Pazartesi
Okula girdiğim andan itibaren sanki tüm gözler benim üzerimdemiş gibi hissediyordum. Bu gerileme sebep olurken kafamı kaldırmadan ve Kuzey ile karşılaşmadan sınıfa gitmek için dua ediyordum.
Fakat bu ibnenin duası kabul olmamıştı Kuzey karşımdaydı.
Arkadaşlarına birşey söyleyip hemen bana doğru yürümeye başladı. Bu yüzden adımlarımı daha da hızlandırdım.Gelip kolumdan tuttuğunda durmak zorunda kalmıştım.
"Emre, beni dinlemen gerekiyor"
Sinirle kafamı ona çevirdiğimde birkaç gündür aynadan gördüğüm yüzden farksızdı yüzü. Benim ki gibi solgundu yüzü. Zayıflamıştı.
"Kuzey okuldayız. Arkandan ibne denilmesini istemiyorsan kolumu bırak. Konuşacak birşey yok."
Kolumu çekip sınıfa yürüdüm. Tahmin ettiğim gibi olmuştu, okulda olduğumuz için sadece arkamdan bakmıştı. İbne diye seslenilmesini istemiyordu.
Yüzsüz gibi yanıma gelebiliyordu.Sınıfa geçtiğimde yerime geçmiştim. Kafamı toplayamıyordum. Herifi gördüğüm an tüm dengem altüst oluyordu.
Güçlü görünmeye çalışmak bile çok zordu şuan. Hemen yanıma oturan Alp ile düşüncelerim daha da yoğunlaşmıştı.
Abisinin ihaneti ile yıkıldığım çocuğa dönüp selam bile vermek gelmiyordu içimden. Kırıldığımı her kese belli etmek ve benden uzak durmalarını istiyordum. Daha fazla kimse ile konuşmamak istiyordum. Ama onların evlerinden çıktığım zaman
"Özür dilerim" lafı yüzünden bunu yapamadım. Abisinin hatasının cezasını ödetemezdim."Nasılsın?"
"İyiyim" diyebildim sadece. Yüzümü ona döndüğümde Alp'in de durgun olduğunu gördüm. O niye bu haldeydi peki şimdi.
Sikeyim
"Özür dilerim" dedi tekrar. Abisinin yaptığı hata bizi bu hâlâ sokmuştu.
Hata değildi belki de. Bizim yaşadığımızdı hata. Beni sevmediğini bile bile onunla olmaya razı gelmiştim. Hatayı ben en başında yapmıştım. Şimdi ağlayıp sızlanma hakkım da yoktu. Şimdi Kuzey daha mutlu olacaktı. Birkaç gün vicdan azabı çekerdi kendince sonra da eski fabrika ayarlarına geri dönerdi.
Ben de aynısı yapacaktım. Kendimi toplayacağım olan olmuştu işte Emre.Okulda geçen boğucu saatlerin ardından babama beni almaya gelmesi için mesaj yazmıştım. Çünkü o gelmezse çıkışta Kuzey yine gelip birşeyler anlatacaktı. Okul çıkışı olduğu için daha rahat olacaktı. Buna katlanmak bile istemiyordum.
Babama bir kez daha mesaj attım ama cevap gelmeyince mecburen okulun kapısına doğru yürümeye başladım. Kapıya geldiğimde Kuzeyin orada beni beklediğini gördüm. Bir küfür savurup yüzümü sabit tutmaya çalışarak yanında geçeceğim sırada bu sefer önüme geçip beni durdurdu."Beni dinlemeden seni bırakmayacağım"
"Anlamıyorsun değil mi seni görmek istemiyorum"
Kuzey tam ağzını açacağı sırada telefonum çalışmıştı, babamın aradığını düşünmüştüm ama annemdi arayan.
"Emre" dedi telefonun diğer ucundaki kadın. Sesinden ağladığı belliydi. Bu tüm kanımın çekilmesine sebep oldu.
"Anne"
"Emre ,baban kaza yapmış"
İşte o an sanki ruhum vücudumdan çıkmış beni terk etmişti. Elimi kıpırdatmaya çalıştım ama yapamadım. Olmadı.
"Emre ne oldu? " duyduğum ses hem çok uzağımda hem çok yakınımdaydı.
"Ne oldu?"
"Babam kaza yapmış" diyebildim sadece.
Aklımda o kadar düşünce geçiyordu ki durduramıyordum.Son aklımda kalanlar Kuzeyin hemen annesini arayı bizi almaya gelmesini söylemesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Adım Sonra
Teen FictionKuzey: Doğru mu? (Görüldü 19:18) Emre:Ne doğru mu? Kuzey: Hakkında söylenenler? Emre: Ha, ibne olduğum mu? Evet doğru Kuzey: Gevşek misin? Emre: Beni dövmeye hazırlanıyorsan, umudu kes, yarın okula gelmeyeceğim. Kuzey:Neden? Emre: Kuzey abicim akşam...