"Buzun sırrı"

16 0 3
                                    

Dünya şampiyonası her sporcunun hayalidir, ve ben de bu konuda istisna değildim.
Gösterimizin bir kaç dakika içinde başlaması gerekiyordu bahisçiler şampiyon olarak bizi görüyorlardı.
Maalesef bu planları çökmeye mahkumdu, çünkü şampiyonluk en büyük kabusuma dönüşmüştü.

İkimiz buza çıkarken müthiş bir alkış koptu. Buzun üzerinde özgür kuşlar gibi uçuşuyorduk, yan yana harika görünüyor, gereken tüm unsurları mükemmel bir şekilde yapıyorduk.
Zafer cebimizdeydi.
Fakat o anın güzelliğine rağmen canım çok sıkkındı.

Gözüm tesadüfen bizi coşkuyla destekleyen anneme doğru kaydı, o sırada yanına tanımadığım biri oturdu..

İşte o andan itibaren her şey alt üst olmaya başladı.

Partnerim uygun bir an seçip dansta plansız bir değişiklik yapacağı konusunda beni uyardı.
Bu bizim en büyük hatamız oldu. Bu hata, ard arda gelen bir sürü belaya sebep oldu.

Ne olduğunu anlamadım ama kelimenin tam anlamıyla her konuda güvendiğin partnerim Cenk beni döndürdükten sonra tutamadı.

Düştüm, ve soğuk buza çarpan kafam pistin üzerinde kanlı bir iz bıraktı, şakağıma dokundum..ve bir ıslaklık hissettim..

Garip, ama o an hiçbir şey hissetmedim ve bir sorun olmadığını düşündüm, fakat ağrı yükselmeye başladı, üzerimde şok etkisi yarattı.

"Nasıl olur.."

Dirseklerime dayanıp hafifçe yükselerek durumu anlamaya çalıştım.

Ve fısıldadım.

"Ne.."

Tribünlerdeki seyirciler koltuklarından kalkıp şaşkınlıkla olanları izliyorlardı.

Cenk benden birkaç metre uzaklıkta buzun üstünde yatıyordu, sağlık ekibi önce ona koştu, muhtemelen hiç yaşam belirtisi göstermediğinden çok korkmuşlardı.

"Bu neden oldu.. nasıl oldu"

Olanların farkına varıp kendime geldim ve kalktım.
İlk defa hayatımda damarlarındaki kanın resmen kaynadığını hissettim, bir şekilde dizlerimin üzerinde yükseldim, sonra ayağa kalkıp zorlukla yürüdüm. bir şekilde dizlerimin üzerinde yükselip zorlukla kalkıp yürümeye başladım, bir bacağım diğer bacağımı peşinden sürüklüyordu sanki, belimi tutarak yürümeye başladım.

O an sadece onu düşünüyor, kendimin zerre umursamıyordum.

Sonunda sağlıkçılara ve Cenk'e ulaştığımda dizlerimin üzerine düşüp Cenk'in bileğini tuttum.

Görevliler beni geriye doğru çektikten sonra durumumu incelemeye başladılar, ama o anda bile Cenk'in elini bırakamadım.

Ve o an sonsuza denk aklıma kazınmıştı...


NEW YORK (GÜNÜMÜZ).

Nihayet eşyalarımı o gün zorlukla da olsa toplamıştım ve beni bekleyen Helen Hanıma döndüm.

"Kusura bakmayın, annem hayatı boyunca o kadar şey biriktirmiş ki kolay kolay taşınmıyor."

Odanın içini titizlikle inceledikten sonra kenarda duran son kutuyu elime aldım, ve Helen Hanım bana döndü.

"Olsun sorun değil, öldü demiştiniz değil mi ?"

Duraksadım ve istemeye istemeye Helen Hanıma döndüm.

"Evet maalesef, on sene boyunca kanserle mücadele etti ama başaramadı. Son ana kadar üstesinden geleceğini umuyordum ama ne yazık ki.."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 13, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karlar ve Kristaller Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin