hayal-i çiçek bölüm 6

57 29 3
                                    

" Doğru kararlar doğru insanlarla verilir..."
"Yanlışlar  düzeltilir peki ya yürek?"

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Sabah anne'min  yerine alarm'mım çalmaya başlayınca. Gözlerimi açıp tavanı seyre daldım. Dün gece ne yaşandı nasıl son buldu hepsi film şeridi gibi gözümün önünden geçerken.
Telefonum çalmaya başladı. Yatağım'in sağ tarafindaki komidinin  üzerindeki telefonumu alıp arayan kişiye baktım.
Ama numara kayıtlı değildi. Telefon kapanacağı sırada açıp kulağıma götürdüm.

Ben:" alo kimsiniz?"
0541..." küçük kararını  verdin mi!"  Uzandığım yerden kalkıp sırtımı yatak başlığına dayayıp.
Ben:" sanada günaydın abdulkadir. "
0541..." bırak şimdi günaydını falan, kararını verdin mi sen onu söyle." Bu adam tam manasıyla hödük.  kararımı verdimi ben ne diyicem şimdi hiç düşünmedim  ki.
0541..." hey küçük orada mısın. " of abdulkadir of
Ben:" abdulkadir daha düşünmedim. Okula gelince söylerim kararımı bir dakika benim numaramın ne işi var sende..?" Gerçekten numaramı nasıl aldı ki ben vermedim bu kesin.
0541...:" hiçte zor olmadı numaranı bulmak. Her neyse okulda görüşürüz."
Bip bip telefon suratıma kapandı.
Telefonu kulağımdan çekip dik durduğum yerden göğe  bakıp.
" allahım sen bana yardım  et..."

Abdulkadirin telefon numarasını da :) kahveli (: diye kaydedip telefonu aldığım yere bıraktım  ayaklarımı yatağımın  sağ tarafına doğru sarkıtıp yataktan kalktım. Her zaman yaptığım rutin işlerimi halledip bitirdikten sonra
Dolabımdan kendime siyah bir etek, elbise, tayt ve çorap çıkartıp giydim. Dolabın yanındaki çekmeceli  aynalıktan bir tane siyah şal, bone  çıkartıp aynalığın  önüne bıraktım.

Başörtümü  yapıp  en son tolu iğne'yi de  başörtümün  yanlarına takip. Çantamı. Montumu  ve telefonumu alıp mutfağa geçtim annem ve babam evde olmadıkları için kahvaltı yapmak istemedim. Sadece annemin dondurucu da hazır bıraktığı  sandviçlerden  bir tane alıp mutfaktan çıktım. Koridordan geçerken ayağıma  batan sivri birşey yüzünden.

" ahhhh.  Ayağım bune?" Ayağımı bastığım şeyin üzerinden çekip baktım. yerde metal bir kolye vardı elimdekilerle  biraz eğilip yerdeki kolyeyi aldım. Bu kolye bana hiçte gelmedi ama nerden. Kolyeyi montumun cebine koyup dış kapıya doğru yürüdüm  ayakabılıktan kendime  ayak bileğimi  geçmeyecek şekilde siyah bot çıkartıp giydim ve evden çıktım.

Otobüs duraklarına geldiğimde elimi cebime koydum kolyenin soğuk metalini avuç içime koyup çıkartım. Kolyenin üzerinde küçük bir sarmaşık. Sarmaşığın üstünde ise küçük siyah bir insan figürü vardı. Bu kolye çok tanıdık
Geliyor ama nereden biraz daha hafızamı zorlayıp durdum. En sonunda  aklıma gelen aynıyla.
" evet bu o kolye."

Okula geldiğimden  beri abdulkadir-i hiç görmedim hem bey efendiye  bak sabah kararımı merak ediyor şimdide  gelmemezlik  ediyor Hey allahım. Çantamdaki telefonu çıkartıp.

( portakal delisi ) adlı  guruba mesaj atım.
Ben:" selam kızlar. Dersiniz bittiğinde kantine gelin?" Ve gönderdim  biraz bekledikten sonra telefonuma mesaj geldi.
Ezgi:" dersim az kaldı bitmesine hoca don işlemide yapsın hemen yanındayım:)"
Ben:" tamam. " yazidim  yoladim.
Gökçe:" havin kentindeysen  geliyorum."
Ben:" gökçe hala kantinde yim. "
Gökçe:"Tamam tatlım. " telefonumu kapatıp  masanın üstündeki  cay bardağından çayımı yudumladım.
Ben çayım ve telefonumla uğraşırken birinin benim adımı söylediğini isitim.
Gözlerimi  telefondan çekip etrafa baktım. Kantinin çıkış kapısından birinin bana el kol hareketleriyle  yanına çağırdığını gördüm.
Bende elimle kendimi işaret edince genç adam kafasını evet anlamında saladi. Yerimden kalkıp  oraya gideceğim sırada aklıma dün gecelikler gelince tekrar kalktığım yere oturdum.
Ya onlarsa birden bir korku vücudumu kaplayınca oturduğum yerden beni çağıran kişiye baktım. Hafif uzun iri yapılı esmer bir gençti onu ilkkez  gördüğümü söyleye bilirim ama beni neden çağırdı ki.
Ben oraya bakarken birinin omuzumdan tutunca yerimden sıçradım.
" korkma benim iyimisin havin ?" Gelenin gökçe olduğunu gördüğümde sevinçten boynuna sarıldım.
Gokce:" havin tatlım ne oldu iyi misin! "
Ben:" şey..ya..Yok.. of evet Iyim. " gökçe benim kollarımı çözüp bana doğru eğilince bende ona baktım.
Gokce:" kızım gerçekten iyimisin. Beyin benzin atmış yüzün limon gibi  sapsarı oldu."
Ben:" Iyim sadece ( bir bahane daha bul ) gördüğüm rüyanın etkisinde kaldım. Sende aniden omuzumu  tutunca korktum."
Gökçe:" eminmisin rüyadan olduğuna ama sen bilirsin korkuttuğum  için  özür dilerim tatlım."
Ben:" önemli değil boşver sen..  gel oturalim birazdan ezgi de gelir."

Gökçeyle  önceden oturduğum masaya geçip oturduk. Kantinin çıkış kapısına baktığımda o gencin orada olmadığını. Gördüm. Gözlerimle kantinin içini gözetlemeye  başladım ama o genç yoktu.
Ezgi:" selam kızlar " ezgi gelince etrafa atığım şüpheli  bakışları kesip ona.
Ben:" hoş geldin ders nasıldı. ?"
Gökçe:" hoş geldin tatlı şeker"
Ezgi:" hoş buldum kızlar. ya havin der sıkıcıydı  hem sen ve emre olmayınca dersin tadı çıkmıyor."
Ben:" biliyorsun ezgi geç kaldığım  için hoca derse almadı ."
Ezgi:" ya boşver hocayı  da emre ve leyla neredeler?"
Gökçe:" leyla en son lavaboya  diye çıktı.  Emre'yi görmedim."
Ben:" emrenin  işi varmış okula gelmeden önce mesaj yazmıştı guruba hiç bakmazdınız mı. "
Ezgi:" yok hiç bakmadım sadece seninle mesajlajtik  okadar."
Gökçe:" ya havin mert sizinle aynı bölümdeymiş neden söylemedin!"
Yine başladık en iyisi ben bilmemezlikten geleyim..
Ben:" mert o kim ki."
Gokce:" havin yemezler tatlım ya hadi dün iki yeni öğrenci geldi. Of sen bir görüseydin.? "
Ben:" ah gökçe ah yeter yeni gelenleri röntgenlemeyi bırak vallahi bezdim senin şu erkek takıntından. Ben kalkıyorum dersin başlamasına az kaldı. Hadi size iyi dedikodular."
Gokce:" ama havin!" Gökçe kedi yavrusu gibi bakınca bende iki yanağını sıkıp bıraktım.
Ben:" benim canım arkadaş im sen bu takıntıyla en az iki gün sonra sevgili bulursun."
Ezgi:" yok havin biz ona sadece iki saat diyelim."
Gökçe:" yaaaaa." Kızları kantinde bırakıp yukarıya çıktım sınıfa yaklaşmışım ki biri beni kolumdan tutup  çekti çığlık atacağım sırada eliyle ağzımı kapatıp sürükledi....

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●▪●●●●●●●●●●●●
Merhaba ben geldim ve gidiyorum

Arkadaşlar kitabımda zaman mekan belirtimyorum çünkü sizin hayal gücünüze bırakıyorum oraları...

HAYAL-İ ÇİÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin