1.

102 16 12
                                    

Derin bir iç çekip saatine baktı esmer olan. 'Nerede kaldın Michelle?' diye düşündü içinden.

Sık sık buluştukları cafede bekliyordu Christopher ve her zamanki gibi Michelle onu bekletiyordu.

"Sevgilim, ben geldim!"
Uzaktan, yapmacık bir gülümsemeyle gelen Michelle'i gördü.

"Yine beklettin."

"Biliyorum sevgilim, özür dilerim. Hazırlanmam uzun sürdü."

Esmer olan, baştan aşağıya sevgilisini süzdü. Ardından onun elini tuttu, küçük bir öpücük kondurdu.

Garsona bakındığı sırada, sarı saçlı bir çocuk gözüne çarpmıştı.

Sarı saçlarını toplamış, arkadaşlarıyla eğlenmek adına buraya gelmişti.

Christopher o an hayran kalmıştı bu sarışın çocuğa.

Gülüşü etrafa renk saçıyordu. Yüzü ise bir güneş gibi parıldıyordu.

Christopher, sarışına daha çok odaklandı. Bu çocuk gerçekten şaheser gibiydi. Özellikle dudaklarından çıkan o sözler bile bir şiir gibiydi.

Elleri. Elleri gerçekten çok zarifti sarışının. Taktığı yüzükler ile elleri tapılası derecede güzel duruyordu.

Kısaca bu genç bir Tanrı kadar kusursuzdu.

"Sevgilim, garson şurada!"

Düşüncelerinden ayrılmıştı, Michelle
yüzünden.

Sarışınından gözlerini çekmiş, Michelle'in gösterdiği garsona bakmıştı.

Ardından, garsonu çağırdı.

Siparişlerini verdikten kısa bir süre sonra sarışın olan masadan kalkmış, lavaboya doğru yönelmişti.

Esmer olan ayağa kalkmıştı onu takip etmek için. O sırada tekrardan sevgilisi Michelle'in sesini duydu.

"Nereye gidiyorsun Christopher?"

"Lavaboya gidip geleceğim. Birazdan gelirim."

Sarışın arkasından birinin geldiğini hissetmişti. Adımlarını hızlandırıp, lavobaya girdi.

Arkasından gelen ikinci bir kapı sesi ile arkasını döndüğünde tahmin ettiği gibi Christopher gelmişti.

Christopher uzun zamandır onu arıyormuş gibi bakıyordu sarışına.

"Christopher, burada ne işin var!"

Sarışın onu gördüğü için hiç hoşnut değildi gibi. Esmer olan bir iç çekti ve dudaklarından tek bir şey çıktı.

"Hyunjin."

Sarışının kulağına varan ismi ile dudağında bir çift dudak hissetmesi bir olmuştu.

Christopher bunca zamanın verdiği hasretin acısını sanki sarışının dolgun,pembe dudaklarından çıkarıyordu.

Sarışın,esmer olanı omzundan tutup itti ve konuşmaya başladı.

"İçeride kız arkadaşının olduğunun farkında mısın ahmak!?"

"Ben.."

"Sen ne?! Sevgili olduğun insanı aldatacak kadar pislik olamazsın."

"Hyunjin, ben sana.."

"Hayır, duymak istemiyorum."

Esmer olan derin bir iç çekti. Sarışını tam gidecekken kolunu tutmuştu nazikçe.

"Beni dinle."

"Neden dinleyeyim Christopher?"

"Hyunjin.. göründüğü gibi değil. O kızla isteyerek sevgili olmadım ben."

"Kızın duygularıyla da oynuyorsun yani?"

"Hayır.. Babam denilen pislik herifin oyunu bunlar."

"Ne?"

"Eşcinsel olduğumu bildiği için tehdit etti. Bir kızla sevgili olmam için zaman verdi. İsteyerek sevgili olmadım, yemin ederim."

"Christopher.."

Nazikçe bileğini bırakmış, histerik bir gülümseme sunmuştu sarışınına.

Ardından hızlı adımlarla Michelle'in  yanına geri döndü.

"Christopher! Neden bu kadar uzun sürdü? Kahven soğudu."

"Dalmışım.. Üzgünüm."

"Ah, tamam sorun değil. Baban aradı bu arada, ilişkimizi sordu."

Esmer olan öylece bakakalmıştı sevgilisine. Ardından derin bir iç çekti.

"İlişkimizin gayet iyi gittiğini söyledim."

"Evet.. Gayet iyi gidiyor."

Esmer olan anlını ovalamaya başladı başı ağrıyormuşcasına.

"Sevgilim hadi gidelim."

dedi Michelle, bir şeyleri anlamış gibiydi ses tonu. Esmer olan sadece başını sallayarak dediğini onayladı.

Hesabı ödeyip, çıktılar cafeden. Michelle'i evine bırakmak için.

Christopher, kendi evine geldiğinde ise direkt kendini yatağa attı. Üstünde bir yorgunluk vardı.

Gözleri neredeyse kapanacak olan gencin telefonuna bir mesaj geldi.

+61 **** *******
Özür dilerim Christopher.

What Is Love? // HyunChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin