir aileyi işsiz ve evsiz bırakıp üstüne iki genç insanın geleceğiyle oynamasını anlıyamıyordum.
Dudaklarımı ısırarak alttan alttan başını mahçubca önüne eğmiş Doğu'ya baktım ve sıkıntılı bir nefes verdim.
"Çok özür dilerim."dedi Doğu bir fısıltı kadar sessiz bir ses tonuyla.
Kaşlarımı çatarak ağzımı açacaktım ki annem daha erken davrandı ve "Sen niye özür diliyorsun evladım?Senin bir suçun yok, ben yalan söyledim,anneni kandırdım şimdi de cezasını çekiyorum işte."dedi yatıştırıcı bir sesle.
Umay da kafasını sallayıp elini dostça Doğu'nun omzuna koydu ve "Üzülme enişte elbet bir çaresini,bir yolunu buluruz."dedi sıcak bir gülümsemeyle.
Annem ve Umay'a bu anlayışlı yaklaşımları yüzünden minnetle bakıp sevgiyle gülümsedim.Eğer Ebru hanım yüzünden Doğu'ya yüklenselerdi ne yapardım bilmiyorum.
Doğu düşünceli bir şekilde kafasını sallayıp,tüm salonu kaplayan bir kaç dakikalık sessizliğin ardından konuştu ve "Aslında bize yardım etmesi için babamla konuşabilirim ama ne tepki vereceğini kestiremiyorum."dedi gergin bir şekilde.
Babası yıllardır amerika da olduğu için iletişimde değillerdi ve şu an babasından yardım istemeye çekinyordu,yinede başka şansımız kalmamıştı artık.
Bana göre iri olan elini sıkıca tutup,"Gerilmene gerek yok sevgilim,baban yardım etmezse başka yol düşünürüz kendine yüklenme sakın."dedim güven veren bir sesle.
Kafasını sallayıp bana sevgiyle gülümsedi ve "Bunlara katlanıp beni bırakmadığın için teşekkür ederim.Hepinize teşekkür ederim söz veriyorum her şey düzeltmek için elimden gelenin en iyisini yapacağım."dedi.
Elini daha sıkı tutup,"Seni seviyorum Doğu ve seni bırakmam,bunun için teşekkür etme çünkü seven bırakmaz.Ayrıca bu olayda ben ve annem daha suçluyuz,en başında yalan söylemeseydik bunların hiçbiri olmazdı."dedim.
Doğu sıkıntıyla kafasını sallayıp göz ucuyla dalgınca halıyı izleyen annem ve hararetli bir şekilde mesajlaşan Umay'a bakıp elimi dudaklarını önüne getirdi ve elimin üzerine uzun ve yumuşak bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Şimdi babamı arayıp yardım istemeye gidiyorum.İnşallah yıllar sonra ondan istediğim şeyi kabul eder ve annem gibi davranmaz."dedi endişeli bir şekilde.
Elimi bu sefer gerginleşmiş omzuna çıkartıp kasılan kaslarını hafifçe okşadım ve "Ben inanıyorum her şey çok güzel olacak.Ayrıca senin için çok zor geliyorsa arama bile babanı.Kendini kötü hissedeceğin bir şey yapmanı istemiyorum."dedim mavilerine bakarak.Benim yüzümden annesiyle arası bozulmuştu zaten bir de yıllardır iletişim kurmadığı babasıyla papaz olsun istemiyordum.
Kaşlarını çatarak kafasını sallayıp hafifçe yanağımı okşadı ve "Hayır,bu durumdan bizi kurtarabilecek ve annemin gücüne karşı koyabilecek tek kişi babam o yüzden konuşacağım."dedi kendinden emin bir şekilde.
Derin bir nefes verip,"Konuşurken yanında durmamı ister misin?"dedim yüzüne bakarak.
Kafasını olumsuz anlamda iki yana sallayıp,"Gerek yok bebeğim.Ben şimdi arayıp konuşayım bir an önce."dedi.
Onu onaylayan bir mırıltı çıkartınca ayağa kalkıp telefonunu da eline aldı ve bana ait olan odaya girmeden hemen önce eğilip kafamın üzerine bir öpücük kondurdu.
Doğu odama girip kapıyı kapatırken yerimde gergince kıpırdanıp bakışlarımı endişeyle az önce Doğu'nun girdiği odanın kapısına bakan anneme çevirdim ve "Anne bir yolunu bulacağız bırak endişelenmeyi artık."dedim.Ne kadar bende gergin olsam,annemi böyle endişeli görmeye dayanamıyordum.
Annem kafasını iki yana sallayıp,"Bunların hepsi benim yüzümden oldu.En başında sen bu işe hayır dediğinde ısrar etmemeliydim."dedi hafif ağlamaklı sesiyle.
Umay telefonunu yere bırakıp annemin yanına yanaşırken bende önünde diz çöküp ellerini ellerim arasına aldım ve "Olan oldu artık,hepimiz suçluyuz ama geçti."dedim yatıştırıcı bir sesle.
Annem burnunu çekip kafasını sallarken Umay bana bakarak,"Sence Doğu babasını ikna edebilecek mi?"dedi endişeyle çatılmış kaşlarıyla.
İç çekip,"Bilmiyorum ki."dedim,"Babasıyla nerdeyse on yıldır konuşmuyor ve ne tepki vereceğini kestiremiyorum ama Doğu'ya güveniyorum o bir söz verdiyse tutar."dedim emin bir şekilde.
Umay "Umarım öyledir."diye mırıldanıp şakaklarını ovmaya başladı. Annemin iki elini de birden öpüp aşağıdan yaşlı gözlerine baktım ve "Sende üzülme artık anne.Doğu'nun babası yardımcı olmazsa başka yol buluruz."dedim ve yanağını öpüp ayaklandım.
Tam o sırada odamın kapısı açılıp Doğu'nun içeri geçmesiyle hepimizin bakışları ona taraf döndü.
Doğu derin bir nefes alıp bana bakarak derince gülümsedi ve "Babamla konuştum,her şeyi anlattım önce şaşırdı,yalan söylediğimiz için kızdı ama bunca yıl sonra ondan istediğim şeyi yere düşürmeyecek.Yardım etmeyi kabul etti."dedi sevinç dolu bir sesle.
Duyduğum şeylerle mutluluktan çığlık atıp koşarak kendimi Doğu'nun kucağına attım.
Doğu beni belimden kavrayıp havada döndürürken annem ve Umay'ın şaşkın ve sevinç dolu sözcükleri kulaklarımı doldurdu.
Her şey yoluna girmeye başlamıştı işte,evimizi,işimizi ve okulumuzu geri alacak sonra Ebru hanımı ilişkimize ikna edip kendimizi ona affettirecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı | Gay
General Fiction+18 |Tamamlandı|√ • • Doğu kıp kırmızı olmuş bir şekilde,sakinleşmek için derin derin nefes alıp eliyle yüzünü sıvazladı ardından put gibi elimde ki tepsiyle dikilmiş beni gösterip "Erkek lan bu!Hem de askerlik arkadaşım olan bir erkek!"diye bağırd...