68.Bölüm

37.9K 2.6K 196
                                    

Yetiştim yetiştimmmm. Bu gün bölüm atacağım dedim ve saat 12yi geçmedii yani attım ahahhajseıod ama bölüm o kadar içime sinmedi ki. Bir daha böyle zorlama yazmayacağım artık kaç gün bölüm gelmezse gelmez, yapacak bir şey yok kötü olacağına güzel olsun arada bir gelsin diye düşünüyorum. Umarım sizin hoşunuza gider❤️ iyi akşamlar.

İyi Okumalar Dilerim♡

İyi Okumalar Dilerim♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kurtulmuştuk.
Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim. Ama kurtulmuştuk işte. Allahım çok şükür! Çok şükür.

Koşmaya devam ederken arkamızdan gelen silah sesi o kadar da kolay olmadığını göstergesiydi...

Hazalın elimi tutan eli, gücünü kaybederken hızla ona döndüm. "Hazal!" Diyerek tuttum düşecekken.

"Leyla!" Dedi korkuyla. "Vuruldum. Vuruldum mu?"

Bakışlarım aşağıya kaydı. Bacağından vurulmuştu.

"Bir şey yok Hazal." Dedim.

"Leyla canım acıyor."

"Bir şey yok, hadi Hazal hızlı olmamız gerekiyor."

Kolundan tuttum ve tekrardan koşmaya başladık. Ama az önce ki kadar hızlı değildik. Çünkü Hazal yaralanmıştı.

"Nereye gidiyorsunuz ama hanımlar?" Diyerek ağaçların içinden karşımıza çıkıverdi Evren.

Kaçmak için arkamızı döndüğümüzde bize doğru gelen adamları gördük. Adamlardan biri yanımıza gelip Hazalı çekerken Evrende benim yanıma geldi.

"Yürü." Diyerek kolumdan çekince "Bırak!" Dedim.

"Zorluk çıkarma doktor! Yürü." Dedi ve daha sert çekti.

"Bırak beni şerefsiz!" Diyerek çırpınmaya başladım.

Bana dönüp elini kolumdan çekti ve saçıma attı. Saçlarımı sertçe çekince gözlerim doldu. Sanki saçlarım kökünden kopacak gibi hissetmiştim.

"Laflarına dikkat et doktor. Zararlı çıkan sen olursun. Şimdi yürü!" Dedi ve öne doğru itti.

Tekrardan az önce ki eve geldik ama bu sefer farklı bir odaydı. Camı olmayan, boş bir oda.

Bizi içeriye soktuktan sonra kapıyı kapatıp üstümüzden kilitlediler.

Hazal duvarın yanına çökmüş ağlıyordu.

"Hazal." Diyerek yanına gittim. "Uzat bacağını bakayım."

Hazal bacağını uzattı. "Öleceğiz burada." Dedi. "Öldürecekler bizi."

"Bir şey olmayacak." Dedim.

Ne olursa olsun bizi burada bırakmazlardı. Ercüment beni burada bırakmazdı, ne pahasına olursa olsun kurtarırdı.

Müptela | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin